- 689 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AYIŞIĞI GÖLGESİ / ardahan öyküleri 79 (kitap 58)
The last that ever she saw him
Carried away by a moonlight shadow
He passed on worried and warning
Carried away by a moonlight shadow
Asla göremedi, bir daha
Ayışığının uzaklaştırdığı gölgeyi
İkaz ve üzüntüyle o, geçti gitti.
Ayışığı ıraklaştırdı gölgesinde.....
Göp güzel bayan Amerikalı şarkıcı Mike Oldfield’in güp- güzel şarkısında "Ayışığının Gölgesi"ne payesel bir imge zenginliği hıfzediyormuş.
Şahsen insan bu tür hayallere alışkın değildir. Bizim hayaller ve modern çağın hayallerini kıyaslayınca insan hayalin kendini daha ziyedesiyle anlıyor.
O mu, bu mu daha güzel?
Her şey bütün ve komple olunca değer ve varlık durumuna girebilirmiş.
Carl Sagan:
"Birşey herşey; herşey bir şeydir." dermiş.
ay beyaz deniz mavi eğlenin kızlar
yarinden ayrılanın yüreği sızlar
hayatta ne vardır kıymetli baki
kimimiz uyku gibi kimimiz saki
sandalımız sanki uçan bir kuştur
hayat dalgalar gibi bazen yokuştur
hayat böyle giden gelmez
ayrılanlar neden gülmez
aşkımızi kimse bilmez
gizleyelim yah yah.
Sarı renge beş dakika gözümüzü kımıldatmadan bakalım! Gözün kamaşmasına kadar... dairesel sarıdan yavaşça gözümüzü kaldırıp beyaz boş alana gözümüzü tekrar sabitleyelim. Mor renk ve daire birden bire kağıdın üzerinde peydahlanacaktır gözümüzün önünde .
Deneyden çıkan sonuç: sarı renk bütünün parçasıdır. Öbür parçası da mordur. Mor ve sarı ancak bir tamam olabilir. Sarı parçasal renktir. Fakat doğruluk namına göz bunu tamamlıyor. Gözün hakikate ait olan özelliğidir.
Siyah bir parçadır. Hepsi değildir.
Beyazda bir yarısıdır.
Bütün ise: Grilerin başındaki karalar ile sonunda ki beyazlarla hepsidir.
Bugün öğrencilerin karne aldıkları gündür.
Kış tatili "On beş tatil" diye nam salmış kısa günün karı dinlencedir.
Kış soğuğu ilen gelir. Öğrencilerin sevdikleri iki haftalık tatil. Öğrenciler: Çocuklarımızdır. Öğrenci ve çocuk ayırtı pek yapılmaz. Oysa çocuk ayrı; öğrenci başkadır.
Hele öğrenci olmuş çocuklar bambaşkadır.
Seneler, seneler evveli bir eğitim bilgesinden televizyonda duymuştum. Metroda; Finlandiya’da büyükler kalkıp çocuklara yer verirmiş. Çocukları buyur ile oturturmuşlar. Sormuştu televizyonun sunucusu.
-Hocam; sebebi nedir?
-Çocuk motor becerisi gelişmemiş bir canlıdır. Kafası kadar vücudu vardır. Çocuk kafasını zorlukla gezdirir. Hareket serbestisi yetişkinin çocuğa benzemez. O yüzden kibarlığı yetişkin yapmalı çocuk değil.
Çocukların zihin becerileri yetişkinlerden fazladır. Saf ve pür zihne sahip çocuklar: yetişkinlerden daha yaratıcı ve biliciymiş.
Die Hard "Zor Ölüm" filminde, yönetmen John Mc Tiernan: Bruce Willis ve Samuel Jackson’un oynadıkları film var ya; o filmde saf bilgiyi ve bilinmezi çözmeyi çocuklar üzerinden açıklıyordu. İki çocuk; kahramanlarımıza:
" Ortalık o kadar sakin; merkez bankasını soysalar haberiniz olmaz" diyordular. Hakikaten filmde Amerika Rezerve Bank’ı soymuştular. Bruce Willis ve Samuel Jackson’da o an şafak attı.
"Evet, çocuklar doğru söylüyor. " dedi ve topukladılar.
Erdiklerinde bankaya; bankanın aktarılıp, bitirildiğini görmezler mi?
Yönetmen: Bilinmezi, filmde çocukların üzerinden çocuklara çözdürdü.
Ama bu bir doğrudur ki; çocuklar kapasite olarak bilinmezi çözecek saflık ve durulukta zihne sahiptirler.
Picasso: Çocuklar gibi resim çizmek için elli yılını verdiğini söyler.
Mikelangelo; fresklerinde melekleri çocuk vücuduyla simgelemiştir.
Willaem Blake çocuk formuyla iyiliği ve güzelliği göstermiştir.
İbn Tufeyl "Hay " isimli kahramanını bir çocuk ile isimlendirmiş.
Yaşamak’ın güzelliğini Nazım Hikmet: "Hoş geldin bebek" şiirinde çocukla imgeleştirmiştir.
"AL HABERİ ÇOCUKTAN! "
Ecdadımız bu sözle: Saf ve duru zihne sahip, temiz safiyetiyle sezgi sahibi yeteneği olan çocuğa nasip kılındığını derecesine tasdik etmiştir.
Çocuklar bozulmaksızın bir temiz zihne sahiptir. İşlev itibariyle saf zihinlerine yetişkinler değer biçer ve bazı işlevsellik katmak isterler.
Yukarıdaki filmde yönetmen bir girift sorunu çocuğun saf zihnine çözdürüyor. Çocuğun saflığı temiz derin analizler için geçerlidir. Akıl oyunları ve kurguları ise hazırlayamaz.
Oyun ve planlama yapamaz.
O kadar derin ve saf temizlik içindeki zihn-i çocuğun en derin soruya cevap verir. Çünkü hissiyatı yüksektir.
Milli Piyangoyu çocuğa çektirirler.
Dalay Lama ölünce yerine doğan bir çocuğu oturtmaları; Tibetlilerin de aynı yöndeki anlayışlarıdır.
Kralların tahtlarına çocukları oturtmaları.
Çocukların yetişkinlerden bir bütün olarak diğer parça olması yanında tamamlayıcı yanıdır da.
Çocukları tanımadan yetişkinleri tanıyamayız.
Yetişkinleri tanımadan çocukları tanıyamayız.
Unutmamalı! Çocuklar öğrenci ve çocuktur.
Onlara gereken her ihtimam gösterilmelidir.
"Çünkü çocuklar çiçektir".
y.yılmaz.... 18-01-2010
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.