- 1142 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MAZLUM BİR MİLLETİN FERYADI
Kırgızistana görevlendirildiğim süre içerisinde gezip gördüğüm yerleri günlük olarak yazmaya karar vermiştim. Gittiğim günden itibaren bu işi yapıyordum. Nereden bilirdimki ahıskalı türk kardeşlerimizin orada karşıma çıkacağını…
Bir yıl taşrada görev yaptıktan sonra istek üzere novipavlofka denilen ahıska Türklerinin yaşadığı yere görevlendirilmiştim. Özellikle burada namaza ve kuran öğrenmeye büyük katılım vardı. Burada yaşayan bu mazlum millet, ordan oraya sürgün bir şekilde yaşamış ve yaşamaya da devam ediyorlar. Her türlü zulme işkenceye rağmen Türklüğünü asla unutmamış, örfünü ananesini geleneğini muhafaza etmiş, düğünü derneği mevlüdü cenazesi sanki anadoluda bir köydeymiş gibi hissediyorsunuz kendinizi. Bu garip millet her Türkiye sözünü duyduğunda yüreği kabaran ve milli duyguları şaha kalkan bir topluluk. Her evde her toplulukta bir acı bir hüzün var. Kimi oğlundan kimi kızından kimi ana babasından ayrılmış en acısı doğup büyüdükleri vatanlarından ayrı kalmış bu insanlar daima sahipsizlikten ve yalnızlıktan muzdaripler. Bizim bu sıkıntılarımız türk olduğumuzdandır eğer aslımızı kaybetseydik rus olsaydık bu işkenceleri bu sıkıntıları çekmezdik, tek suçumuz Türk olmak özümüze bağlı kalmaktır, diyorlar. Mesela bunlardan bir muğri emmi varki Türkiye, denildiği zaman adeta kendinden geçiyor hatta biz Osmanlı türküyüz diye bir övünmesi yokmu değmeyin keyfine. Öyle bir anlatıyorki: bir gün pasaport alıyordum görevli memur bana milletin nedir dedi, göğsümü gere gere Türküm dedim. Yok öyle şey sen Azerbaycanlısın azerisin Sovyetlerde Türk yok dedi. Bende sen bilmiyorsun Sovyetlerde türk var hemde Osmanlı türkü dedim. Çık dışarı serseri, dışarıda düşün öyle gel sen azerisin dedi ve ardımdan birde küfretti. Hemen geri döndüm memurun yakasını topladım bana bak ben türküm söylediğin sözleride aynen iade ediyorum dedim. Diğer memurlar araya girdi bizi ayırdı, Sen görürsün deyip beni kapıya çıkardılar. O devirde memura kafa tutmak her babayiğidin karı değildi diyede övünüyordu. Bahçedeki söğüdün gölgesindeki tahta oturaklardan birisine oturdum, sigaramı yaktım. Yarım saat geçmişti ki beni çağırdılar hangi milletten olduğuna karar verdinmi dediler, benim karar vermeme gerek yok ben türk oğlu türküm hemde Osmanlı türküyüm dedim memur kafayı oyana bu yana salladı, baktı olacak gibi değil öbür taraftaki memur yaz da defolup gitsin dedi. Onca küfür duymama rağmen zafer kazanmış komutan gibi çıktım ve türk oğlu türküm diye bana pasaportunu gösteriyordu.(Sovyetlerde iki tür kimlik var birisi bizim nüfüs kağıdı tipi, birisi de normal pasaport)
Zaman zaman bu insanların vatan hasretine kulak veren olmuş bir kısmıda türkiyeye getirilmiş fakat bunlar devede kulak misali. Bazı araştırmacıların bu insanların Yozgat tokat ve konyadan gittiğini belirtiyorlarki, bencede bu doğrudur, çapanoğullarının bir kolununda orada karşıma çıkması bu durumu daha da geçerli hale getiriyor. Son zamanlarda T.B.M.M de kabul edilen bir yasayla Türkiyeye göç etmiş ve burada yaşayan Ahıska Türklerine vatandaşlık hakkı verildiğini biliyorum. Güzel bir gelişme olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim fakat yeterli değil çünkü bulundukları ülkelerden (Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan)çok zorluklarla her şeyini bırakıp kendi imkanlarıyla göç eden bu insanlara sahip çıkmak gerekmektedir. Özbekistanın fergana vadisinde yaşayan bir kısım ahıska türkünün KGB nin kışkırtması sonucu Özbek kardeşleri tarafından yaşadığı yerlerden zorla çıkarılması da bu insanları perişan etmiştir. Hiç bir şey olmamış gibi Rusya bu insanlara sahip çıkma bahanesiyle rusyaya götürmüş fakat bazıları rusyanın bu isteğini geri çevirmiş, Kazakistan ve kırgızistandaki akrabalarının yanına yerleşmişlerdir. Bir kısmını da Rusya kabul etmemiş Amerika bu insanlara kucak açmış oraya götürmüş, amerikada onbeş yirmibin ahıska türkü olduğu söyleniyor. Amerikanın yaptığını bizim vatanımız Türkiye yapmadı diye de söylemeden edemiyorlar.
Evet, her şeyiyle bizden olan bu insanlara sahip çıkmak gerekmektedir. Sovyetlerin bunca zulmüne, baskısına rağmen dimdik durmayı başarmış bu insanlara minnet borcu olarak sahip çıkmalıyız.
Sırf türk olması nedeniyle hor görülmüş işkence edilmiş, işten çıkarılmış sürgün edilmiş bu çilekeş insanlara sahip çıkmak gerekir. Yoksa bunca dayanmalara rağmen bir kısım gençler heba olmak üzere…
Ne olacak halimiz nerelerde kalmadıki malımız diye umutları olan türkiyeden yardım beklemektedirler…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.