Şimdiye kadar hiç kimse taklit yoluyla büyüklüğe ulaşamamıştır. -- samuel johnson
YARALI/ YÜREK
YARALI/ YÜREK
@yarali-yurek

Küçüğüm

12 Ocak 2010 Salı
Yorum

Küçüğüm

5

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

2220

Okunma

Küçüğüm

Küçüğüm

Bir bayram günüydü. İlk gözgöze gelişleri bayramın neşesiyle beraber farklı bir haz uyandırmaştı sevda ateşlerinde. O ilk bakış kimbilir neleri alıp götürmüştü, yada neleri hapsetmişti yüreklerinde, önce hafiften bir tebessüm, sonra uzun uzun derin bakışmalar. Ve yüreklerde alevlenen o gizemli ateş. İşte böyle başlamıştı aşkları..

Bayram günü ilk defa karşılaşmışlardı. Göz göze geldiklerinde kız çocuğa gülüp deli çocuk demiş, çocuk içinden küçüğüm diye fısıldamıştı. Delikanlı deli değildi ama o günden sonra kız için deli olabirim diyordu içinden.
Sol yanını sarıp sarmalayan onu kendinden alıp uzak diyarlara götüren, başka alemlere götüren bir his vardı. Nefes alamıyor, titriyor, konuşamıyordu. Adeta buz kesilmişti tepeden tırnağına kadar. ’ Yarabbi bu ne güzellik’ diyordu içinden. Bir kere değil belki bin kere aşık olmuştu ilk defa gördüğü genç kıza..


Bayeramın ertesi günüydü çocuk görmek istiyordu selvi boylunu. Hemen araştırıp soruşturup kimin nesi diye.
Kızı araştırdıktan sonra bir arkadaşıyla kıza haber gönderir bizim uzun boylu kumral yakışıklı delikanlı....
Bizim güzel kız önce tereddüt eder cevap vermekte. Belkide korkuyordur aşktan, ama hiç bir korku içindeki ateşi yenememiştir. Ve buluşmayı kabul etmiştir genç delikanlıyala.
İşte ilk buluşma günleriydi kara verdikelri saatte tenha birde buluşturlar.
KIZ’ Hoş geldin deli çocuk’ dedi.
Genç’ Hoş buldum küçüğüm’ dedi.
Ve konuşmaları bu kadar olmuştu. Gözler dil yerine konuşuyor. eller birbirlerine kenetlenmiş sanki kırk yıldır aynı yastığa baş koymuş gibilerdi.
Çocuk bütün ilklerini yaşamıştı genç ve güzel kızla, genç kızımız da elinden gelen herşeyi yaşatıyordu delikanlıya.
Aşktı başka tarifi olamazdı bu beraberliğin, ve bu beraberliği evlilikte süslemek istediler ikiside. Önce kendileri karar verdililer bu birlikteliğe, artık ayrı yastığa baş koymak istemiyorlardı ikiside. Bu hasretlik canlarına yetmişti. Karar vermişlerdi. her ikiside ailelerine bu durumu anlatacaktı. Konu sonunda ailelere açılmış aileler bu birlikteliğe onay vermişlerdir.
Dünyalar sanki ikisin olmuştur hemen nişan yapılmış düğün tarihide erken bir güne alınmıştır.
Düğün günü gelip çatmıştır. tatlı bir heyecan kaplamıştır sevda dolu yürekleri artık hasretlik bitecek ve kavuşma arzusuyla yanıp tutuşan iki beden birleşecekti. Böyle düşünüyorlardı ikiside kavuşmak demek onlar için herşeydi. Yetmişti onlara bu hasret acısı.
Düğün günü herşey çok güzel geçmişti. Yeni evlililerimiz balayını güzel bir tatil beldesinde yaptıktan sonra evlerine dünmüşlerdir.
herşey yerli yerinde gibi görünsede aslında bazı eksikleri vardır bu güzel birlikteliği bir çocukla süslemek istiyordu genç çocuğun babası ölmeden evvel bir torun göreyim sarılayım ona hikayeler anlatayım diye iç geçiyordu.
Evliliklerin birinci senesi böyle geçmişti. Bu duyan genç kızımız bir gün eşiyle konuşur.
’Madem babam torun istiyor bizde ona bir torun veririz! der.
Aradan 3 ay geçmiştir. Bir gün sabah kahvaltısında çocuk söyler babasına baba ’torunun geliyor’ der. Bunu duyan dede çok sevinmiştir. Gel zaman git zaman yedi ay dolmuştur. Fırtınalı bir akşamdı o gece rüzgar sanki ağaçlara kök söktürür gibi esiyor, yağmur, tipi aynı anda esiyordu.
Gecenin geç saatleriydi büyük bir çığlıkla uyandı delikanlı yatağından eşinin sancıları tutmuş hastaneye gitmesi gerekiyordu. telaştan ne yapacağını bilemez. uatnır çocuk ailesinede haber veremez diğer odada yatan annesi ve babası olanlardan habersiz yatıyorlardır. üşümesinler diye gece yatmadan evvel gelinleri sopalarına kömür atmıştır. soba tutuşmaz. Çocuk ile eşi hastaneye giderken annesi ve babası sobadab zehirlenerek hayatlarını kaybetmişlerdir. Yolda kaza yapan çocuk eşinide kan kaybından kaybeder.Çocuk ne yapacağını bilemez bir gecede en çok sevdiği varlıklarını kaybeder. Bir hafat böyle geçmiştir. Bir gece yatarken eşi rüyasına gelir bana şiir yaz der. Çocuk yazar bir tane şiir ertesi günü mezarının başına gider ve şiir’i okumaya başlar...
KÜÇÜĞÜM

