- 2753 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
RUHLAR DÜNYASI
RUHLAR DÜNYASI
Metafizik;doğa üstü olayları inceleyen bir bilgi olarak,disipliner ve sistematiktir.Metafizik disiplin içerisinde dört önemli bilgi sistemi akılları zorlamıştır.Ontoloji(varlıkbilim),kozmoloji(uzaybilim),teoloji(tanrıbilim),spiritüalizm(ruhbilim).Metafizik, felsefenin temelini oluşturmuş ve ilk metafizik kuramı sokratesle başlar.Sokrates ironi (alaylama) ve maiotik (düşünce doğurtma) yöntemleriyle metafiziğin temelini atmıştır.Metafizik sokratesin öğrencisi olan platonla gelişim sürecine girmiş,platonun idea dünyası olarak adlandırdığı bilgi sistemiyle,yaşamın tüm alanlarına felsefi bakış açısı oluşturmuştur.Platon daha çok din,varlık,sanat ve politika üzerine metafizik kuramlarını düzenlemiştir.Platonun sanat ve varlık ideaları henüz daha tam olarak çözülmüş değildir.Platonun ;sanatın tarihi yoktur;ve;sanat sadece bir doğa aktarımıdır; sözleri sanatın evrensel olduğu ve tanrı;nın yaratıcılık özelliğini insanların doğa üzerinde taklit etmesi olarak adlandırıldığı anlamını öne sürmüş ve zamanında bu konular üzerinde eleştirisel (kritisizm) ekolünün başlangıcını oluşturmuştur.Platon varlık felsefesini de Yaratılan her şeyin Allah;ın felsefesi olduğunu dile getirip örneklemelerle,idealarının doğrulunu kanıtlama çalışmaya gitmesi felsefenin ana ilkelerinden epistemolojik (bilim felsefesi) yapıya itmiştir.Eğer ölüm ve evlilik önceden Tanrı tarafından belirlenmişse,bu değişmez olayların insanları etkilediğini ve insanların bağımsız bir yaşama sahip olmadığını aktarmıştır.Bir insan delice aşık olduğu birine kadersel sebeplerle kavuşamazsa o insanın ruhsal acı çekmesi gerekir.Acı çeken ruh sevdasını aradığı insana kavuşamamasından dolayı verememekte yani ruhsal haz alamadığından, sevgisini başka bir varlığa açması yolu açıldığı kaderci yaklaşıma girmesi demek olduğunu aktarmıştır.
1.TANRI SEVGİSİ:Bir insan sevdiği insana kavuşamadığında sevgisini başkasına vermekten çekinerek yada sevgisine o insandan başkasının layık olmayacağını düşünerek sevgisini sadece yaratana vermeyi düşünür.Çünkü onun büyük sevgisine tanrıdan başka kaldırabilecek varlığın olmadığına inanır.
2.KADERE BOYUN EYME:İnsan sevdiğine kaderin çeşitli oyunlarıyla yani kadere sebepsizliği yüzünden sevdiğine kavuşamaz,sevdiğine kavuşamayan insanların ruhunda derin bir yara açılır.Bu yaranın kapanması zor olmakla birlikte,baskı yada kendi iç dünyasında mantıksal imgelerini başka bir insanın üzerinde yoğunlaştırmaya çalışır.Bireysel çaba ve çatışmalardan sonra sevmediği yani ilk başta haz duyamadığı bir insanla birleşerek onunla alışkanlık evliliği yapar.Ama ruhundaki yara kapanmaz.Ruhundaki yara sadece zamanla kabuk bağlar ama bu hep onun bilinçaltını zorlar.Bu durumu yaşayan insanları gördükçe duyguları depreşerek bu yara ölümüne kadar sürer.
