Ülkemizde Engelli Olmak - 1
Doğu Anadolu köylerinin birinde yaşayan üç çocuklu bir anneyim. En küçüğü gününü doldurmadan bir kilo altıyüz gram olarak dünyaya geldi. O an dünya başıma yıkıldı, henüz parmakları dahi birbirinden ayrılmamıştı. Saçları kaşları, kirpikleri yoktu. Dünyaya gözlerini açan her bebek ilk önce ağlar, oğlum hiç ağlamadı, o kadar çok üzüldüm ki.
Çok kötü günlerin beni beklediğini hissediyor ve acı çekiyordum…
Bilinir ki, gününü doldurmadan doğan bebekler küveze alınır ve gününü tamamlayıncaya kadar küvezde kalır. Sebebi neydi bilmiyorum, bebeğim küveze konulmadı. Beynine oksijen gitmediğinden, sapasağlam doğan bebeğimin beyni hasar gördü ve gün geçtikçe bedeninin tembelleştiğini ve bu gerilemenin bebeğimin zamanla engelli bir çocuk olarak büyümesine neden oldu. Beş sene yürüyemedi.
Eşim Parkinson hastasıydı, sık sık nöbet geçirdiğinden, sorumluluk bana kalmıştı. Maddi manevi olanca gücümü döktüm ortaya, uzun tedaviler sonucu yürüdü ama yine de normal yürüyemedi. Bu kadarını bile görmek beni dünyanın en mutlu insanı yapıverdi, çünkü oğlum adım atabiliyordu. Bir gün aniden ağırlaştı, doktora götürdüğümde bir kez daha yıkıldım, çocuğuma epilepsi tanısı konuldu.
Bütün bu uğraşların arasında eşimin hastalığı ağırlaştı ve eşim vefat etti.
Zor günler beni bekliyordu, hayat mücadelesine tek başına devam ettim. Evlatlarıma hem anne, hem baba olacaktım, oldum da… Sakat olan oğlum öyle azimli bir çocuktu ki, okula gitmek istediğini söyledi, köyümüzde okul olmadığı için, iki km uzakta başka bir köyün okuluna servisle gönderdim. Arkadaşlarının da desteği ile, servise binip iniyordu. İlköğretimini bitirdi, çok sevinçliydi. Öğretime devam edeceğini söyledi.
Liseye göndermek için şehre taşınmak zorunda kaldım. Liseyi de başarıyla bitirdi. ÖSS sınavına girdi. İki yıllık okulları kazandı.( turizmcilik, el sanatları) vs.. gibi hareketlilik gerektiren işlerdi. Oğlumun elleri ve ayakları engelli olduğu için kazandığı bölümlere gönderemedim. Başaramayacaktı… Çok üzüldü, sessizleşti, içine kapandı.
İşlerimin nedeniyle yeniden köye taşındım. Emeklerimin boşa gittiğinin farkındaydım.
Bu arada yine her gün oğlumu teselli etmeye başladım. ‘’KPSS sınavlarına gir, devlet engellilere (iş veriyor) hak tanıyor’’ dedim. Sınava girdi ve yetmiş iki puan aldı. Türkiye genelinde başvuru yaptık ama hiçbir sonuç alamadık. Bunun üzerine oğlum daha da karamsarlaştı. Oğlumun engelli oluşuna değil de, onun büyük bir ümitle hevesle verdiği mücadelenin boşa çıkmasına üzüldüm.
Ben devamlı oğlumu nasıl teselli ederim diye çareler arıyordum. Hayattan, yaşamaktan kopmasın, tek kalırsam ne olurum korkusuyla yaşamasın diye ‘’ sen üzülme oğlum, devlet engellileri maaşa bağlıyor’’ dedim ve oğlumu da alarak, büyük bir ümitle yola koyulduk.
Şehre geldim, yapmam gerekenleri araştırdım, ilk önce valiliğe gittim, köyde ikametgah getirmemi söylediler, köye gidip ikametgah kağıdı alıp yeniden valiliğe gittik. Nüfusa git kayıt örneği ve birkaç fotoğraf ve evraklar vs vs istediler. Onları da götürdüm, hepsini yetkiliye verdim. Bana bir evrak daha verdiler, ‘’bunu al giti devlet hastanesinden engelli raporu getir’’ dediler
Oğlumu alıp hastaneye gittim, oradan birkaç evrak imzaladım, sıra muayeneye geldi, içeriye girdim, doktor elindeki gazeteyi yüzünü örtecek şekilde kaldırmış okuyordu, yüzü görünmüyordu. Biraz bekledim, bana soru sormasını, bizimle ilgilenmesini bekledim, hiçbir şey sormuyordu, korkuyorum acaba seslensem bana kızar mı diye düşünürken, birden bire gücümü topladım ve ‘’ hocam affedersiniz, bir şey soracaktım’’ dedim
----Çok sert bir sesle, ne var ! dedi
----Hocam özürlü raporu için geldim
----Yine çok sert bir sesle, ne yapacaksın, dedi
----Oğluma maaş bağlattırmak istiyorum
Bu arada oğlum karşısında iki büklüm duruyor, zaten ayakta uzun süre duramıyordu..
Başladı sorular sormaya, neden böyle oldu, nasıl bu hale geldi, bunun gibi bir çok soruyu, sert bir dille soruyor, ben de hem korkudan titriyorum, hem de doğum anında yaşananları anlatıyorum.
Hastalığından emin olmak için, bir takım tahliller, filmler istedi, hepsini yaptırdım, bu arada, birkaç doktorun daha gözetiminden geçti, çünkü yedi doktora görünmesi şart koşulmuştu. Bu arada diğer doktorlarda aynı sorularla bizi saatlerce sorguya çektiler. Çocuğum tamamen takatten düşmüştü, bana yaslanarak ayakta durmaya çalışıyordu. Her haliyle çocuğumun engelli olduğu ortadaydı. Yine de, çocuğum yanında yaşadıklarımızı yeniden anlattım.
İşlemleri bitirdik
Sıra heyete girmeye geldi
Oradan da aynı sorular, (neyi var, neden böyle oldu, ne için rapor alıyorsun) gibi, yine aynı şeyler olduğu gibi ve yine sert bir dille soruldu ve ben yine korkarak hepsine yeniden cevap verdim.
Oğlum ilk defa yaşadıklarımızı, rahatsızlığının sebebini, yani doktorun ihmali sonucu, bu hale geldiğini ilk defa öğrendi. Çocuğum perişan haldeydi. Yıkılmak üzereydi.
