- 576 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
EY AŞK NEREDESİN ? 46
“ Nasılsın kardeşim. Meraktan öldüm öldüm dirildim. İyi misin şimdi ? Ah be kardeşim, dikkat de ediyordun kendine. Yanına gelmek istiyorum ama dükkanı da bırakamıyorum. Fakat çok merak ediyorum. Sesin iyi geliyor. Bir an önce iyileş tamam mı. Düğün dernek yapacağız ha ona göre. “
“ Kamil ağabeyim şükürler olsun iyiyim. İnşallah iyileşeceğim tabii ki. Sen, merak etme beni. Babam var yanımda. Sen, dükkana göz kulak ol. Sen orada olunca, gözüm arkada kalmaz benim. Şey ağabey bir şey soracağım sana. Yanıma, annem geldi. Benim hasta olduğumu ve burada yattığımı nerden öğrenmiş olabilir ki ? Oraya geldi mi ? Senin bilgin var mı ? “
Aklına gelen başına gelmişti Kamil’ in. En doğrusunu yapmıştı aslında. Kim olursa, kadının o haline acır ve istediği bilgileri verirdi. Kendini, onun yerine koyduğunda, doğru yaptığını düşünüyordu.
“ Tarık ! Ben söyledim hasta olduğunu ve orada yattığını. Önce kim olduğunu bilmiyordum. Seni sorduğunda, kim olduğunu sormadan ağzımdan çıktı senin hasta olduğun. Sonra, o haberi duyar duymaz, fenalık geçirdi ve bayıldı. O kadar üzüldü ki anlatamam. Sonra öğrendim annen olduğunu. Yüreğim çok acıdı onun haline. Belli ki çok acılar çekmiş ve gereken dersi de almış. Pişmanlık duyuyor. İyi veya kötü, aranızda ne geçti ben bilmiyorum. Fakat bir gerçek var ki o da annen olması. Annelerin hakkı ödenmez. Atalarımızın hakkını ödeyemeyiz. Bu şekilde olacağını düşünebilseydi, o hataları yapar mıydı ? Herkes hata yapar. İnsanlara mahsustur hatalar. Kızacaksan bana kız. Ben söyledim. Hiç de pişman değilim. Bir ana ile oğlu kavuşturabildiysem ne mutlu bana. “
“ Ağabey, evet kızıyorum şu anda sana . Fakat, sana sevgim de saygım da sonsuz. Senin yerine başka biri yapsaydı asla yüzüne bakmazdım. O, geldi ve gitti. İçimde ne kadar tuttuğum şey varsa, hepsini haykırdım ona. Doğru mu yaptım, yanlış mı yaptım bilmiyorum. Şu anda hiçbir şey de düşünemiyorum. Gidişi o kadar dokundu ki bana. Anlatamam. İçim sızladı. Kendimi zor tuttum arkasından koşarak sarılmak için. Rahatladın mı şimdi ? Neyse ağabey, sen kendini suçlama. Belki, ben de senin yerinde olsam aynı şeyi yapardım. “
“ Sen bir an önce iyileşmeye bak. Boş ver gerisini. Zaman, her şeyin ilacıdır. Yeter ki sağ ve sağlıklı olalım. Ben, fırsatını bulur bulmaz geleceğim seni görmeye. Bir isteğin var mı ? Dualarım seninle. “
Kamil’in ona karşı tavırları, şefkati ve yardımları onun bu durumuna gelmesinde büyük rol oynamıştı. Onunla, kader birliği yapmışlardı şu kısa sayılabilecek zamanda.
Bir an, az önce telefonda söylediklerini tekrar düşündü. Bir şans vermeliydi belki de. Zamana bırakmak en doğrusuydu.
Telefonu kapattıktan sonra bir an aklına Halime düştü Kamil’ in. Çok ihmal etmişti onu. Ona ümit vermişti. Onunla çok mutlu olacağını hissettirmişti. Tam, her şeyi yoluna koyup, onunla kuracağı yuvanın hazırlıklarına başlayacakken, bu hastalık çıkmıştı.
Ertesi günü onu görmek için yanına gitmeye karar verdi o anda. Hayat, beklemeye gelmiyordu. Sürprizlerle doluydu. Günlük işlerine daldı bu düşüncelerin ardından.
Epey bir dolaştı o halde Emel hanım sokaklarda. Sonra, gece kalacak bir yer bulması gerektiği aklına geldi. Uyuyup dinlenecek ve ertesi gün yine oğlunun yanında alacaktı soluğu. Bu kaç gün sürecek olsa bile vazgeçmeyecekti. Onu, sonunda tekrar kazanacak ve bağrına basacaktı. Bir daha bırakmamacasına.
Bütçesine uygun bir otele yerleşti. Üzüntüden başına ağrı girmişti. Odaya girer girmez, kapısını sıkıca kilitledikten sonra yatağa uzandı ve uyudu kaldı.
DEVAM EDECEK.