3.ÇEŞİTLİ VARLIKLARI SEVME:İnsan sevdiğine kavuşamadığında yada en çok sevdiği insanlardan aldatılma veya ihanet gördüğü zaman kadersel genelleme yoluna giderek,çevresinde bulunan hayvanlara aşık olur,onlara dost olma yoluna girer.Evlerinde kedi,köpek veya çeşitli hayvanlara sevgileriyle kucak açarlar.
4.DOĞAYA AŞIK OLMA:Doğa yaratanın sadece bir eseridir.Doğaya aşık olan yaratana da aşık olduğunu anlar.Doğa tanrının sadece bir yansımasıdır.Yaratanı mantıkla aramayı sevenler,doğadaki ağaçlara,çiçeklere, denizlere,manzaralara,bitkilere,böceklere kısaca doğayı oluşturan tüm fenomenlere aşık olurlar.
5.EVRENSEL SEVGİ:Evrensel sevgi tüm doğayı,tüm insanları tüm görülen ve görülmeyen her şeyi seven insanlar,evrensel sevgi yoluna girmişlerdir.Evrensel sevenler aşklarını ve sevgilerini paylaşımcı olarak dağıtmayı severler.Paylaşımcı olduklarından dünya sorunlarına daha eğilimlidirler.
Platon varlık sevgisini platonik aşk kurgulamasını aktarmıştır.Ama platonun idea dünyasında yer alan en önemli felsefi aşkı ruhun yaratana olan ilahi sevgisi olduğunu açıklamaktan da uzak kalmamıştır.Hiç bir insanın tanrı sevgisinden mahrum kalmadığını belirtmiştir.Ruhun bir öz olduğunu idea dünyasında geniş yer vermiştir.Ruhun yaratanın emrinde olduğunu ve kaderin bu yüzden devam ettiğini belirtir.Ruhun öz olarak TANRI YA bağımlı olduğunu aktarmak ister.
Platon insanların yaratılmadan önce Yaratan tarafından ruhların ortak özelliklerine göre ruhları tanıştırmış bir şekilde kader çizgilerini belirlediğini savunur.Maddi dünyada ki bu tanışıklık daha sonra ruhların birbirini çekimi(manyetizma) etkisiyle kaynaşmalarının oluştuğunu açıklamaya çalışır.Evliliğinde,ölüm gibi külli kaderde yer aldığını belirtir.Platonun bir sözü kafaları karıştırmaktadır."Eşi çirkin olan,filozof olur"."Tabi buradan şu anlaşılmaktadır.Platon fiziksel güzellikten bahsetmemektedir.Duygu ve düş güzelliğinden bu kanıya vardığı açığa çıkmaktadır.O zaman şu soru felsefede tartışılır.İnsanlar sevmeden de evlenebilir mi?Bu soruya felsefi yanıtlar bulmaya çalışan platon;açıklamalarında herkes severek evlenmez sonuçuna ulaşır fakat sevmeyen insanların ruh dünyalarında devamlı bir aşk kurgusu yattığını ifade etmekten uzak kalmaz.Aşk kurgusu bazen alışkanlıklarda eridiğini bazen de aşk kurgusunun baskın çıktığı zamanlarda ihanet ve aldatmaların gizliden veya açıktan yapıldığı kanısına varır.
Platonun aşk kavramını da değindiği ortaya çıkmaktadır.Aşkın erişilenemeyene olan hasret olarak acının insan ruhunda büyümesi anlamında değer kazandığı açıklamasını yapıp,aşkın özlem duyulanın olmadığı zaman onu hissetmek olduğunu belirtir.Aşkın ve sevginin hayatın anlamı olduğunu ve bu iki ideanın insanda körelmesi sonucunda mutsuzluk ve heyecan duygularının öldüğünden bahseder.