Şimdi gidin, üç gün sonra gelin raporu alın dediler…
Köye döndük
Üç gün sonra yeniden şehre gidip hastanede raporu aldım, sakatlık oranı % 80 çıkmıştı. valiliğe götürdüm, Görevli bana raporun Ankara’ya gitmesi gerektiğini, oradan onaylanıp gelmesi dahilinde, işlemlere başlayabileceklerini söyledi, raporun gidip gelmesi iki ay sürermiş
İki ay sonra sonuç almak ümidiyle köye döndüm ve beklemeye başladım… Bu arada oğlum çok kötü günler geçiriyordu. Duydukları ve yaşadıkları onu çok etkiledi. O güne kadar söylemediklerini söylemeye başladı. Sabahlara kadar uyumuyor, ağlıyor, beni de uyutmuyordu.
---Neden beni doğurdun, ben yaşayan bir ölüyüm, bana her şey haram, gibi sitemlerle, beni de ağlatıyordu…
---İnşallah hayırlı bir sonuç alırız, seni maaşa bağlarlar, kendine cep telefonu alırsın, bilgisayar alırsın, artık bundan sonra canın sıkılmaz, hatta her istediğini alırsın, hayallerini gerçekleştirirsin, diyerek oğlumu teselli ediyordum. Sadece oğlumu değil, kendimi de teselli etmeye başladım, eğer oğlum maaşa bağlanırsa, parayı eline alırsa morali düzelir diyordum.
Ümitle beklemeye başladık…
İki ay sonra valiliğe gittim, raporun sonucu gelmişti, çok sevindim.İyi oğlum maaşa bağlanacak, yüzü gülecek diyerek görevliye doğru yürüdüm. Görevli bir evrak daha elime tutuşturdu
---Bunu al götür tamamla ve getir ki, bunu da Ankara’ya gönderelim, bunu da kabul ederlerse oğlun maaşa bağlanacak..
Şehirde kaç tane banka ve devlet kurumu varsa, tek tek onaylattım. Tabiî ki bu arada nereye neyle gidiliyor bilmiyorum, kah minibüse biniyorum, kah ticari taksiye, büyük uğraşlar sonucu ve yine bir sürü sorularla (nedenler-niçinler) karşılaşarak, işlemi tamamladım, valiliğe götürdüm
İşimin bittiğini düşünürken, o anda görevli döndü bana ‘’ siz rahmetli eşinizin ailesi tarafından, başka bir şehirden nakil gelmişsiniz, gidip bu işlemleri o şehirde de yapacaksınız’’ dedi
Bayansın ve hiç tanımadığın bir şehre gideceksin, kim bilir bu işlemler orada kaç gün sürecek, başarabilecek miyim, başaramayacak mıyım düşüncesiyle yola koyuldum. Yol yolak bilmiyorum.. terminale gidip sordum, korku içindeyim.
Söyledikleri şehre gittim, şirin mi şirin bir şehir, küçücük, her şey elimin altında gibi, bir günde tüm işlemleri haletlim, bu arada bu işlemleri onaylatırken,
‘’ hanımefendi sizi buraya neden gönderdiler, sizin kaydınız başka bir şehide görünüyor, sizi buraya boşuna göndermişler’’ dediler. Bir kez daha yıkıldım, bana neden bu eziyeti yaşattılar diye saatlerce ağladım. Elimde evraklarımla yaşadığım şehre döndüm. Valiliğe götürdüm, beni başka şehre gönderen görevli yoktu, yerinde başka bir görevli vardı, o da kaşlarını çatarak ‘’ sizi o şehre neden göndermişler, boşuna gitmişsiniz, siz buraya bağlısınız’’ dedi.
---Neyse, hanımefendi siz şimdi gidin, iki ay sonra gelin, sonucu öğrenirsiniz
Köye döndüm, oğlum merak içinde beni bekliyormuş. Sarıldık koklaştık
Sonucu yeniden iki ay sonraya ertelediklerini söyledim…
Birgün köye memurlar gelmiş, maddi durumumuzu, nasıl koşullarda yaşadığımızı araştırmış, tabiî ki bu arada (kimden sorduklarını) kimin ne dediğini bilmiyorum.
İki ay doldu ve valiliğe gittim
Cevap olumludur diye düşünüyordum. Çünkü çocuğum tüm tetkiklerden geçti, sakat raporu aldı, mutlaka olumlu değerlendirecekler, düşüncesiyle umutluyum…
Görevliye doğru yürüdüm, dizlerim titriyor, yüreğim yerinden çıkacak gibi çarpıyordu.
Sonuç gelmişti, memur dosyayı bana uzatmadan önce yüzüme baktı ve dedi ki ‘’CEVAP RET’’
Biranda her yer karardı, dizlerim tutmuyordu, ayakta duramadım, oturdum, kara kara düşündüm, şimdi köye gidip oğluma ne cevap vereceğim, ne diyeceğim.
---Oğlum sen çok büyüksün, küçükler senin dilinden anlamadı mı diyeceğim, ne diyeceğim, senin bedenin bir sana değil, onlara da mı ağır geldi, seni taşıyamadılar, fırlattıp attılar mı diyeceğim, oğlum sen üzülme, senin beden engelin, beyinsel engellilerin engeline mi takıldı diyeceğim, ne diyeceğim...
Gözlerimde yaşlar yağmur gibi dökülüyordu…
Bir süre sonra kendime geldim, görevliye neden ret cevabı gelmiş diye sorduğumda
’ben bilmem gidin idare il kurul başkanından öğrenin’ dedi
gittim başkanın odasına sordum, soruma soruyla cevap aldım
---Hanımefendi eşinizin size kalan maaşından kaç tl alıyorsunuz
---Üçyüzseksen tl aldığımı söyledim
ŞÖYLE DEVAM ETTİ...
---Biz bu maaşı kişi başına bölüyoruz, yetmiş tl yi geçiyorsa, oğlunuza sakatlık maaşı bağlatamıyorsunuz, yapacak birşeyim yok, biz, bize verilen yasayı uyguluyoruz, üzgünüm’ dedi.
Gözyaşlarımla köyüme geri döndüm...
saygılar
aynurca
YORUMLAR
aslında asıl engelliler bizleriz...engellileri anlayamayan, şefkat ve yardım elini uzatamayan yetkililer hatta onları dışlayan toplum da suçlu...vaaddler karın doyurmuyor maalesef...daha kalıcı ve etken çözümler üretilmeli, destek verilmeli bu kesime...geçen gün bir genç kızımız engelliler dergisi satıyordu...maalesef satmak için bir sürü dil döküyor fakat yeterince ilgi göremiyordu...alt tarafı 3 milyon beş yüz yani üç buçuk milyoncuk fiatı vardı...gücü yetmeyen neyse de yetenler de almakta nazlanıyordu...tabi herkes bir ekmek daha eve götürmenin hesabında...buna saygımız sonsuz da acaba gücü yeterli insanlarımız, varlıklılar niçin böyle duyarsız davranıyorlardı ki ? ...neyse bir dergi aldım, elimde çanta vardı...öğretmen olduğuu hissetmiş olmalı ki adeta yalvararak" ne olur hocam bir dergi alın lütfen " dedi genç kız...adını sordum, üniversite öğrencisiyniş, engelli değil fakat onlar adına hizmet ediyordu...müzik bölümünde okuyormuş...ben şiir yazıyorum,söz yazarıyım dedim...memnun oldu..." şiirlerinizi gönderin besteleyeyim " dedi...işte böyle neşeli bir sohbet içersinde sattığı o bir adet derginin mutluluğuyla ve gözlerime teşekkür ifadeleriyle veda edip uazaklaştı, saygımla...
oktayzerrin tarafından 1/29/2010 7:31:03 PM zamanında düzenlenmiştir.
