- 574 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
EY AŞK NEREDESİN ? 41
Bu şekilde bekleyemem dedi içinden. Hemen hazırlanmaya başladı. Aradan geçen yılların hasreti patlama noktasına getirmişti onu. İçindeki sıkıntılar ve gördüğü rüyaların bir anlamı vardı belki de. Hakarete bile razıydı. Pişmanlıklarla geçen onca yılın ağırlığını taşıyamıyordu omuzlarında. Onlarla ne olursa olsun görüşmeliydi bu kez. Gerçeklerle yüzleşmek, onlara geçmişin hesabını vermesi gerekliydi.
Hemen çok eski bir arkadaşını aradı. Orada bir tek onunla bağı kalmıştı o kötü günlerden sonra. Dostluğunu göstermişti ona karşı. Arada bir telefonla da olsa görüşüyorlardı.
Telefonu çevirdi. Biraz bekledikten sonra karşı taraftaki telefonun ahizesinden, samimi bir ses geldi kulağına. Aradan geçen yıllar ne samimiyetini ne de ses tonunu değiştirmişti sevgili arkadaşının.
“ Merhaba Pakize, ben Emel. Nasılsın canım arkadaşım. Uzun süredir arayamadım seni. İş güç derken vakit bulamıyorum aramaya. Kusuruma bakma. “
“ A merhaba Emelciğim. Ben, iyiyim ya sen nasılsın. Evet epey oldu görüşmeyeli. Neler yapıyorsun ? Sağlığın nasıl ?Kusur olur mu canım ?”
“ Sesini duymak, seninle konuşmak bana çok iyi geliyor. Sen o şehirde, çocuklarım ile bıraktığım çok özel bir insansın. Dostumsun. “
“ Teşekkür ederim Emel. Dostluğumuz hep baki kalsın. “
“ Canım, ben oraya geleceğim. Sen de kalabilir miyim acaba ? Çocuklarımı görüyorum rüyamda son zamanlarda. Hele Tarık, öyle bir yalvarıyor ki, “ Anne kurtar beni “ Diyor. Çok çaresizim Pakize. Onlardan ayrıyım yıllardır. İçimde son günlerde, sebebini bilmediğim sıkıntılar var. Onlarla yüzleşme vakti geldi. Yaşlanıyorum artık. Kendimi affettirmem gerekiyor. Kovsalar da hakaret de etseler bu kez onlarla barışmaya çalışacağım. Gerekirse ayaklarına kapanacağım. Onların değerini bilemedim. Zaaflarıma ve zayıflığıma yenik düştüm. “
“Tabii ki Emelciğim, benim evim senin evin. Başımın üstünde yerin var her zaman. Bekliyorum. “
Telefonu kapattıktan sonra hemen hazırlıklara başladı. Atölye ile ilgili yapılması gerekenleri yaptı. Ödenecek olan borçlara ait paraları hazırladı ve sahiplerine verdi. Sonra da çalışanlarla, yapılacak işleri konuştuktan sonra evine doğru yola çıktı.
Küçük valizine gerekli eşyalarını yerleştirdi. Çiçeklerini suladı. Hazırlandıktan sonra evden, terminale gitmek üzere yola çıktı. Kalbi heyecandan ve endişeden daha hızlı atmaya başlamıştı. Acılarla ayrıldığı şehir tekrar onu bekliyordu. Her şeye razıydı. Çocuklarının özlemi onu kasıp kavurmuştu.
Hastaneye geldiklerinde Nihal’ in endişesi ve üzüntüsü yüzüne yansımış ve ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Hiç rahatsız bir hali yoktu. O gece çok güzel geçmiş ve neşeyle ayrılmıştı Tarık evden. Hayat sürprizler ile doluydu. Otobüse bindiğinde, gözlerinde bir iki damla gözyaşı ile umut pırıltıları vardı.
“ Merhaba Serdar Bey, ben Nihal. Tarık nasıl ? Nerede ? “
“ Merhaba Nihal Hanım, odaya aldılar. Şimdi durumu iyi. Ben gördüm kendisini. Uyuyordu. Şimdi Doktordan izin alırız. Siz de görür, rahatlarsınız. “
“ Rahatsızlanmıştı daha önceden de. Dikkat ediyordu. Akşam da hiçbir şeyi yoktu. Veya belli etmedi. “
“ Gece yattıktan sonra rahatsızlandı sanırım. İyi olacak. Endişelenmeyin lütfen.”
Onlar konuşurken arkasından gelen bir kadın ile bir erkeğe gözü gitti Serdar’ ın. Onlarında yüzlerinde endişeli bir ifade yerleşmiş ve sessizce yanlarına gelmişlerdi.
Doktoru görmek üzere odasına doğru gittiler. Doktor, Nihal’ e Tarık’ ın rahatsızlığı ile ilgili bilgileri verdi.Sonra da onu görmek için odasına gittiler. Oda kapısına geldiklerinde, Serdar kapıda durdu ve beklemeye başladı.
İçeriye girdiğinde, onun sararmış yüzünü görünce yıkıldı Nihal. Bir süre uyuyan sevdiği adama baktı. Dünkü görünüşünden eser kalmamıştı.
DEVAM EDECEK !
YORUMLAR
Nihayet Tarık annesiyle bulluşup yılların hasretini giderecek gibi geldi bana.
Sevgili Nermin, hasta hasta yazmana gıpta ediyorum. Sanki büyük bir görev gibi hasta da olsan, yazılarını ve okuyucularını düşünmeni alkışlıyorum. Hikayenin sonunu merak ediyorum.
Tebrikler... sevgilerimle...