Platonun varlık öğretisinde pragmatik aksiyonlardan da bahsetmek yerinde olur.Ruhun bir fenomen olması özünün de fenomenden öte kozmik bir varlık olmasını ortaya çıkarmıştır.Pragmatik aksiyonlar somut gerçeklikleri fenomenden şekillendirse bile asıl o işin varlık üzerinde yaptığı etkileşimle ilgilenmesi söz konusudur.Aşk ideası aslında platona göre herkesin yaşaması gereken diyalekten öte devinimini yenilemekten uzak kalan periyodik bir hastalık anlamına gelmektedir.Ruh sadece etkilendiği yani magnetik bir etkileşimle aşkı yaşamaktadır.Yada ideaların başı ve sonu yoktur.
Platonun idealarını derinleştirdiğimizde.Sanat ideasını gerçekleştirmekten ve kurgulamasından kendini uzak tuttuğu görülür.Platon sanatın sadece doğanın bir yansıması olduğundan bahseder.Sanatsal faaliyetlerde bulunan insanların,ruha sömürücü etkide bulunduğunu söylemekten de uzak kalmaz.Sanatsal faaliyet olarak görülen resim,müzik,edebiyat ve heykeltıraş vb gibi olguların kendi devinimlerinde insanların ruhunu sömürdüğünden bahseder.Sanatın tarihi yoktur,deyiminide bu açıklamalarından sonra temellendirmiştir.Platon sanatın düşmanı yada karşıtı değildir.Ama tarihi ve öğretisi olmayan olguların insan ruhunu etkilemesinden rahatsızlık duymuştur.Yaratmak sadece Yaratana ait olduğu için,insanların sadece var olanı işleyebileceklerinden sanatsal ürünler çıkardıklarını vurgular.Yalnız bunun ismini yaratmak koymaz,platon buna varolandan üretme yada taklitçilik deyimi kullanır.
Platon metafizik aksiyondaki kozmolojinin bugünün en değerli bilimi olmasında büyük katkıları vardır.Platon sadece bir evrenden bahsetmez,platona göre sadece bu evren olsaydı yaratılış meydana gelmezdi? Açıklaması üzerinde yaptığımız çalışmalar sonucunda evrende 7 evren olduğu sonucuna varıyoruz.Deprem ışınları ve kıyamet kitabımızda bu konulara geniş yerler verdik.Fakat çağın bilim ve tekniğinin bu tür bilgilere ulaşamaması yüzünden bu konular çok tartışılacağı görülecektir.Bazı akademisyenler öğretilerinin değişmez olduğu kanısında olsalar bile aslen bu öğretiler çağın bilim ve tekniğinin gerisinde kalmıştır.Metafizik sistematiğinde sadece Astrofizik değil Nükleer Astro fizik ve Rölativasyon Astro fizik’te yer alır.Bu konular ile çalışmalarımız sürmektedir.Evrende devamlı yer değiştiren KARA DELİK ve zaman değişkenleri olan TAKYONLAR ile diğer ALEMLERİN kapısı olarak bilmekteyiz.BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİNİN nasıl işlev kazandığını ve neden varolduğu çalışmalarımızda belirlenmiştir.Evrensel çekim kuvvetinin varlığı yüzünden Tüm uzay sistemlerinin devinim aşamalarının varlığı ve zamansal süreci.Uzaydan dünyaya doğru gelen KOZMİK IŞINLARIN görevi.Güneş fırtınalarının elektro manyetik alanı ve şimdilik açıklayamayacağımız bilgiler ile bilimsel kuramlar ile çalışmalarımız sürmektedir.
METAFİZİK UZMANI GÖKHAN HANİ
YORUMLAR
Dostum yazını dikkatle okudum.
Bütün bu felsefi ve ilmi çalışmaların sonucunda aLLAH'ın yaratılana yansımasını idrak edebiliyor muyuz? Haaa?
İşte mesele bu.
Kainatın Bütün gizemini ve formüllerini çözsek ne yazar bunu Yaratanı ve neden yarattığını anlamazsak.
Emek için teşekkürler ama Platon ile onca vakit harcayana kadar son bölümdeki gibi daha dişe dokunur görüşler verseniz iyi
olacaktı.
Yazı bitmemiş gibi duruyor zihnimde.
Saygılar.