İki yazınızı da okudum çok üzüldüm, işte böyle bir ülkenin şansız mı desem kederli mi desem...
Bir deveye sormuşlar
-Neren eğri?
Deve:
-Benim nerem doğru ki? demiş
İşte bizim ülkenin artık doğru bir yanı kalmamış sanırım, eğer bir ülkenin toplanan vergileri sağlam bir kasada olmuş olsaydı bizlerde Avrupa insanları kadar refah, mutlu olurduk.Aynı sorunları bizim de başımıza geldi yeğenim yatalak ve rapor yüzde 75 olduğu halde tam 8 ay uğraştırdılar bir paket bez almak için. Babası 55o tl aylık alıyor diye.
Oysa silaha trilyonlarca para gidiyor, seçim reklamlarına bir o kadar para gidiyor, bunlar bir yana mecliste binlerce ihtiyaç olmayan personele milyonlarca para gidiyor...
Acınınızı paylaşıyorum ama sabır etmekten başka bir çıkar yol yok sanırım.
Saygılarımla
söylenecek fazla bir söz olduğunu düşünmüyorum. biz bu memleketin varoluş kaynağı olan milleti olmaza rağmen bu durumdayız. diplomasi, prosedür, kağıt, kürek bunlar herşeyden daha önemli... hastalanırsın hastaneye evrakla gidersin, doğurursun nüfusa.... ölürsün yine evrak.... işimiz gücümüz kağıt...ayakta duramayan hastaya müdehaleden önce evrakları tamamlanır....... internetin her alanda kullanılabildiği bir dünyada internetten, bilgisayardan yoksun bir şekilde yaşayan, gelişmekte olan değil, gerilemekte olan bir milletiz işte ne diyelim
Beyhude1929 tarafından 1/14/2010 11:37:01 AM zamanında düzenlenmiştir.
Beyhude1929 tarafından 1/14/2010 11:37:47 AM zamanında düzenlenmiştir.
ülkemizde yaşanan acı gerçeklere ayna tutan bir annenin sessiz çığlığı
burada medeni bir cesaret gösterdi ve bizimle paylaştı
bir anne olarak gurur duydum
...
bu sayfada sadece rapor alıp da hiçbir haktan faydalanamayan bir vatandaş var
bir de rapor alamayıp hiçbir haktan faydalanmayan vatandaşlar var, Örnek verecek olursak İŞKUR İl Müdürlüğüne kayıt olamıyor
peki aradaki fark ne
arada fark yok, ikisi, de aynı derecede mağdur
rapor alan engelli de işe alınmıyor
rapor alamayn da
ikisi de işsiz
ikisi de anne veya babaya muhtaç
ikisi de suçsuz
O ZAMAN KİM SUÇLU ???????????
ikisinin de şansızlığı burjuva çocuğu olmayışları, ikisinin de babası bu ülkeyi koruma adına askerlik yapmış, vergisini vermiş, FAKAT, İŞLERİ DEVLET DAİRELERİNE DÜŞTÜĞÜNDE hakkını alamamış kimselerdir
eğer hortumcu, arsız, hızsız, dolandırıcı olup bu ülkeyi sömürmüş olsalardı, ( bu ülkenin malı deniz, yemeyen domuz) deselerdi, krallar gibi korunup beslenirlerdi, çünkü düzen böyle işliyor, bu ülkede katiller besleniyor
eskiden ne olacak bu memleketin hali derdik
şimdilerde, memleketin hali içler acısı olduğundan ve bu gidişat bizde alışkanlık haline geldiğinden
şimdilerde ‘’ NE OLACAK BU MEMLEKETTEKİ ENGELLİLERİN HALİ’’ der olduk…
demeye diyoruz da, sesimiz bastırılıyor, ya içimize söylüyoruz, ya da yakınlarımızla paylaşabiliyoruz
HASTANIN HALİNDEN NE BİLSİN SAĞLAR
veya tok ne anlar acın halinden
cevabını bilmediğimiz sorular beynimizi kemirip dururken, hakkını vererek yaptığımız tek şey SUSMAK ve ya gizli gizli içlenip ağlamak. İsyan bile edemiyoruz, kime, nereye, ne şekilde sesimizi duyuracağız ki
hep söyleriz engellilere yalnız değilsiniz diye
ama tok musun aç mısınız diye soramıyoruz, çünkü bizler üç kuruşa talim eden bu ülkenin sindirilmiş vatandaşlarıyız, çünkü bizler bu soruyu sormaya korkuyoruz, isyan edemiyoruz, elimizdeki hakların da elimizde alınmasından korkuyoruz, isyan etmeye gör, sokakta haykırmaya gör, bakın o zaman coplar nasıl da sırtınıza iner, gözlerinize biber gazları dolar, ve yerlerde sürüklenirsiniz…
engelli dernekleri, büyük uğraş ve mücadeleyle, edindiği o kıymetli koltukta, daha fazla nasıl oturabilirim hesabını bir kenara bırakıp, yetkililerle temasa geçerek, engelli sorunlarına (meselelerine) çözüm yolu aramadıktan sonra, bizler burada haykırsak ne olacak ki…
işimiz yorumcu arkadaşların da dediği gibi ALLAH’ a kalmış
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE .. sözünü nasıl da göğsümüz kabara kabara söylüyoruz değil mi dostlar…
eli öpülesi anne’ye
saygılar ve sevgiler
Merhaba Aynur Hanım,,,,,
hepimiz engelli adayıyız.Sizin kapısını çaldığınız insanlar da engelli adayı.
Odasına gidiğiniz zaman gazeteyi yüzüne kapayıp sizi farketmemeye çalışan insan müsveddesi de engelli adayı.
İnsan hengi meslek erbabı olura olsun önce insan olmalı.Evet insan derken elbette hepimiz insanız ama kastettiğim insani erdemlerle mücehhez insan olmalıdır...
Yasaların uygun olmadığını ifade etmiler oysa mutlaka bir yerden bir hal çaresi mutlaka vardır ama devletin sosyal devlet olması yetmiyor.İnsanların sosyal insan olmaları gerekli diye düşünüyorum.
Geçenlerde İşitme Engelliler Futbol Şampiyonası vardı.Ödül törenini beni sunmamı rica ettiler.Ödülllerin yanısıra plaketler falan verilecekti.İşitme engelliler hakkında bilgi toplamak için İşitme Engelliler Derneğine gittim.İnanır mısınız hepsi birbirleriyle öyle güzel anlaşıyolrlardı bir görseniz.Anlaşamayan tek kişi vardı o da bendim.Orda anormal durumda olan bendim.
