- 690 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
BİZİM ÇOCUKLARIMIZ
BİZİM ÇOCUKLARIMIZ
Geçen Cuma günü büyük oğlumun okuluna gittik. Yardımcı Doçent Dr. Osman Nuri DEMİREL Beyin, Seyfettin Dokumacı İlköğretim Okulunda aile ve çocuk eğitimi ile ilgili vermiş olduğu seminere eşimle beraber katıldık ve zevkle dinledik.
Birbirinden önemli tespitlerle ve tarihi örneklerle konusunu doyumsuz bir sohbet havasında bizlere aktaran Sayın Dr. O. Nuri Demirel’ e ve o nezih ortamı hazırlayan okul yetkililerine şükranlarımı sunuyorum. Seminer konusu olan aile ve çocuk eğitiminin önemine binaen bu günkü yazımızı da bu çizgide oluşturduk.
Karı kocadan oluşan iki kişilik dünyamıza, çocuklarımızın katılımıyla bizler ANA olduk, BABA olduk. Dünyanın da en zor mesleğini yüklenmiş olduk. Ailemiz böylece gerçek hüviyetine kavuştu.
Onlar sadece bizim geleceğimiz değil, ONLAR ÜMMETİN GELECEĞİ, MİLLETİN İSTİKBALİ. Onlara bu gözle bakar, eğitimine bu bakış açısıyla özen gösterirsek daha sağlam karakterli ve öz güveni gelişmiş nesiller yetiştirebiliriz.
Nesiller arasında yetişme ortamı farklılıklarıyla kültürel sebeplerle ve konuşulan dil yününden iletişim sorunlarının yaşandığı çağımızda, öyle bir nesil yetiştirmeliyiz ki, gelecek nesillerle geçmiş arasında manevi tercümanlar olsun.
Osman Nuri Hocanın hassaten şu tespiti çok önemli. Çocuk denen kumaşı okul öncesinde, aile içinde ne kadar iyi dokuyabilirsek, okulda verilecek eğitim ve öğretim neticesinde karşımıza o kadar güzel elbiseler çıkar.
Aileye yeni katılacak çocuklara önce ailelerin hazır olması gerekir. Ana baba adaylarının sütten, mamadan yani beslenmeden başka çocukların sevgi ve diyalog ihtiyaçlarının varlığını da öğrenmiş olmaları gerekir. Çocuklar nasihat eden ebeveynlerden ziyade model olanlardan etkileniyor. Çocuklarımızla aynı dili konuşmamız yeterli olmadığında, aynı duyguları paylaşmanın yollarını bulmaya çalışmalıyız.
Çocuğun geleceğinde okul öncesi eğitim ne kadar önemliyse, ana baba olacakların evlilik öncesi alacakları eğitim o ölçüde önemlidir. Gelişmiş toplumlarda yıllardır faaliyette olan annelik ve babalık kurslarının yavaş yavaş ülkemizde de açılmaya başlaması bu hususta çok önemli bir gelişmedir. Mesela Japonya’ da iş biraz da ciddi düşünülmüş, ana baba kursuna katılıp, belge almayanların evlilikleri kanunen mümkün olmuyor.
Çocuklara yaklaşımlarımız, onları bizden korkutmasın. Sert tavırlarımız onları yalana sevketmesin. Çocuğumuz yalan mı söyledi, hırsızlık mı yaptı, haram lokma mı yedi ya da herhangi bir hata mı yaptı, ceza vermeden önce niçin böyle bir şey yaptığını tahlil edelim. Suçu kendimizde arayıp gerekirse bir fukaraya sadaka verelim. Sevgi ve hoşgörü bankamızdan kredi açmamız gerektiğinde önce kendi evlatlarımıza kredi açalım. Çiçekleri dikenlerine rağmen seviyoruz da çocuklarımızı neden sevmeyelim. Hz. Ömer Efendimiz çocuk eğitimiyle ilgili olarak şiddet göstermeksizin kuvvetli, zayıflık göstermeksizin yumuşak ve şefkatli olmayı tavsiye ediyor bizlere.
Geçmişle gelecek arasında manevi tercüman olacak nesiller yetiştirmek isteyenlerin, nefsini ve neslini kurtarması gerekir evvela.
Bir nesli mahvetmek çok kolay,
ama bir nesli kurtarmanın en mantıklı şekli öncelikle mahvolmasına mani olmaktır.
Kur’an-ı Kerimde Yüce Yaradan bizi birey olarak, erkek veya dişi olarak muhatab almıyor. Allah bizi aile olarak muhatab kabul ediyor, nefsinizi ve neslinizi kurtarın diye emrederken. Aile hukkunun ve aile yapsının sağlamlığı hedefleniyor kurtuluş için.
Pişmanlıklarla akan gözyaşlarının hiç fayda vermeyeceği günler gelmeden çocuklarımızı asli fıtrat üzere yetiştirip, kurtarmalıyız.
