KEMALİYE

• 11 Ocak 2010 Pazartesi 18:18:47

Kemaliye notlar

..ahhh benimle olmalıydınız ve gördüklerimi görmeliydiniz yıllar sonrası böyle bir yer göreceğimi aklıma getiremezdim gerçi fazla gezen ve dolaşan bir gezginci yönüm yok ancak gördüğüm her şey bende derin izler bırakıyor..Ağın’dan yola çıkıyoruz uzakta bırakarak munzur dağlarını ve çal dağları başlıyor birden karşınıza dikilip ellerinizi uzatsanız tutacak gibi yakınsınız bir yüksek en yüksek dağın tepesinden dolana dolana aşağılara inmek nedir hiç yaşadınızmı aşağılara bakabilirseniz derin bir vadi kanyon ve yaşil derin bir nehir ağaçların rengi yansıyor suya ve sizi büyüleyen rengi bazı yerlerde koyu maviş bazı yerlerde bulut renkli anlatılması zor kayalıkların dağ olarak yücelmesi karşısında ne yapacağını şaşırıyor ve ürküyorsunuz kıvrım kıvrım zik zaklı oluşu keskin dik dağların suya girişi manzarayı çok vahşi hale getiriyordu..ufak bir dikkatsizliğin olabileceklerini herzaman olduğu gibi aklımdan geçiriyor ve ince bir korkunun etkisiyle kalbime dualar okutan bu cesur gidişimize hayret ediyordum..gelmiştik kemaliye’ye eski adı eğin olarak geçen bu ilginç yer gerçekten görülmeye gezmeye değer büyüleyici ve sizi alıp yıllar öncesine 1040 tarihlerinin kollarına atıyor ve daha yıkılmamış o duvar ve mabedlerin birer estetik sanat medeniyet harikaları olarak hala karşınızda onurlu duruşu onları görülmeye değer yapıyordu.. taş dibi camii olarak yaşıyan mabedin kitabesin 1051 dörtyol ağzı camiinin kitabesi 1074 ve orta caminin olduğu yerde muazzam bir su kaynağı ve muhteşem bir manzara suyun ağzı.. az aşağıda su değirmeni ve ilginç mimarisi ile hala un üretiyor ..kemaliye içlerinde gezindiğim her yer su kaynağı ve birbirinden tatlı soğuk ve şifa verir gibi insanı doyuruyor sizi adeta sarıyor bırakmıyor...kemaliye nin ilginç tarihi ve çevre dokusu kadar başka bir ilginç karşılaşma da babacan üyemizi orada görüşüm oldu...evet üyemiz babacan da kemaliye’ye bir grup arkadaşla gezmeye gelmişler birazdan rafting yapacaklarından bot kiraladıklarından bahsetti gerçekten de aşağıda kanyonun gizemli derinliğinde bot üzerinde insanlar geziyorlar kimbilir ne harika bir duygu olmalı..gün boyu gezindik taş ve kayadan ibaret dağların nasıl oyulup yol ve ulaşım için yıllarca çalışıldığını gördük modern ferhatları iş makinalarına şahit olduk aşılmaz ve geçilmez taş yığını dağların içinde açılan yol tünellerin ne kadar ürkütücü olduğunu ve içine girip yürüyüş yapmanın hazzını ve dağı içinizde nabzınızda hissetme zevkinin nasıl bir duygu olduğunu anlatamam..mavi ve yeşilin barıştığı dost kaldığı engin-zengin-derin bir çarpıcılık..ipek yolu üzeri olduğunu anlatıyor bir ihtiyar ilgim artıyor ve müzeyi soruyorum müzeyi geziyorum o döneme ait bina ve evler ve eserler tartışılmaz büyüleyici..kayaların ve yüksek taşların üzerine yapılan ev ve tarihi evler şaşkınlıklara düşürüyor insanı..osmanlı güzel insan derin ilim ve ahlak sahibi bilge insanların rehberliğinde eğin’in kuruluş imarı muhteşem..dini ve sosyal tesislerin olduğu ttarihi yerlere girdim herbir kapısı ve panceresi karasuya açılıyor derin kanyonun o vahşi güzelliğine dik ve yalçın dağlara ot ve ağacın barınmadığı ama geyiklerin cirit attığı gün boyu o esrarlı büyüleyici dağları gören insanın ruh dünyasını düşündüm ve oturup pencereye uzunca seyrettim bu yırtıcı doğa tablosunu...dağ geyiklerini hayal ettim ve hala inanamıyorum bu dağlarda nasıl geyik olur ve gezinir diye..müthiş bir şey yaa...nüthişş...dönüş hazırlıkları başladı beni aramaya çıkanlar zorlandı ben bu tarih ve doğa harikası yerden çıkmak ve bulunmak istemiyordum..sevdalandım aşık oldum..yoksa gördüğüm ilk güzelliğe mi aşık oluyordum ben..başka çokca güzellikler mi vardı daha...ama ben buraya bu şirin güzelliğe tutulmuştum bir kez dağa tırmanırken aşağılara bakmaktan ve son kareyi de görünceye kadar duygularım yüreğim hep atıyor kaynıyordu..hüzünlenmiş gözlerim ıslanmıştı..resmen aşk yaşıyordum ve ayrılığın bendeki çöküntüsü hicranın açtığı yarayı şimdiden yaşıyordum..ben işte böyleyim her güzelin gözlerinde kalır gözlerim ve kalbim paramparçadır bu yüzden..ahh bir daha görmem mümkün mü..?..

mustafa kaya
06.08.2006 / Kemaliye