Netice olarak Aynur Hanım yeni açıklanan 38192 engelli istihdamı inşallah engelliler için bir umut olur ve iyi de olur diye düşünüyorum.Selam ve saygılarımla...
Mustafa EROL
Yaşadıklarınız gerçekten zor bir durum.Ancak yurdumuzda ne yaparsınız ki işler böyle.Sosyal hukuk devletiyiz(!) neyse bu.Anlamak ta çok zorlandığım bir kavram.Başka yerlere aktarılan kaynaklar engelilere vatandaşın hizmetine aktarılamaz mı .Yapılmıyor ülkemizin gerçeği bu.Bizlerde bir araya gelip sesimizi yükseltmezsek dahada fazlasını yapacaklar gibi.. Mücadelenizi yürekten kutluyorum ve sizin gibi özel anneleri tebrik ediyorum.
CANIMSIN ARKADAŞIM HOŞGELDİNİZ ARAMIZA SIKINTINIZI ÇOK İYİ ANLAYAN BİR ANNEYİM BENİM DE İKİ TANE YİYENİM SAKAT ANNELERİ BEN SAYILIRIM BABALARI KADIN PEŞİNDE ÇOCUKLARININ DEVLETİN ÖDEDİĞİ İŞİTME CİHAZI PARASINI BİLE YİYEN BİR ADAM...ÜSTELİK BENİM KAYNIM OLUYORDU KENDİSİ BİZDE ŞÜKÜRLER OLSUN ONLARIN SAYESİNDE AYRILDIK ..Kİ EVLAT ACIMIZDAN SONRA...ŞİMDİ AĞIR DERECEDE DUYAMAYAN YİĞENİM HİÇ DUYMAYAN BİR KIZLA EVLENDİ ..YİĞENİMİ ZORLA OKUTUP GRAFİKER YAPTIM İŞE YERLEŞTİRDİM 600 TL MAAŞ ALIYOR EV KİRASI ZATEN 600 TL EŞİ ÇALIŞMIYOR LİSE MEZUNU İŞ BULAMIYORUZ YAKIT DÜĞÜN MASRAFLARI DERKEN ÇOK MASRAFLARI OLUYOR ....HAYAT ÇOK ZOR CANIM DEVLET GÖREVİNDEKİLER YESİNLER İÇSİNLER YURT DIŞINA GEZSİNLER KENDİ ADAMLARINI İŞE ALSINLAR ÖBÜR TARAFTA GÖRÜRLER CANIM KUTLARIM KALEMİNİ YAZ YAZ HİÇ SUSMA DUYSUNLAR SEVGİLERİMLE...
aynurca
beni o kadar çok mutlu ettin ki
sağol arkadaşım
o güzel yüreğinden huzur hiç eksilmesin
hep sağlıcakla kal
kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum sana
Malesef Ülkemiz de engelliler çok yalnızlar. Gerekli altyapı olmadığı için yalnız başlarına sokağa çıkmalarının bile olanağı yok. Ben bir Devlet Dairesin de çalışıyorum, bulunduğumuz bina beş katlı eski bir yapı, bürom üçüncü katta odamın karşısında çalışan engelli bir hanımefendi var İzmir gibi bir yerde ve bir Devlet Dairesinde asansör olmadığı için cennetlik bir baba tarafından hergün kucak da üç kat çıkarılarak odasında tekerlekli sandalyesine oturtuluyor, akşam mesai bitimi tekrar aynı şekilde alınarak evine götürülüyor, ben bu manzarayı üç yıldır her gün sabah akşam yaşıyorum, gözlerim dolu dolu oluyor, evet sevgili Aynur hanım malesef Türkiye'de engelli vatandaşlarımıza olan ilgisizlik bir toplum yarası...Size anlattığım olayın kahramanı bir baba...Peki ya Devlet Baba???????????? Bunun en acı örneklerinden birini de siz yaşşamışsınız, hakkı olmayanlara dökülen milyonlar, Milletin futbol takımını çalıştıran hocaya harcanan trilyonlar, peki ya terkedilenler...Siz fedakarca bir Anne olarak üzerinize düşeni yapmışsınız ve bir sürü bürokrasiden sonra alınan sonuç malesef içler acısı, ben utandım, yüzüm kızardı, boğazım düğümlendi...Peki ya Devlet Baba.....Peki ya fakirin, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyen patronlar, şehir eşkiyaları, peki ya kan uykularda halen uyuyan halkımız... Selam olsun Ana yüreğinize...
aynurca
katkılarınızla sayfama onur verdiniz
çok teşekkür ederim, duyarlılığınız için
hep var olun
sağlıcakla kalın
yüreğine sağlık güzel bir anlatım dram ve acı dolu bir hayat.
iyiki çocuğun zihinsel özürlü değil. onun tedavisi daha zor.
maalesef böyle olaylarla sık sık karşılaşıyoruz yurdumuzda.
yapanlar yaptıranlar utansın. bu yasaları ve bunun gibi
birçok sakat yasayı hala yürürlükte tutanlar utansın....
geçmiş olsun....
sevgiyle.....
edebiyat defteri.
doğal
edebiyat insandan alacak
insana verecek
insanı anlatacak
insana katkı yapacak
neden erken doğan bebek gereken işleme tabi tutulamadı da oksijensiz kaldı
analarımız ormanda-tarlada-değirmende çok bebekler doğurdu, sağlıklı olanlar kaldı, diğerleri pek duyulmadan gömülmedi mi
ana bu, yavrusu için kendini feda etme içgüdüsüyle yaratılmış-diğer canlılarda da böyle-
uğraşlar olağan
ama insanlar birbirlerini desteklemek için toplu yaşamayı seçmişler binlerce yıldan beri ( anaların bu yükünü paylaşmak için)
martılar martı yuvaların ı yopluca korur
penquenler yavruları nöbetleşe ısıtır
buffalolar ufaklarının etrafında çember oluşturur
dünyanın bir yerlerinde de anaların anası bellenir
burada koca da hasta
sanırım yakın çevrenin de olanakları kısıtlı
yük bir kişinin sırtında kalmış
oysa toplum olmanın amacı neydi
bu kadın sosyal yaşamın gelişmediği yani insanlığın henüz boy göstermediği bir bölgede -bir ülkede-yaşamış demektir.
