- 717 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BOŞA GİDEN MİLLİ GELİR
Dünyadaki kaynakları kendi menfaatleri doğrultusunda kullanabilmeleri için geliştirdikleri projeleri uygulamaya koyup,
Kalkınma yerine vazgeçilmez bir Pazar olmamız için ülkemizde de sosyal yaşam dengeleri bozdurularak nüfusun önemli bir bölümünün yaşadıkları yerlerden göç etmeleri sağlanıp belli bölgelere birikimine neden olmuşlar, böylece istedikleri pazarı açmışlardır.
Kalabalıklaşan yerleşim yerlerinde bu birikimlerden kaynaklanan sorunlar ve çözümleri de başka sorunlarla ortaya çıkmaktadır. Çözüm üretilirken amaç insana değer vermek olmalı, insana yatırım yapılmalıdır. Ancak, eğitim, kültür ve bilgi birikimimiz yeterli değildir. Çokça konuşur, sağlıklı ve kalıcı çözüm üretmek yerine daha da kötü duruma, zararlı hale sokarız. İşte birkaç örnek.
Musluklardan akan şehirlerdeki sular klor ile temizlenir. Oysaki uzmanlar, klorun sudaki organik maddelerle etkileşerek TRİHALOMETAN denilen güçlü bir kanserojene dönüştüğünü söylemekteler. Sanayi ve kirlenmenin neden olduğu bildiğimiz zehirli gazlar ve kimyasalların yanında birçok insanımızın halen bilmediği, her an sokaktaki trafikten bol miktarda aldığımız ASPEST zehri ile birlikte soluduğumuz havadan, içtiğimiz sudan ve besin maddelerinden bir sürü zararlı madde bünyemize giriyor savunma sistemimizi zayıflatıp çökertiyor. Sosis, salam, sucuk gibi et mamulleri ise taze görünümlerinin bozulmaması için nitrik veya nitrat gibi katkı maddeleri ilave edilir. Bu maddeler etin moleküler yapısı ile etkileşip NİTROSAMİNE denilen kanserojene dönüştüğünü yine doktorlar söylüyor. Meyve ve sebzelerin genetik yapıları ile ilgili daha ne söylenebilir ki. Üretimi artırmak, iri hale getirmek ve daha fazla rant sağlamak için kullanılan hormonların nelere yol açtığını artık bilmeyen var mı? Üzerinde “sağlığa zararlı ve öldürücüdür” uyarısına rağmen tüketiminin giderek arttığı sigaranın etkisi, yarattığı ekonomik kayıplar. Şehrin zor ve ağır yaşam şartlarından kaynaklanan stresin sebep olduğu hastalıklar. Ekonomik imkansızlıklardan doğan dengesiz beslenmenin neden olduğu hastalıklar. Geniş çaplı bu hastalıkların tedavisinde kullanılacak ilaçların yarattığı büyük rant. Bu pastadan pay kapma mücadelesi. Siyasi oyunlar veya bilgi eksikliğinden yapılamayan denetimlerin, milli gelir kaynaklarının boşa gitmesine sebep olup verdiği zarar. Bu zarar sadece sosyal güvenlik kurumlarında Bakanın açıklamasına göre Temmuz 2006 itibarı ile 578.5 milyar YTL.
Artık bu alandan yükü hafifletip yeni sömürü alanları bulunup, yeni sömürü ürünleri üretildiğinden Amerikanın sesi TV. de bir araştırma sonuçları, kimyasal içerikli vitamin ilaçlarının gerçekte insan vücuduna hiçbir faydasının olmadığı, hatta alınan kalsiyum fazlalığının hafıza kaybına ve bunaklığa neden olduğu bilgisiyle açıklanıyor.
Peki, miyarlarca dolar ödenen bu işe yaramaz ilaçların satışına ilgili Bakanlığı hangi gerekçeyle izin verir? Bunların denetimini yapacak bol ahkâm kesen uzmanlarımız nerde? Toplumumuzun sosyal yaşam kalitesinin yükseltilmesi için harcanması gereken milli gelirler heba edilirken kimlerin banka hesapları artmaktadır? Artık uyanalım. Önce sağlığımıza sahip çıkalım sonra onurumuza.
Ertuğrul TORUN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.