NERE GURBET NERE SILA
Nere gurbet nere sıla
Her insanın yaşamı boyunca en çok kullandığı kelimedir gurbet.Evladı askere giden ana için kapının dışı gurbet.İş aş için yurdunu terk eden insan için sevdiklerinin elini öpüp yorganı sırtın sardığı yerde başlar gurbet.Aşık için sevdiğinden uzak olduğu her yer gurbet.Hasılı bu gurbetin tanımı nedir onu bilemedim.Şarkılar söylerim gurbete,beddua ederim gurbete,para kazanmaya giderim gurbete,kanlımdan kaçarım gurbete v e bire sen neymişsin.Sözümde sen varsın,sazımda sen varsın şarkımda sen varsın galiba gurbetten ayrı kalmakta gurbet hemi canlar.
Uzun zaman olmuş memlekete gitmeyeli.Hani özlemediğimden değil .Aslında içimde volkan var sanırsın.Yanar yanar ama sadece seni yakar gardaş sen ağnarsın bunu da biliyorum ama yinede diyorum işte.Çoluk çocuk oldu onları büyütelim,okula gönderelim yani demem o ki adam olsunlar ağnayınmı.Hani modadan böyük böyük laflar var ya.Kendi ayaklarının üstünde dursunlar ele güne irezil olmasınlar deyi.Bende dolapcı beygiri gibi işten eve evden işe gidip geliyorum.Sanırsın evin bacası kaybolursa bende gaybolacağım .Bazen kendi kendime konuşuyom arada birde etrafıma bakıyorum birileri duyarda güler deyi.Ulan ocağı batasıca herkes nasıl gidiyor artık sende bir memlekete git.Kendi kendime söz veriyorum bu sene muhakkak gideceğim.Böyle diye diye yıllar geçti.Bir baktım saçarlım ağarmış.Bir gün hanım bak ben senden bekledim gidelim dersin diye ama senden ses çıkmadı.Bu yaz mutlaka köye gitmeliyiz .Ordaki insanlarda senin yolunu torunlarının yolunu hepimizin yolunu bekler dururlar eğer sen gitmezsen ben giderim.Bende olur hanım gidelim dedim.Çocuklara söyledik onlar biraz gönülsüze olur dediler.Arabayı yani benim emektar düldül`ü alıp ustaya götürdüm.Uzun yola çıkacağız yollarda çoluk çocuk malamat olmayalım diye.Bilye bozuk dediler bilyelerini,yağı noksan dediler yağını, feren dediler fren balatalarının vel hasıl ustaların dediği işleri yaptırdık.Hanım,iki kızım akşam erkenden yattık ki sabah erken kalkalım.Yolcu yolunda gerek hani.Arabaya çamsakızı çoban armağanı bir şeyler koyduk eş dost konu komşunun eline veririz diye. Gece sabaha karşı yola çıktık.Kontak anahtarını takıp çalıştırdım hareket etmeden tamamıyız? dedim tamam dediler.Tam o an yıllardır burada yaşıyoruz ama arkamızdan bir el bile sallayan yok diye geçti içimden .O saatte kim kalkar bizi uğurlamaya .Hareket ettim içimde bir burukluk var,Kendimi sıladan ayrılıyormuş gibi hisettim.Ama ben zaten gurbetteyim sılaya dönüyorum,köyümü,doğduğum evi,çocukluğumun geçtiği yerleri her şeyden önemlisi Annemi,ağbimi,kız kardeşlerimi göreceğim.Bu duygu daha ağır bastığı için basıyorum gaza yola çıkalı bir saat olmuş Bursayı çıkmış İnegöl ilçesini geçmiş ve yeşilin her türlüsünü içeren yer yüzünün cenneti Mezitlerin olduğu yere gelmişiz hanım arada bir beni uyanık tutmak için yiyecek veriyor beraberce yiyoruz.