ana kötü olduğu için dışlanmıştır diyemem çümkü analıkta kötülük yaratılışa aykırı
anlaşılan birilerinin eksikliği birilereinin yoksunluğu birilerinin yoksulluğu bize özürlü bir vatandaş kattı
yazının devamı okunmasa da olur
toplum olamamış insan güruhundan destek haaa
hayal
bilmek isterim gene de
-halka hizmet için ortaya çıkanlar ve de bundan nemalananlar neden halkı kul gözüyle görür ve aşağılarlar
-neden bir ana devlet karşısında titrer- erir gider-
-neden devlet anaya hizmet etmez
-acz içindeki ananın yetiştirdiği evlatlar nasıl olur da devlet olur-hizmet eder-hükmeder-
ve gene bilmek isterim
ülkeyi paylaşan-toplumu oluşturan insan analarının her birine aynı muamele mi reva görülür
yoksa
yoksa bilebildiğim kadarıyla 1200 yıldan beri birileri talkım verirken salkım yutar
birillerinin anası ağlar bebeleri iki büklüm sürünmeye devam mı eder
bu acemi yazı boyundan çok büyük ayna tuttu hayatımıza
rezil ve iğrenç yanlarımızı gördüm ben
biz bunu hep görürüz
çokluğun sapkınlıklarındandır suratlarımızın ekişiği
kutluyorum
saygılar
Aynur hanım, mücadelenizden dolayı tebrik ediyorum. Esasen toplumumuzda her bireyin çıplak gözle görünen veya görünmeyen manada bir kusuratı vardır. Kişiler bunu göremedikleri için dertlinin derdini anlamıyorlar ve yardımcı olacakları yerde zorluk çıkarıyorlar. Yazınızın başlığı bizim ailemizde de benzer sorun olduğu için diikkatimi çekdiğinden yazınızı okudum. Size hem bir okur ve hemde benzer hadiseleri yaşayan kişi olarak iki kez hak verdim.
Metanetinizi yüksek tutmayı ve yılmamanızı önerir, mücadelinizde başarılar diler delikanlının gözlerinden öperim
En içten sayğılarımla
Evet yazınızı iç çekerek okudum,evet bu ülkemin bir ayıbıdır tüm insanlığın bir ayıbıdır.İşte ben de şiirlerimin bazılarını araştırarak yazıyorum,ve inanın benim 4 numara küçük kardeşim de bir şijofreni hastası evli ve iki çocuk babası onun eşi ve benim ailem çok anlayışlı ve mükemmel bir yapıya sahip olduğumuz(bilinçli)için benim kardeşim ve eşi ve çocuklarıyla 100/85 iş kaybına ragmen çokta mutlu bir hayat sürmektedir tabi ki ömrünün sonuna kadar ilaçlarını kullanmak şartı ile.Evet şimdi birgün kardeşim ile sohbet ederken agabey neden bu toplum bizleri hep dışlıyor,neden bizim hakkımız da gerçek şiirler yazmıyor.Gel ben ne yaşadığımı sana bir bir anlatayım sende şiirleştir de biz şijofrenlerin neler yaşadığını bizim halkımız ögrensin demişti dedği gibi de oldu ve şiirleştirdim,ben bu eserimi ölümsüzleştirdim,ve buna inanın ismini açıklamak istemiyorum orta yaşı aşmış bir şaiire bayanımızdan ilk olumsuz tepkiyi aldım,evet yanlış duymadınız bir anneden ilk tepkiyi aldım ne diyordu biliyormusunuz bu edebiyat defterinde o hanımefendi bana:Kardeşim niye böyle şiirler yazıyorsunuz bizler orta yaşımızı geçmiş şurda hoşça vakit geçirerek güzel şiirler yazarak ve okuyarak sonbaharımızı yaşıyoruz neden bu şiirlerinizle biz köşesine çekilmiş insanları sitrese sokuyorsunuz diye de yazısını bitirmişti............
Ben ise ilk olarak onu aydınlatıcı bilgilerle cevabımı yazdım ve rahatsız oluyorsanız lütfen sayfama gelmeyin dedim ve arkadaşlığımdan sildim o bu ülkenin annesini,saygılarımla efendim konumuz bu ülke de çok Allah yardımcınız olsun,müsadenizle bu sayfanıza bir şijofreni hastasının ne yaşadığını anlatan şiirimi ekliyorum......
Sende Bizdensin Koçum
Olmayan şeyleri görüyor,
Duyulmayan sesleri duyuyorsan,
Siyah duvarlara,bakıp bakıp
Aynalardan kaçıyorsan....!
Düşünme öyle,dalıp dalıp
Sende bizdensin koçum.
Ömür boyu zipraksa içiyorsan....!
Akineton iğneyide vuruluyorsan...!
Şoka verecekler,deyip deyip
Bakırköyden kaçıyorsan...!
Dolaşma öyle,seyip seyip
Sende bizdensin koçum.
Aç karnına,sabahın yedisinde
Şok odasına giriyorsan...!
Girdiğin kapının tam üstünde
Elektro konvülsüfü görüyorsan...!
Bazen bahçede dolaşıyor,
Bazende mahrum kalıyorsan,
Düşünme öyle,derin derin
Sende bizdensin koçum.
Ara sıra,İsa Peygamber
Ara sırada,Mehdi oluyorsan!
Mezarlığa gidip gidip,
Yatanlarıda kaldırmaya çalışıyorsan...!
Bil ki bir şizofrensin,
Bil ki sende bizdensin,
Sende bizdensin koçum.
Yaşar Cerit
aynurca
senin öykünde çok acı
çok duygulandım
geçmiş olsun dileklerimi kabul et lütfen
seni çok iyi anlıyorum, elden birşey gelmiyor
rahatsızlık ne olursa olsun, ateş düştüğü yeri yakıyor sadece
bizler de sadece düşüncelerimizle moral vermeye çalışıyoruz
senin şiirine yorum yapan şahıs için de üzülme
herkes var olduğu kadar vardır
onun varlığı da o kadarcıkmış
sana sabır diliyorum
sağlıcakla kal
çok geçmiş olsun
Nasıl söze başlanır nasıl devam edilir inanın bilmiyorum bu ülkede yaşanan gerçekler bunlar birde siyasiler övünüyorlar SOSYAL DEVLET İŞLİYOR diye bu yazınızı egerki paylaşabileceğim bürokratlar olsaydı yüzlerine vururdum Allah yardımcınız olsun.
Siz bir Ana olarak Rabbimin size yüklediği doğal mekanizmayı kullanıp çocuğunuza gereken desteği verdmişsiniz Yaşadığınız şehirde ona sahip çıkmayanlar utansın Sayğılarımla
SELAM
sitenin iyi yürekli insanlarına...
duyarlılık gösterip sayfamı ve düşüncelerimi desteklediğiniz için
sizlere çok teşekkür ederim
toplumun kanayan yarasını dile getirmek ve sizlerle paylaşmak istedim
göstermiş olduğunuz duyarlılık, en büyük moral kaynağıdır
duygu ve düşüncelerinizle destek oldunuz
sayfama onur verdiniz
bu beni mutlu etti
saygılarımla
aynurca tarafından 1/14/2010 1:34:40 PM zamanında düzenlenmiştir.
