- 1302 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Sevgiyle Doyurdular, Şefkatle Yoğurdular
Sevgiyle Doyurdular, Şefkatle Yoğurdular
“Ne bir eksik ne bir fazla” demedim, onlar birbirinin ruh ikizidirler!
Arsız bir dünyada oburların nefisleri, öz benlikleri, yalayıp yuttuğu bu yaşamda,
özünü bir yerde bırakıp sadece kalbini gezdirenlerin arasında…
En az hasarla hayata tutunabildiysem, Tutunanlardan olabildiysem, bunun
mimarı Annem ve Babamdır…
Zira hayatta “Tutunamayanlar” dan olmakta vardı!
Altyapı olmadan sağlam bir bina inşa etmek yok olmaya yol açabilecek,
istenmeyen tehlikenin habercisidir, anlayana…
İlk aldığım öğüt: Hayatı sen yaşa! Hayatın seni yaşamasına müsade edersen,
rüzgârın önündeki kuru yaprak gibi savrulursun binbir yana.
Annem-Babam sadece seçenek sundular, sadece alternatif yollar çıkardılar
önüme, hangi yoldan gidersem ne gibi zorluklarla karşılaşacağımı anlattılar.
Önüme barikat kurmadılar, tehlikeyi gösterdiler, beni bilinçli takip ettiler,
gittiğim yoldaki engelleri bana farkettirmeden kaldırmayı denediler. Yollarımı
açık bıraktılar.„Hata yapacaksın ki doğruyu bulabilesin ama dikkat et, bazı
kusurlu yapılan hataların telafisi olmuyor; dikkat et, hayatının hatası olmasın!“
dediler.
Bıraktılar, mücadele etmeyi öğrendim hayatla.
Mücadele ruhunu aşıladılar, arzu ettiğim tüm başarılar kendiliğinden gelmeye
başladı, sadece başarı mı? Hayatın dışarıdan seyredilen bir fanus içerisinde
olmadığını öğrendim.
Zaman kısırlığını yaşatmadılar, ciddi randevuları ertelediler, değerli olduğumu
hissettirdiler, sevgiden mahrum etmediler. Sevgiyle donandım…
Annemden Babamdan korkmadım, onları çok sevdiğim için üzmemeye özen
gösterdim, dikkatli oldum, örneğin akşam yemeğinde masadaki yerimi hiç
boş bırakmadım. Bu evde yaşıyorsam, bu evin ilke, nizam, görgü kurallarının
bilincinde olmalıydım. Oldumda…
Annem babamın sevgisini saygıyla besledi, bende babama sonsuz saygı
duydum; Babam annemi örnek gösterdi, bende annemi örnek aldım: Hayatımın
kılavuzu yaptım…
„Çalışmadan başarıyı, sevmeden sevilmeyi, mutlu etmeden mutlu olmayı
beklemek adil olmaz“, „Küçük ya da büyük, her hayal kırıklığı, her acı bir
fırsattır, yeni bir başlangıçtır“ dediler, “Yaşamdan yeni bir şeyler öğrenebilmek
için. Güneşin hem doğuşunu, hem batışını seyret, bil çok kısa olduğunu
hayatın, hep vermek için ya da hep almak için kısıtlıdır zamanın, uğruna bir
ömür harcayacak soruların olsun, yanıtları aramak için; çok bilmiş görünme,
hiçbir şey bilmeden!”, ”Onuruna dokunma, dokundurma! Onurun korusun seni!
Onurunla onura üye ol yasadığın süre, inleyen birine sus deme“ dediler.
İlk aşkım Babam, ilk öğretmenim Annem oldu!
İyi ki varsınız, sevgiyle yoğurdunuz, kültür bahçenizin bitkileriyle doyurdunuz,
manevi olarak hiç aç kalmadım.
Yarınlarım için maddi birikim yapmadılar…
“Ne kadar yaşayacağımız belli mi, o gün bugünkü kadar belki ihtiyacın
olmayabilir” deyip eksiklerimi tamamladılar „Ölümünü bekleyen Anne-Baba
olmaktansa, yaşamımız için duaya laik kılalım kendimizi.“
Günü gelmişti…
Yarından sonra uzun bir ayrılık alacaktık zamandan.
Annem biraz gergin, babama çatıyor, babamın susmanın dışında başka
bir seçeneği yok, mutluluklarının sırrı bu olduğuna inanmışlardı. Eşlerden biri
susmalıydı, kadın ya da erkek, bunu zaman tespit ederdi, evliliğe aday gençlere
tavsiyeleri bu tarzda olurdu.
Bu sabah susma sırası babamdaydı: „Nedim kendini ihmal ediyorsun, gözlük
numaranda yükseldi sanırım, bir kaç aydır kitabıda çok yakından okuyorsun,
radyoyu epey bir sesli dinliyorsun, Berrak burada unuttun mu yoksa?
Duymamıştır gerçi, küçük hanımın uykusu ağırdır. Alınganlık yapma sakın
hayatım, bu sitemim seni benimsediğimdendir, kefaretini beraber ödüyoruz
biliyorsun. Sen benim herşeyimsin, biliyorsun değil mi, Nedim? Neediiim..?“
Babamda çıt yoktu, annem yumuşamıştı, babam “Yine küçük kız şımardı” diye
gülümseyerek mırıldandı. O sabah dayanamayıp sordum: „Söylesene baba,
nedir evlilikte mutluluğun sırrı? Size baktıkça mutluluğun formülünü bulmuş
gibisiniz.“ Şefkatli ses tonuyla: „Menekşe gözlüm” dedi, “Biz mutluluğun
formülünü sonradan bulmadık, biz zamanla kendi mutluluğumuzun formülünü
yarattık, otuz beş yıldır benim „Herşeyim“ var, Annen benim herşeyim, sevgilim,
ruh eşim, hayat yoldaşım. Bundan değerli ve daha önemli hayatta ne olabilir ki?
Zamandan hiç yolcusu yokmuş gibi aldık yol, iki kişilik yaşadık aşkı, sevdayı, hayatı!“
Bu aşkın ürünü olduğum için çok şanslıyım!
Size up-uzun bir ömür diliyorum.
Önce Allaha, sonra birbirinize emanet ediyorum!
Dünümde vardınız,
Bugünümde,
Yarınlarımın gecelerinde bir yıldız gibi daima olacaksınız!
İYİKİ VARSINIZ…
KAYIP YALDIZ ___Resim.
Sevgiyle Doyurdular, Şefkatle Yoğurdular Yazısına Yorum Yap
"Sevgiyle Doyurdular, Şefkatle Yoğurdular" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.