Çocuklar arka koltukta uyuyor.Hiç mola vermeden Eski şehir `i geçtik hanım arada bir bir yerlerde duralım diyor bense uygun yer yok diye geçiştiriyorum.Yaklaşık 3 saat civarında bir yolculuktan sonra Polatlı yakınlarında önünde büyükçe bir salkım söğütün bulunduğu orta halli bir lokantanın önünde durduk ihtiyaçlarımızı giderdik.Birer çay içtik.Ben önce kalktım abayı çalıştırdım çocuklarda kalktılar arabaya bindiler ama araba hareket etmiyor.Yükleniyorum ne ileri ne geri hareket yok.O zamanda cep telefonları yeni çıkmış pek kullanmasını da bilmiyoruz ama yanımızda bulunsun diye almışız.Günlerden Pazar olduğu için hiç bit yer açık değil.Lokanta sahibine sordum.Buralarda açık tamirhane bulunmaz ağbi dedi.Ancak Ankaradan servis olabilir dedi.118 den servise ulaştık geleceklerini söylediler.2 saat sonra geldiler.Baktı ağbi bunun sağ arka tekerleğin bilyesi bozulmuş dedi.Burada değiştirmek mümkün değil dedi.Bunun Ankaraya götürmemiz gerekiyor dedi.2 saatte çekicinin gelmesini bekledik.Tabi çocuklar ve hanım perişan oldu.Sandalye üstünde oturup beklemekten.Nihayet saat akşamüzeri 5 gibi Ankaraya vardık servise girdik gerekli bakım yapıldı masraf bizim tatil için ayırdığımız miktardan daha fazla.Yola çıkmadan arkadaşımın biri banka kartını bana vermişti.O zaman faturalar vergi iyadesinde kullanıldığı için..Arabanın yakıtını kartla al bende vergi iyadesinden yararlanırım demişti bana da mantıklı gelmişti.İyiki o kartı almışız yoksa gurbette rehin kalacakmışız.Yola çıktığımızda akşam olmuştu.Köyede haber verdiğimiz için onlarda meraklanmışlar sürekli arıyorlar.Nerdesiniz diye.Biz tabi bu durumu söyleyemiyoruz.Geze geze geldiğimizi söylüyoruz.13 saatlik yolu 20 saatte tamamlayıp köye geldiğimiz de saat ertesi günün 02 si olmuştu.Herkes uyumuş ancak annem camda bizi bekliyordu.Olanlardan habersiz yılların hasreti ile boynuma sarıldı.Nasırlı ellerini öptüm yüzü biraz aha kırışmış,beli daha da bükülmüş olmasına karşı gözleri kavuşmanın sevinci ile pırıl pırıl yanıyordu.Sonra sırayla torunlarına ve hanıma sarıldı ve kokladı.20 saattir yolda olmamıza rağmen gözlerimde uyku yoktu.Uzun uzun el ele ve göz göze bakışarak geçirdik.Annemin şeftaliyi çok sevdiğini bilen hanım bahçeden toplayıp koyduğumuz Bursa şeftalisinden bir tabağa koyup getirdi.Ben bir taraftan soyup veriyorum o alt cenesinde kalmış iki dişle koparıyor ama çiğneyemeden yutuyor.O gün tüm yorgunluklarımı ,tatil parasını arabanın tamiri için verdiğimi unuttum.Sabah gün doğarken oturduğum yerde uyuya kalmışım.saat 10 a doğru uyandığımda güneş iyice yükselmiş eş dost tanıdık gelmişler ama uyanmayayım diye diğer odalara oturmuşlar.Annem in sesi geliyordu Saliha kız Saliha bakhele ağbin kalktımı çayı ocağa koy bende ekmek alıp geleyim diye.Saliha çayı koymuş taze peynir,yumurta ve annemin yetiştirdiği salatalıklar dan oluşan güzel bir kahvaltı sofrası hazırlamış getirdi.Bir kaç dakika sonra Annem içinde sıcacık somun ekmeği ve açık ekmekle dolu dolu bir poşatle geldi.Yemenisini çeçik yapmış,Dizliğinin bir yanı biraz çamur olmuştu çünkü ayda bir zor gelen çörten suyu sırası o gün bizde imiş.Bize kıyamadığı