Çok nahoş bir durum. İçerik hayattan. Yazılanlar eksik olabilir de fazlası olamaz. Çünkü ülke brokrasisi çok ağır. Ve ağır işliyor. Nice böyle vakalar var. Bunların deşifre edilmesi şart ve en güzel sanattır.
Yazınız üzücü ama şekil olarak güzeldi.
Sizi izleyeceğim.
Tebrik ederim.
Saygı ve selamlar.
Hayat böyle kardeşim engelli olan sizin çocuğunuz degil ,ona böyle eziyet çektiren insanlar. Neden dir bilmem acı çekene birde başkaları acı verir yardımcı olmazlar hayat acımasız, insanlarda daha acımasız bu nasıl kural ,bunasıl adalet .Ağlayarak okudum yazınızı Allah yardım etsin dualarım sizinle hayat hikayeniz çok ağır güç kuvvet versin ,oğlunuzda çok güçlü bir çocuk yanaklarından öpüyorum büyük yüreğinede sabır diliyorum inşallah başaracak bir gün yenecek bu acımasızlıkları dileğim bu sevgiler.
hoşgeldiniz demeyi unuttum bu yazıdan sonra hayırlı olsun üyeliğiniz merhaba yeni bir hayata
Çok yazık ! Ülkemin bu haline çok yazık ! Tabii gündeme getirmeyen daha nice rezaletler, acılar var bu ülkede. Hiç çalışmadan her ay tıkır tıkır maaş alanlar, hak etmeden emekli olanlar...vs. Kurtların çakalların istilâsına uğramışbir ülkede, dürüst insanların, mazlumların benzer hallere düşmesi normal aslında.
Bir görebilsek gerçekleri. Bir çıkarabilsek at gözlüklerini. Sorunun çözümü o zaman mümkün olacak. Ne yazık ki çoğunluk hala gerçeklerin farkında değil. Farkına varması da kolay değil. Çünkü onlara bütün kapılar açık !
bir.....ANA....engelli....bir çocuk....ilk günden....başlamış.....çile...halada devam ediyor.....önünde BÜROKRASİ....BÜROKRASİ...daha nereye kadar....elinden tutacak olanda devlet....sokmuş labirentler içine dön babam dön....inşallah....düzelir....aramıza hoş geldiniz... harika bir yazı... su gibi akan bir uslup....tebrikler
aynurca
anlamlı düşüncelerinizle vermiş olduğunuz destek beni çok mutlu etti
hep var olun, sağlıcakla kalın
evet, sisinle aynı düşüncedeyim
saygılarımla
Saygıdeğer Anne!
Yazınızı okuyunca, geçmişi yeniden yaşadım..
Yirmi altı yaşında bir bebeğim var.
Sizi çok iyi anlayabiliyorum… Bazen vatanımdan utanıyorum…Siz böyle çaresizken, bunları yazmak canımı öyle acıtıyor ki… Ülkeyi bu duruma getirenler belki utanır! “Utanma duygusu varsa” Ben yurtdışında yaşıyorum bulunduğum ülkede. Böyle çocukların, ihtiyacını tümden devlet karşılıyor. eğitim, sağlık, barınma; fiziksel, psikolojik vs… Benim ülkem oğlumu vatandaşlıktan “çıkartırız diye tehdit etti” Nedeni “Askerlik yoklaması” Buradan aldığımız sağlık raporun doğru olduğunu, kabul etmedi. bana bağımlı yaşayan iki yaşında bir bebek. İki hafta Askeri Hastanesi'ne yatması isendi!
Yaşadıklarınızı Kalbimle hissettim… Allah'tan size sağlık dilerim…Sizi anlıyor ve ümitlerinizi yitirmeyin. kimseye taşıyamayacağı yükü yüklemez YARADAN’ Anneler güçlüdür.sizin gibi…
Size ve oğlunuza sonsuz sevgilerimle…
aynurca
sayfama onur verdiniz inanın
ayrıca sizin öykünüz de beni duygulandırdı
düşüncelerinize katılıyorum
dilerim o duyarlı yüreğiniz bir daha acı görmesin
hep sağlıcakla kalın
var olun
aramıza hoşgeldiniz hanımefendi
öncelikle cenab-ı hakk yardımcınız olsun diyorum ve şunu bilmenizi isterim
asıl özürlü oğlunuz değil oğlunuzun ve dahası sizin halinizi görmeyenlerdir
görüp de yardım etmeyenlerdir
içiniz rahat kalbiniz duayla olsun
mevlam elbet size ve oğlunuza bir kapı açacaktır
oğlunuza kucak dolusu sevgiler...
aynurca
sayfama onur verdiniz
katkılarınız mutlu etti, hep var olun
sağlıcakla kalın
İşte eli öpülesi bir ANNE
İşte yürek işte sevgi işte anne duygusu bu
Sevgili Aynurca şu an hani derler ya tükrügüm kurudu diye o şekildeyim
Kimi çocugunu amerikalarda okutur kimi 17 yaşındaki oğluna büyük şirketler kurdurur
Kimi alış veriş merkezi zincirleri kurdururken benim garip insanım sa hasta olmasına ve raporu elinde olmasına rağmen geri çevrilir
Şimdi aynı durum bu ülkeyi yöneten o beyinsizler
kaymakamından tutunda taa en beşına kadar olan vicdansız Allah korkusu olmayan iki ayaklı mahlukatlarr
Eyyy insan görümünde vicdan ucubelerii
Eyyy Allahın nuru yüreklerinden silinmiş Firafunun torunları
Eyyy bencillik yüzlerinden akan Ebu cehilin dölleri
Sizde insanlık Allah korkusu kalmamış bunu her zaman ve her yerde belirgince gösteren mahluklar
Hiç olmazsa böyle durumda olan insana yardım ederek o olmayan insanlık egolarınızı tatmin edin barii
Siz diplomayı alırken her insana ırk mesep din ayırt etmeden yardım edecegini yemin eden ruhsuzlar
Bakın ve utanın bu sadece bir örnek bu Ülkede
ben bu kardeşime şöyle yazmışın böyle olmuş diyemiyorum
Ancak szi insanlık nasibini almamış hala maşımız yetmiyor diye çıglıklar atan aç gözlü yaratıklar Allah sizleri bildiği ğibi etsin
Rabbim niyetinize göre yaşam ve amelle kılsın dilerim sizleri
Bu yazımdan işini görevini layıkıyla yapan vicdanlı dürüst memur ve tüm görevlileri bu saydıgım yaratıklardan ayırt ederim
benim şu anki feryatım insan görünümünde olan o nasipsiz mahlıkatadır
Degerli kardeşim Rabbim senin ve evladının yarve yardımcısı olsun
Bizim yapabilecegimiz ve elimizden gelen bir şey varsa baş tacısınız gücümüzce bizde varız der ve yanınızda oluruz
Rabbim seninledir bunu unutma bu güne kadar ayakta kalman sadece ve sadece o yüce yaratıcının sana verdiği güç ve destektir
Sen ona sıgın ve ondan iste
Senin evladına küçük bir maşı vermeyen o insanlık ucubelerinede o yaratan veriyor
sen onlardan isteyecegini onlara verenden iste güzel kardeşim
Selam ve saygı ile böyle güzel bir Annenin ellerinden öpüyorum
aynurca
değerli düşüncelerinizle sayfama onur verdiniz
çok mutlu ettiniz beni sağolun
hep sağlıcakla kalın
var olun
sevgi Aynurca hoş geldiniz.. Çaresizliklerde...çaresizler...hayat bu ve engelli annesi olmak bilmem nekadar sizin için geçerli olur ama özeellikli insanlara verilen yaradandan dolayı bir lütuf..dilerim cennetin anahtarı elinizde olur...gerisi inşallah düzelir ..burası Türkiye....seni ve güzel oğlunu öpüyorum çoook...sevgilerimle...