Hiçbir kimse suçlu olarak doğmaz. Yaşadığı toplum içinde suça itilir, sonradan suçlu olur. Çocuk ne haindir ne de veli, bu sıfatların fevkinde öncelikle insandır. Babaların anaların duaları geri çevrilmez, Onlara hayır dualarımızda mutlaka yer verelim. Çünkü onlar başta söylediğim gibi sadece bizim değil, ÜMMETİN GELECEĞİ. Peygamber Efendimizin şu hadisini asla aklımızdan çıkarmayalım:
“ Sakın çocuklarınıza beddua etmeyin, Allah’ın kabul saatine rastlar çocuğu kaybedersiniz.” (24.12.2004)
Hüseyin Kılbaş
YORUMLAR
Hocam adeta nasihat ediyorsunuz gençliğe... Ah anne ve babalar önce kendilerini yetiştirmeyi öğrenebilseler... Evlenmeden önce alınması gereken aile eğitimi çok önemli. Şükür ki ben aldım... Birgün Adapazarında Mahmut Toptaş hocamız ben ve arkadaşlarıma aynı nasihati vermiş ve 'mutlaka evleneceğiniz kişinin daha önceden almış olduğu aile eğitim sertifikası olsun' demişti. Elh. Bu eğitimi ben aldım. Lakin hayatta yakalamak istediğiniz o mutluluğu göremeyebiliyorsunuz. ve kendinizi hiç beklemediğiniz girdaba sürükleyen yanlışların içinde buluyorsunuz...
Saygılar, sevgiler hocam...
Onlar ümmetin geleçeği..gerçekten haklısınız..sevim hanım..düşünüyorumda eskiden egitimmi vardıki tarihimizde bu kadar sayısız insan yetişti.. onları yetiştiren anne ve bireyler ne mubarek insanlarmış..her şeyden önce çocuk ailede yetişir coçuklarımıza 7 yaşına kadar bir şeyler ögretebiliriz..bizi dinlerler..7 yaşından sonra ögretmenini dinler.. en başta Allah sevgisi ve ona el acmayı ögrenmeli cocuk.. bunu gönlüne alan bir çocuk.. her şeye farklı bir pençereden bakar..her kapalı bu bilinçe sahip degil.. üzülüyorum genclerimiz sevgisiz yetişiyor.. bu sevgiyide başka yerlerde arıyorlar...ana olmak çok önemli şu toplumda..bende verdim çocuklarıma ..şimdi meyvasını gördüğümde seviniyorum ..yeri geliyor beni uyarıyorlar ..anne sen bize böylemi öğrettin diye.. bu evlattlar hepimizin ..hepsine sahip çıkalım sadeçe kendi evlatlarımıza degil..
yüreğinize sağlık..güzel bir konuyu ele almışsınız..
Onlar sadece bizim geleceğimiz değil, ONLAR ÜMMETİN GELECEĞİ, MİLLETİN İSTİKBALİ. Onlara bu gözle bakar, eğitimine bu bakış açısıyla özen gösterirsek daha sağlam karakterli ve öz güveni gelişmiş nesiller yetiştirebiliriz.
Geçenlerde bir arkadaşımla konuşuyorduk Onun d a10 yaşında bir kızı var... Kızımla yaşıt. karnelerden söz ettik. ikisi takdir aldı ya mutluluklarına diyecek yok. sonra sordu Pınar tatilde ne yapacaksın. .. Hani karne takdirlik ya:)
kızım büyük bir istek ve neşeyle cevap verdi:
-Kuran öğreneceğim Hilal teyze.
arkadaşım o an bir şaşkınlık dalgası ile şaşırdı. Ondan bu cevabı beklemiyordu sanırım. Ben de şaşırdım... Kızım bu kararı benden bağımsız düşünmüştü zira. Bir önceki sene öğrenmişti kuran okumayı ama tam kurana geçti okul başladı ve bırakmak zorunda kaldı... Ama hep konuşurduk sene içinde. Yaz gelince yeniden öğreneceğim anne derdi. sevinirdim. Ama bunu zamanı gelince onun ağzından duymak beni nasıl mutlu etti anlatamam. benim hevesimi gölgeleyen ise arkadaşımın sanki isteksiz ve anormal bir şey duymuşçasına bana aksettirdiği yüz ifadesi idi... Sanki Pınar çok anormal bir şey söylemiş gibi.. şaşırmıştım ondan daha çok. Zira namazlarını kılan inançlı bir arkadaşımdı kendisi...
Neyse; oradan ayrıldım içimde tuhaf bir hüzünle. Tuhaf diyorum çünkü çocuklarımız en çok dini bilgi eksikliği ile atılıyorlar hayata....
O zaman ben hep şurada takılırım.
Zaten anne babalar bilinçsiz.
Onlardan yetişenlerden ne beklenir ki
Peki yetiştiremediklerimiz kendi çocuklarını nasıl yetiştirecek acaba...
Hiç düşündünüz mü_
dehşetle irkildiğim andır bu düşüncenin kafamı işgal ettiği anlar.
selam ile