için erkenden kalmış ve birkaç maşara bostanını sulamış.Hep beraber o gün en güzel sabah kahvaltısını yaptık. Arkasından gurbet sohbetleri hal hatır sormalar ,komşu ziyaretleri ile geçen güzel bir gün .O yaz sanırım 20 gün kaldım köyde annemim işlerini tamamladık.Ayrılık vakti yaklaştıkça annemin düşünceli hali artıyor ama bize belli etmiyordu.Sürekli olarak bir duayı tekrarlıyordu.”Canınız sağ olsun yedi dağın ardında olun yer altında değil yer üstünde olun yel essin kokunuz gelsin yeter “dedi
Ne kadar anlamlı bir söz ne içten bir yakarış.Ne büyük bir sevgi.Bilirim bütün anneler evlatları için bu sevgiyi beslerler.Yola çıkmadan önce tandırı yakmış,tandır ekmeğini,kete ve gılikli yapıp çantalara yerleştirmiş.Bir güzelde ekmek omacı yapmış toplandık hep beraber yedik.Yüzünde buruk bir mutluluk vardı .İçinde kal diyen ama geçinmek içinde çalışmak zorunda olduğumuzu bildiği için gitmemize ,ayrılığa razı olmanın ezikliğini gözlerinden okuya bili yordum.İnsanın içini yakan bu duygu bazan insanın boğazına bir yumruk olup oturur bazan göz yaşı olup akar.
Yolcu yolunda gerek deyip kapıya yöneldik.Arabanın yanına kadar geldi.Ellerinden öptüm sarılıp koklaştır.Gözleri ağlamamak için başka yerlere bakıyor bir şeyler arıyormuş gibi sağa sola dönüp duruyordu.Arabaya bindim çalıştırdım içim yanıyordu birkaç metre gittim tekrar durdum arkamızdan öylece bakıyordu.İndim boynuna sarıldım ellerini defalarca öptüm.Beni habersiz bırakmayım emi dedi.Bende olur deyip hareket ettim.Saliha getirdiği bir tas suyu ardımızdan saçtılar.Biraz sonra köşeden yukarı doğru döndüm ve gözden kayboldular.İçimden gitmekten vaz geçip geri dönmek geldi, sanırım gurbet burada yeniden başladı.Ama gitmem gerektiğini biliyorum.Çünkü Bursada da bir işim eş dost var ve beni bekleyenler var.Peki gurbet nere .
Bu saçma gelebilir ama gerçekten gurbet nere ,gurbet iyimi kötümü,gurbetsiz bir hayat olabilir mi?
Bana kalırsa gurbet insanın içinde .İnsan sılada gurbeti,gurbette sılayı özlüyor.
Gurbet biter sandım yollar bitende
Gurbet orda imiş şimdi anladım
Hasret biter sandım yari bulanda
Hasret onda imiş şimdi anladım
Ekrem MADENLİ
13.01.2010
YORUMLAR
selam güzel yazınızı tebrik ederim bir solukta okudum ama aglıyarak gurbeti içimde yaşıyarak benim köyüm 45 dakikalık fakat hasretliyi çekilmez olunca gidiyorum evimiz yerimiz vaar ama elini öpecek ana ve baba akraba yok olsada mezarliga ugrayıp hasret gideriyom ve topraklarını öpüyorum buda bana yetiyor güzel bir konuyu ele almışınız teşekkür edip gurbet gurbet deyilkine gurbet bizim yüregimizde diyorum güller diyarından sayfanıza bir demet gül bırakıyorum selam lar
Güzel bir paylaşım. Okumak gözlerimi yorsa da, sonuna kadar okudum. Yazıda, okuyucuya dinlenme boşlukları bırakırsanız, daha güzel okunacağı kanısındayım. Duygu dolu bir yazı. Evet, gurbet hep bizim içimizde, nereye gitsek, bıraktığımız yeri özlüyoruz. Hele, eli öpülesi analarımızı, sağ iken bol bol öpmeli ki, bir gün öpemeyeceğimiz anlarda gelecek.
Kutluyorum... sevgiler...