aynurca
nazik ziyaretinle
ve anlamlı düşüncelerinle verdiğin destek, beni güçlendirdi
mutlu etti
çok teşekkür ederim arkadaşım
hep sağlıcakla kal
sana sevgilerimi gönderiyorum
var ol
Sevgili Aynur Hanım merhaba.Her açıdan ağır olan yaşam, duygusal ağırlıkla daha zor yıpratıcı.Sabır,sevgi,mücadelenizin gücü olmuş.Küçücük bir umut ışığı için çabalarınızın TC.Devleti'nin yasa ve uygulamalarında eridiğini görmekten çok,oğlunuzun gerçeklerle yüzleşmesi sonucu duygularındaki erime daha can yakıcı.Saatlerce annesine yaslanıp, ortamdaki samimiyetsiz davranışlar ve sesler ruhuna en derin çizikleri attırmış.Karşınızdaki bireyin ki çocuk duyguları incinir mi,incinmez mi duyarsız matematiksel sorular,sebepler,sonuçlar konuşuluyor.Çok üzgünüm.
Oğlumuzun ismini yazmamışsınız.Yürek dolusu sevgilerimi gönderiyorum.
aynurca
duyarlı yüreğin hiç incinmesin
çok teşekkür ederim arkadaşım
hep var ol ve sağlıcakla kal
sevgilerimi gönderiyorum sana
Sevgili Aynurca !
Aramıza hoşgeldiniz..Yazınızı en ayrıntısına kadar okudum...Göz pınarlarımda yaşlar inanın...Toplumumuz yaraları beni çok etkiler ve yazarım ben de...Şiirlerimde içimden geldiğince...Yüreğimi acıttınız...Ah ! dedim, elimde olsa da iş bulabilsem oğlunuza...
Bir olanak bulursam , ilgilenmek isterdim..Gerçek yaşam öykünüz , yaşadıklarınız, belinizi bükmesin...Tükenmesin umutlarınız..Güvenin oğlunuza. Özürlülere de kadrolar var işyerlerinde biliyorsunuz...Ummadığınız bir yerlerden kapı açılacaktır inanın...sizi anlıyor ve ümitlerinizi yitirmeyin diyorum. Size ve oğlunuza sonsuz sevgilerimle !
aynurca
çok mutlu ettin beni
yüreğinde umutların hiç tükenmesin
sevgilerimi gönderiyorum
hep var ol
Aynur hanım, engelli olmak ne demek ve engellilere insanların bakışı nasıldır çok iyi bielne biriyim. Çünkü 1992 yılından bu yana Türk Sapastik Çocuklar Derneği Yönetim kurulu üyesiyim. 18 yılda nereden nereye geldiğimizi ve Sinop'ta özürlülere nasıl bakılması gerektiğini çok zor anlattık ama anlatabildik.
En büyük özür insanların engelli dediklerine bakış açısıdır ve biz ne yazık ki millet olarak bu özürümüzü bir ömür taşıyoruz ve asla yok edemiyoruz.
Yaşadığınız olayları bire bir yaşayan yüzlerce aile var ve çoğüu bazen vazgeçiyor mücadeleden.
Sizi tüm kalbimle kutluyorum. Verdiğiniz mğcadelede hep başarıya ulaşmanızı diliyor sevgilerimi gönderiyorum yüreğinize.
aynurca
duyarlı yüreğinle bana güç verdin
çok teşekkür ederim
hep var ol
sevgilerimle
............sızlar sağlam adamlara sakat diye maaş sakata sağlam der süründürürler.....ne deyim burası ........suzistan...
rabbim çıkışı felaha erdirsin..
aynurca
sayfama onur verdiniz
mutlu oldum
hep sağlıcakla kalın
saygılarımla
Gerçekten hüzünlenerek okuduğum bir yazıydı.Üzüntüm oğlunuzun ve sizin yaşadıklarınızdan ziyade bu gibi muamelelere maruz bırakılan bütün vatandaşlarımız adına.Söylediğinize de aynen katılıyorum.Engel, kendini sağlam zanneden bazı idarecilerin kafasında.
Hep şunu derim engelli bir evladın annesi olarak gösterdiğiniz çaba ve özveri takdire değer.Ve sizin annelik vasfını bir kat daha fazla hakettiğinizi düşünüyıorum.Bir adım önden giderek evladının önünde ki engeller tesbit ve bertaraf eden koskoca bir yürek.
İyi ki gelmişsiniz defterimize sevgili dost yürek.Allah evladınızı size,sizi de ona bağışlasın.Selam ve saygılarımı kabul buyurun lütfen.
aynurca
sakın o güzel duyarlı yüreğine hüzün uğramasın
sana sevgilerimi gönderiyorum
hep sağlıcakla kal
HIDIR CANALAN
dern. 2. bşk. Elazığ ....SİZİ TEBRİK EDİYORUM..AYNUR HANIMA YARDIM SÖZÜ VERDİĞİNİZ İÇİN..
aynurca
zaman ayırıp öykümü okuduğunuz için çok teşekkür ederim
saygılar gönderiyorum
hep var olun
Güzel insan...
bir anne olarak inanın duygularınızı paylaşıyorum...
Selam dua ile...Sevgilerimle...
aynurca
sana yürekten teşekkür ediyorum
sevgilerimi gönderiyorum
var ol
Acı ama oldukça akıcı bir dille yazıya dökülmüş okuyanı hüzne boğan bir öykü. Gerçek yaşam öykünüz olduğunu söylemişsiniz. Ne acıdır ki yurdumuzda bütün işlemler bu şekilde.
Anlatımınızdaki duruluk ve dilin kullanımı sizin çocuğunuza nasıl iyi bir eğitim verdiğinizi de ortaya koyuyor. Öyle sanıyorum ki yazın alanı içinizdekileri ortaya dökebilmenizi sağlayabileceğiniz güzel bir yol olacak.
