- 479 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ZİYARET
ZİYARET
…hava açık fakat serindi her zaman yaptığım gibi yürüyerek sahile inecek birkaç simit alacak gazete bulmacaları ile uğraşırken çayımı yudumlayacak tanıdık birilerine rastlarsam ne ala sonra mini bir alış veriş yapıp dönecektim evden çıkışım böyleydi oysa takdir başka cihetten işleyecekti daha önce planlanmış olsa bu kadar güzel ve ilginç geçmeyecek olan gelişmeleri saat saat anlatmak isterim bugün yaşadıklarım belki bir dönüm noktası olacak nitelikteydi dalgın düşünceli yorgun bedenimi sürükleyerek indiğim çengelköy’de caddeden karşıya geçmeye çalışıyorum dost bir ses ile başımı çevirdim trafik yavaşlamıştı arabanın içindeki insan aylardır kendisini görmediğim ve görmeyi çok istediğim biriydi arabaya binmemi istiyor çağırıyordu tereddütsüz atladım saat 12.45 ne güzel bir başlangıcın adımını attığımı bilemezdim “..hadi karşıya ötüreyim seni tarabya’ya..” dedi önce acaba münkün mü ? olabilir mi ? gitmeli miyim ? diye içimden geçirdim neticede haftalardır köprüden geçmiyor hareketli bir gün yaşamıyordum neden olmasın ki dedim arabamız köprüye yöneldi muhteşem bir manzara köprüden boğaza bakınca bu ne müthiş bir mavi derinlik ve gemiler ve gidişli dönüşlü gemiler beyaz köpüklü dalgalardan yol yaparak geçişleri ve hisarların zamana vurduğu mühür ve uzakta ikinci köprünün silüeti ah çığlık atacağım neredeyse iyi ki yola düşmüştük iyi ki bu güzel rastlantı ile bu dost bu yürekten arkadaşımla dolu dolu konulara girmiştik meğer ne çok ihtiyacım varmış buna her bir sözü paha biçilmez değer olan bir sohbete koyulmuştuk köprü ve boğazın doyumsuz heyecanı sonrası dost kardeşim “.önce bir mezar ziyaretine gitmemiz gerek ..aile mezarımız burada sevdiklerim yakınlarım tanıdıklarım hepsi burada ..” dediğinde içimdeki bu büyük eksikliği şimdiden hissetmeye başlamıştım bu derin boşluğumu hiç beklemediğim bir anda ve bugünden sonra da hiç unutmayacağım bir duygu vefa anlayışı içinde kabulleniyordum “zincirlikuyu “ mezarlığını geziyorum saat 13.10 hayatlarında itibar şan şeref rütbe makam sahibi insanların yoğun olduğu mezar taşlarını okudukça kimine selam dua kimine hakkımı helal edemiyeceğim hatıraların sahiplerine rastladım beni buralara getiren dost kardeşimin aile yakınlarının kabri başında okuduk bana diktiği ağaçları o uzayıp giden çam ağaçlarını gösterdi anlıyorum ki gördüğü her boşluğa her toprak parçasına fidan dikmişti kardeşim “..kıyamet kopuyor olsa da bir fidan dikmek..” uyarısını yapan peygamberimizin bu tavsiyesini gerçekleştiren dostumun bu dayatmacı kent betonarme dünyasında en güçlü hayırlı işi yaptığına şahit oluyordum hayatta canlı diri olan bir yakınımızı ziyaret etmekten farksız kabir ziyareti ruh ve zihni dünyamı aydınlattı meğer arkadaşım sık sık bu ziyaretleri yapar ve bunu hayatın bir parçası olarak görüyormuş ne güzel bir duygu kabulleniyorum hemen ....
mustafakaya
istanbul / üsküdar