Merhaba küçüğüm.
Nasılsın…
Nasılsın diyorum biliyorum uzaktasın,
Ama ruhun etrafımda hissediyorum.
Şimdi deli çocuk diyorsundur yine bana.
Olsun deli olayım..
Napim! Seni çok özledim işte,
Hatırlıyor musun ilk karşılaştığımız günü,
Gülümseyip bana deli çocuk demiştin.
Deli değildim ama o andan sonra.
Senin için deli olabilirdim.


Buluştuğumuz il gün bile hoş geldin deli çocuk demiştin.
Yanaklarım kızarsa da tuhaf bir sevinç sarmıştı beni
Biliyordum. Deli çocuğunu seviyordun.
Deli çocuğunda seni seviyordu tabi ki.

Her ilkleri yaşadığımda ben hep senin deli çocuğun olmuştum.
Evet deli çocuğum ben, senin deli çocuğun.
Bu aralar kümsüyüz?
Uğramaz oldun artık düşlerime.
Korkuyorum geceleri, hep gel eskisi gibi olur mu?
Hani bana hep şiir yaz diyordun ya
Bende senden daha güzel şiir yazamam diye korkuyordum
Çünkü sen her şeyden güzeldin küçüğüm..
Bak şimdi yazıyorum. Kalemi elime aldım ellerim titriyor
Dilim dolandığı sürece gücüm yettiği sürece
Sana yazacağım küçüğüm..
Ah…. Sevgili.
Deli çocuğun yaşlandı artık.
hani hep diyordum ya dizlerimde de var
yüreğimdeki gibi bir ince sızı
geçenlerde doktora gittim
dizlerimdeki sızılar;romatizmadan değilmiş
ahhh..birde bilseler
sol yanımdaki sızıları
hangi ince sızıları yok eder
bilmezler bilemezler
küçüğümün hasretini ancak ben bilirim
işte küçüğüm sanırım az bir vaktim kaldı...
Hazırlık yapıyorum..
Geçen gün bizim terzi Mustafa ya söyledim
Benim emaneti hazırla dedim.
Güldü.
O da bana deli çocuk dedi..
Sen geldin aklıma ağladı gözlerim
Ağlayan sadece gözlerim değildi aslında.
Sen neresinin ağladığını çok iyi biliyorsun ya..

Bazen geceleri uzanınca yatağıma usul usul ağlıyorum.
Sen yoksun ya yoldaşım dünya benim için boş.
Sen üzülme diye suratımı asmıyorum.
Yatağımda üşüdüğümde seni hayal ediyorum.
Hayalin bile ısınmama yetiyor küçüğüm.
Ah deli sevdam beni neden yalnız bırakıp gittin.
Hâlbuki hiç bir şeyi yalnız başına yapamazdın.
Sırf bana acı çektirmek için bunu başardın ya alacağın olsun.
Artık gözlerim seçmiyor, mum ışında yazıyorum oda yetmiyor.
Üşüyorum hadi sar beni küçüğüm sana geliyorum…
Şiiri bitirir ve oracıkta canına kıyar..


işte bu öykümüzde böyle biter.
BİRŞEYİ İSTERKEN HER ZAMAN HAYIRLIS OLSUN DİYELİM. YÜCE RABBİM SEVDİKLERİMİZİ BİZE BAĞIŞLASIN AMİN...

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Küçüğüm Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Küçüğüm yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Küçüğüm yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
edebiyat_delisi
edebiyat_delisi, @edebiyat-delisi
13.1.2010 19:40:04

Gözlerimizden akabilen yaşların acısı hiçtir.

İnsanı, asıl ruhunda hapis kalan yaşlar zehirler...
Nagihann
Nagihann, @nagihann
12.1.2010 17:24:53

oldukça duygusal biriyim ..

yazınız beni çok etkiledi hiç kimse böyle acılar yaşamasın istiyorum..

kaleminize yüreğinize sağlık ..
kutluyorum...
***SeNNa***
***SeNNa***, @senna
12.1.2010 14:59:13
hüzünlü bir yazı ama

bir o kadarda hayatın içindeydi

özdür ağlayan, süzülen damlalar sadece ses olur acılara...

tebrikler kaleme

saygı ile.
onurumsun
onurumsun, @onurumsun
12.1.2010 12:17:46
Ne güzel demişsin sevgili kardeşim, Ağlayan yürektir, gözlerden akan ise yüreğin gözyaşlarıdır ve biz o yaşlarımızı, yüreğimize akıtırken oraya sığmayıp taşan yaşlarımızı gözlrimizden dışarı veririz değil mi?

Güzel bir aynı idi. Kutluyorum kalemini. Sevgiler yüreğine.

KEVE
KEVE, @keve
12.1.2010 11:54:44
10 puan verdi
duygusal ve akıcı
kutluyorum
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.