Umarım bütün sorunlarınız ortadana kalkar
Sevgimle
aynurca
anlamlı yorumunuz için çok teşekkür ederim
hep sağlıcakla kalın
saygılarımla
Biranda her yer karardı, dizlerim tutmuyordu, ayakta duramadım, oturdum, kara kara düşündüm, şimdi köye gidip oğluma ne cevap vereceğim, ne diyeceğim
‘’oğlum sen çok büyüksün, küçükler senin dilinden anlamadı mı diyeceğim, ne diyeceğim, senin bedenin bir sana değil, onlara da mı ağır geldi, seni taşıyamadılar, fırlattı attılar mı diyeceğim.
‘’oğlum sen üzülme, senin beden engelin, beyinsel engellilerin engeline mi takıldı diyeceğim, ne diyeceğim’’
Gözlerimde yaşlar yağmur gibi dökülüyordu…
değerli hanımefendi ellerinizde öpüyorum evet bizim yaşamızda olan şeyleri kaleme almışsınız
bu gerçekleri çok iyi biliyorum yeğenimde sizin gibi bu mücedeleyi verdi 2 yaşındaki çocuğunun üzerinde tapuya kayıtlı sekiz daire çıkardılar ooooooooooo be gülüm burası türkiye biz şok olduk değerli kardeşim(:
ne hasta olacan nede işin olacak devlet kurumunda gün ve gün korkuyorum bu ülkede sahipsizmişim gibi
çok tebrik ediyorum sizi
oğlunuzda benim yerime kocaman öpün
saygılarımla
zaralıcan
aynurca
sizin de yüreğiniz yaralı belli,
beni duygulandırdınız, ayrıca desteğinizle de güç verdiniz
çok teşekkür ederim yorumunuz için
yüreğinizde huzur eksilmesin
sağlıcakla kalın
’oğlum sen üzülme, senin beden engelin, beyinsel engellilerin engeline mi takıldı diyeceğim, ne diyeceğim’’
Gözlerimde yaşlar yağmur gibi dökülüyordu…
Türkiye'nin bürokrasisinin kokuşmuşluğu orta çıkıyor.Altında mersedei olan yeşil kart alıyor benim mağdur insanım hakkını alamıyor...Yazıklar olsun böyle sisteme...
Kardeşim sizler yine de azminizi yitirmeyin.Bir avukatla görüşüp hakkınızın peşinden koşmaya devam edin.
Üzüldüm...Saygılar ve sevgilerimi gönderiyorum...
aynurca
duyarlılığınız beni güçlendirdi, mutlu etti
çok teşekkür ederim
varolun
saygılarımla
‘’oğlum sen çok büyüksün, küçükler senin dilinden anlamadı mı diyeceğim, ne diyeceğim, senin bedenin bir sana değil, onlara da mı ağır geldi, seni taşıyamadılar, fırlattı attılar mı diyeceğim.
‘’oğlum sen üzülme, senin beden engelin, beyinsel engellilerin engeline mi takıldı diyeceğim, ne diyeceğim’’
Gözlerimde yaşlar yağmur gibi dökülüyordu…
merhaba güzel insan . öncelikle yuvamıza hoş geldiniz. inanın bu yazıyı bir yana bırakın
bu yaşanılanları yazmanız bile bu ülkenin ve insanlığın ayıbı. bu anlamda sizlerden özür diliyorum
insanların gözlerinin içine baka baka yalan söyleyen memurlar , o kadar parayı boşuna savuran
yöneticiler olduğu bir toplumda , kendileri özgür olamamış beyinleri özürlü insanlar
sizi hiç bir zaman anlamayacaklar boşuna yormayın kendinizi. hayat o kadar acımasız ki
devlet baba diye yıllarca bağrımıza bastığımız bir çocuğu kucağına basamadıysa
dertlerine çare olamıyorsa o kadar doktorlar ve kendilerinin cezalarını garibanlara ödetiyorlarsa
daha durup yıllarca düşünmeliyiz. bizler hayatın neresindeyiz. içinde bulunduğunuz durumu
çok iyi anlıyorum. umarım bir gün birileri aynlış yaptıklarını anlarlar ve sizden özür dilemekte geç kalmazlar.
sevgiyle kalın. her şey gönlünüzce olsun. kardeşimi de yüreğinden öpüyorum. umutla kalın...
aynurca
sayfama onur verdiniz
düşünceleriniz çok değerliydi
teşekkür ederim
saygılarımla
Gerçekten bir hayli zor günler geçirdiğiniz aşikâr hele o sıkıntıyı yaşayan gencin halet-i ruhiyyesi ise ayrı bir yara anlaşılan Devletin vermesi gereken o maaşı sonuna kadar hak ettiği halde bir kaç işgüzâr yüzünden buna maniolunmuş gibi görünüyor.
Bu bir sosyal vakıa ve Devletin görevi elbbete ki bu durumda olanların eğitim ve diğer ihtiyaçlarını karşılamaktır bu onun görevidir lakin rahat koltuğunda oturan bazı zevatlar Devletin bu sosyal hizmetini vatandaşa indirmemek uğraşırlar.
Sizin duçar kaldığınız sıkıntılar dilerim ki tezden hitama erer siz tekrar yetkili mercilere baş vurunuz zannediyorum müsbet akıl sahibi yetkililer sizin bu feryadınıza kulak tıkayamazlar lakin baş varken ayaklardan medet beklemeyiniz.
Mevla Yâr ve yardımcınız olsun diyor ve sıkıntılarınızın başınızdan def-i izale olmasını temenni ediyorum
selam ve dua ile
aynurca
anlamlı yorumunuz beni mutlu etti
sayfama onur verdiniz
sağolun
saygılarımla
Gerçekten bir hayli zor günler geçirdiğiniz aşikâr hele o sıkıntıyı yaşayan gencin halet-i ruhiyyesi ise ayrı bir yara anlaşılan Devletin vermesi gereken o maaşı sonuna kadar hak ettiği halde bir kaç işgüzâr yüzünden buna maniolunmuş gibi görünüyor.
Bu bir sosyal vakıa ve Devletin görevi elbbete ki bu durumda olanların eğitim ve diğer ihtiyaçlarını karşılamaktır bu onun görevidir lakin rahat koltuğunda oturan bazı zevatlar Devletin bu sosyal hizmetini vatandaşa indirmemek uğraşırlar.
S
bu başınızdan gecen olay hangi tarihte olmuş bilmiyorum. eğer halen sıkıntınız çözülmediyse doğuda yaşıyorsanız bize gelin yardımcı olalım evraklerınızıda getirin Elazığ şizofreni derneği size yardımcı olacaktır saygılar....
ULAŞ[email protected]
HIDIR CANALAN
dern. 2. bşk. Elazığ
aynurca
duyarlılığınız mutlu etti, teşekkür ederim
evet doğuda yaşıyorum
sorunum çözülmedi, artık uğraşmayacağım
onlar benim çocuğumdan daha çok engelli
şimdi ben onlara acıyorum
saygılarımla