- 975 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
NASIL BİR MİLLET OLDUK BÖYLE!
Evet!Nasıl bir toplum olduk böyle?
Tepkisel! Artık herşeye tepki vermek en başta gelen görevlerimizden biri gibi algılıyoruz ve öyle davranıyoruz.Atalarımız bizden çok daha cahillermiş ama, pek çok şeyi bizzat hayat laboratuarının içinde yaşayarak ve yoğrularak , tecrübe ederek öğrenmişler.Ve her tecrübe ettikleri şeyi de, Atasözü dediğimiz kısa özlü sözlerle dile getirmişler, bunlar bizden küçklerin kulaklarına küpe olsun demişler.Ama, nerde o küpeleri kulağa küpe edip de gururla taşıyacak insan....
Ne demiş, Atalarımız; "İnsanlar, konuşa konuşa anlaşır!"
Evet, insanlar , konuşa konuşa anlaşır. En doğru, en etkili, en sağlıklı ve en kalıcı anlaşma yolu budur.Hele ki, içinde bulunduğumuz şu İletişim Çağında, hala buna özen göstermiyoruz ve iletişim kazaları yapıyoruz.
İyi bir iletişimin, en başta gelen kuralı iyi bir dinleyici olmaktır.İyi dinleyici olmaktan kasıt, karşımızdaki konuşurken, onu dinlemek ve anlamaya çalışmaktır.Söylenen sözün birkaç sözcüğünü yakalayıp, ona tepki vermek değil, konunu bütününü dinleyip anlamaya çalışarak anlatılmaya çalışılan şeyi anlamak için çaba sarfetmektir.
Bizim çocukluğumuzda, bizlere hiç söz hakkı verilmezdi.Evin büyüğü, konuşur, gençleri susardı.Şüphesiz bu da normal bir durum değildi.
"Daha sonra siz de konuşun, siz de fikrinizi söyleyin!", denmeye başlandı.
Bu durum, zamanla devinim kazandı ve "Susma!Sustukça, sıra sana gelecek!", gibi sloganlar atılmaya başlandı.Okullarda bile, öğretmenler öğrencileri,"Susun, dersi, dinleyin!",diye uyaramaz oldu.Uyardığı zaman, daha sonra o sınıfa derse girdiğinde, tahtaya kocaman harflerle yazılmış:
"SUSMA! SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEK!", yazısıyla karşılaştı.İyi de kime karşı ve neye karşı susulmayacak, neredeyiz bir savaş alanında mı?
Tabi ki susmuyacağız, tabi ki konuşacağız, duygu düşüncelerimizi tabi ki dile getireceğiz.Ama, nasıl ? İşte bütün mesele bu!
Konuşacağız ama, yapıcı bir şekilde, tatlı tatlı, birbirimizi incitip kırmadan...Eleştireceğiz ama, yapıcı bir şekilde.... Amacımız, üzüm yemek olmalı bağcıyı dövmek değil...Birbirimizi incitip kırmanın kimseye hiçbir faydası yok, tam aksine zararı çok....
Bu memlekette bir insan kolay yetişmiyor.Çok büyük zorluklarla bir evlat yetiştirip ortaya çıkartıyoruz.Yetiştirmek zor ama, bir anda yerle bir etmek o kadar kolay ki ;
çevrede o kadar sık görür olduk ki böyle durumları, bir kaç sözle yerle bir ediveriyoruz hemen, sıfırlayıveriyoruz hemen.... Yapmak istediğimiz, duygu düşüncelerimizi dile getirmekse enim olun amacına ulaşmıyor.Kırıp dökmek ise, işte bundan emin olabilirsiniz...Çok güzel kırıp döktünüz, hatta karşınızdakinin epey bi toparlanamaması pahasına...Bu başarıysa evet çok güzel başardınız.İyi ama, bunun sonucunda ne kazandık! Onu düşünmek lazım!...
Kaç senedir, zaman zaman gazetelerde;"Türk toplumunun % 80’inin ruh sağlığı, bozulmuş durumda, % 80’i depresyonda! Bu insanların çok az bir kısmı, kendi arzusuyla bir psikoloğa başvuruyor, çoğunluğu durumunu ve tedaviyi kabul etmiyor, bir kısmı da depresyon geçirdiğinin farkında değil...Yani, bir de gizli depresyonda olanlar var.....
Hal böyle olunca, Peygamberimizin bir sözü aklıma geliyor; "Birbirinizin işini, zorlaştırmayın, kolaylaştırın!", diyor.Ne de güzel söylüyor....
Ya Yunus Emre’nin sözüne ne dersiniz: "Bir tek gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil, yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil!"
Yıllar önce, ne de güzel vurgulamışlar bazı şeylerin önemini....
Evet, sözü toparlamak gerekirse, topluma, çocuklarımıza en büyük miras olarak bırakacağımız geleceğimize birazcık da olsa güzellikler katmak anlamında katkımız olsun.Toplumu oluşturan bireyler ne kadar ne kadar mutlu olursa, toplum da o kadar mutlu ve huzurlu olur, memleketimiz o kadar yaşanılası bir cennet olur.
"Çorbada bizim de tuzumuz olsun!", misali ufak ufak katkılarla bakın görün ne güzel ne büyük işler başarırız.
Sonsuz Sevgi ve Saygılarımla!
En Güzel Günler Hepimizin Olsun!
Sağlıklı ve mutlu kalın!
(15/08/07 08:00)
Perihan METİN
AMACIMIZ; Bir hoş sada bırakmaktır, şu gök kubbede!...
YORUMLAR
Öğretmen edanız, daha bir yansımış satırlarınıza.
Duyarlı yaklaşımınız ve inanarak yazmış olduğunuz anlatımınıza aynen katılmaktayım, efendim.
Öğrencilerinizin çok şanslı olduğu kanaati, kuvvetle yansıdı kalbime.
Sizin gibi öğretmenlerin yetiştirdiği öğrencilerin özgüvenlerinin tam olduğu kesindir.
Saygılarımla...
"Atalarımız bizden çahillerdi demişsiniz"
asıl biz çahıliz onlara bakınça..bu teknoloji onlarda olsaydı kim bilir neler yaparlardı..cizim bilmeyen Mimar Sinan"ın yaptığı eser ortada..örnek çokkkkkk..
"eskiden biz susar dinlerdik " demişsiniz haklısınız büyüğe saygı vardı..bilen konuşurdu.. kuşlar bile önçe annelerini dinliyor.. susarak..sonra ötmeye başlıyor."SUSMA! SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEK!", diyerek hiç bir şeyi dinlemez insan topluluğu meydana geldi.. getirildi..
her şeyin başı sevgi.. hoşgörü..daha doğrusu özümüze dönmek..özümüze kültürümüze sahip cıkarsak..her şey yoluna girer diye düşünüyorum..
yazınız çok anlamlı idi.. düşündürüçü.. yüreğinize sağlık diyorum..