Aşk cennetin dilinden bize kalan yegane hatıradır. -- bulor
ziyabekar
ziyabekar
@ziyabekar

YORUM SİZİN, YORUMSUZ BIRAKMAYIN

15 Ocak 2010 Cuma
Yorum

YORUM SİZİN, YORUMSUZ BIRAKMAYIN

4

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

818

Okunma

YORUM SİZİN, YORUMSUZ BIRAKMAYIN



Yeri hatırlamıyorum ama kalabalık bir ortamda bulunuyorum. Büyük bir bahçe içerisinde karşılıklı iki bina, bahçede de büyük çam ağaçları, duvar diplerinde de tomurcuk halinde ve kırmızı beyaz açmış güller, Bahçenin bana göre sağ tarafındaki köşe kısmında bir basketbol sahası var.
Bulunduğum yerin batı tarafından, bulunduğum yere doğru bir giriş kapısı mevcut. Bu kapının önü olabildiğine kalabalık, sağlı solsu park etmiş araçlar, sokak içerisinde ve kapı girişinde polisler nöbette belli ki birileri gelecek.
Çevremde bir sürü öğrenci bende öğrencilerin içerisindeyim. Küçük yaşta da öğrenciler vardı, ama onlar sıra olmuş vaziyette idiler. Lise öğrenci konumunda olanlar ise dağınık bir şekilde ama her an sıra alacaklar gibi toplu halde duruyorlardı. Bir ara ne olduğunu bilmiyorum iyi giyin imli bir bayan çıkageldi. Saçları sarıydı boğazında bir flor vardı. Üzerindeki elbise ise tam olarak hatırlayamıyorum ama siyah ile gri tonlarda idi.
Gürültülü ses bir anda kesilir gibi oldu ve ardından kalabalık içerisinden fısıltılı seslerle AKP milletvekili bir bayanın olduğu konuşuluyordu. Yanında da siyah takım elbise giymiş, beyaz gömlekli kravatlı bir erkek zat vardı.
Kadın vakur duruşuyla, kendinden emin bir şekilde ağır adımlarla yüzünde yapmacık gülücüklerle, kalabalık grubun ortasına doğru yürüyordu. Bir an durdu bir sağına, bir de soluna bakarak yanındaki kravatlı adama hafifçe başını eğerek, tekrar yürümeye başladılar. Bende gurubun içerisinde merakla beklemede idim. Bana beş veya yedi adım kala kadın tekrar durdu. Tekrar bir sağına birde soluna baktı. Yanındaki adama yine başını salladı. Topluluğa dönerek, yüzündeki tebessümle erkeğin yüzüne baktı. İçimden ilk defa bir okul bahçesinde bir bayan milletvekilinin öğrenci topluluğuna ne söyleyeceği geçiyordu ki, işte tam o sırada kadın milletvekilinin yanındaki adam bağırmaya başladı.
- “Allahu ekber, Allahu ekber” diye bağırıyordu. Şaşırmıştım bir an.
Kalabalık içerisinden de çok az bir azınlık bağırmaya başladı. Bu etkiye tepki idi.
- “Allahu ekber, Allahu ekber”
Ama ses cılız bir şekilde çıkıyordu ben bağırmaya başladım.
- Yazıklar olsun, dedim ve arkasından bir slogan şeklinde tekrar bağırarak
- Allahı kullanma, bizleri korkutma. Allahı kullanma şerefini satma.
Kalabalık içerisinden öncelikle sıra olmuş öğrencilerin tarafından başlayarak. Bir dalga şeklinde tüm topluluğu sardı. Kalabalık durmadan bağırıyordu.
- Allahı kullanma, bizleri korkutma. Allahı kullanma şerefini satma.
Çevrede bulunan tüm polisler hareketlendi. Kalabalık bir deniz dalgası gibi dalgalanmaya başlamıştı. Gözler topluluk da beni arıyordu. Ama bana yaklaşmak üzere olduklarını sezmiştim. Yürümeye çalışıyordum, ama bir türlü yürüyemiyordum.
Artık an meselesi idi. Beni alacaklardı ki, “Ne mutlu Türküm diyene” şeklinde bağırırken birden derin uykumdan fırladım kalktım, kan ter içerisindeydim. Gözlerimi kapadım hala kendimi o topluluğun içerisinde hissediyordum. Yatağımdan kalktım, elektrik düğmesine basarak ışığı yaktım. Saate baktım saat sabahın altısı. Uykum kaçmıştı artık. Geldim salonumdaki masaya oturarak masa üzerinde duran Ergun Poyraz’a ait “Kanla Abdest Alanlar” isimli yarım kalmış kitabıma kaldığım yerden devam ediyordum.
Bir zaman sonra kitabı bıraktım, aklıma gelen ilk şey gördüğüm rüyayı sizlerle paylaşmak istedim. Elime kalemi kağıdı aldım ve yazdım. Rüyanın yorumunu sizlere bırakıyorum.
Yorum sizin…

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yorum sizin, yorumsuz bırakmayın Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yorum sizin, yorumsuz bırakmayın yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YORUM SİZİN, YORUMSUZ BIRAKMAYIN yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Ağyar
Ağyar, @agyar
16.1.2010 13:17:40
Şey pardon rüya tabirleri alanında uzman değilim fakat, genelde yatmadan hemen önce abur, cubur atıştırmalar (bilhassa zeytinyağlı dolma) kabus gibi böyle sıkıntılı rüyalara sebep verebiliyormuş. Tavsiyem akşam belli bir satten sonra boğazınızı tutmanız şeklinde olacaktır.

Saygılar, selamlar
nertenn
nertenn, @nertenn
16.1.2010 10:14:31
bence doğru yoldasınız.hiç bir şey doğrudan saptırmamalı .
aba altından sopa göstermeler,insanları ergonekon davalarıyla korkutmalar,özele özelliğe yapılan saldırılar...
bunlar yeni şeyler değil.yıllarca insanları bu şekilde korkutan hükümetler gördük.hangisi burdalar
bu da geçer.

bende okuduğunuz kitabı alıp okuyacağım.teşekkürler
Engin Tatlıtürk
Engin Tatlıtürk, @engintatliturk
15.1.2010 21:26:16
Sadece bir rüya.

Samimi paylaşıma teşekkürler.

Selamlar.
arıbeyi
arıbeyi, @aribeyi
15.1.2010 21:17:06
Yazınız gerçek yaşantıdan aktarılmış olsaydı olay hakkında ki düşüncelerimizde gerçek olacaktı.
Düş gördüğünüzü belirtmişsiniz zaten.
Tahminim uykuya başlamadan önce okuduğunuz kitabın etkisin de kalmışsınız.
Okuyucu aslında okuduğuna inanmak ona kapılmak değil de düşüncelerini okuduklarıyla geliştirmeli diye düşünüyorum.
Bu anlam da paylaşımınız için teşekkürlerimi sunuyorum sizlere.
SAYGILARIMLA.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.