- 447 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
ANARŞİST (9)
Nihayet traktörün hırıltısı uzaktan gelmeye başladı.Evet,bu gelen kesinlikle Ali olmalı diye düşündü.Kendisini evden dışarıya ivedi olarak attı.Hapisteyken volta atma saatinde koridora,bahçeye fırladığı gibi…Dış kapıda karşılaştılar.Görüş günündeki ziyaretçilerle mahkumların kucaklaşmaları gibi birbirlerine sıkı sıkıya sarıldılar…Ali,römorktaki mısır çuvallarını gözüyle işaret etti.Oldukça neşeli görünüyordu:
- Çok mu beklettim,hapishane arkadaşım?
- Yok canım,ne bekletmesi.Sen geldin ya bu yeter dostum…
- Hadi birlikte mısır çuvallarını indirelim.Öncekileri inşallah satmışsındır…
- Sen eve geç otur.Ben indiririm ya…Çuvalları taşımak bana ait.Evet,önceki mısırları hemen sattım sayılır…Dursun,ne kadar ısrar ettiyse söz dinletemedi.Mısır dolu çuvalları birlikte taşıdılar…Nihayet sıkıntılı bekleyiş bitmişti.Yüzünde beliren tebessümler, yaptığı işin parasal hesabını vermeye hazırlanıyor izlenimi veriyordu…Ayakta yaptıkları kısa hoş sohbetten sonra arkadaşını eve buyur etti.İçeri girdiler.Oturması için odayı gösterdi.Kendisi de mutfağa yönelip:
- Hapiste olduğu gibi sana orta şekerli kahve hazırlayayım.Yol yorgunluğunu alır.Ne dersin?..
- Zahmet etmeye ya.
Ali, odanın içersisindeki orta büyüklükteki kitaplığı merakla incelemeye başladı.Dursun,beş dakika sonra elinde kahve tepsisiyle içeri girdi.Köpüğü fazla olanını arkadaşına uzattı,karşısına geçip oturdu:
- Evet,Ali dostum,hem kahvelerimizi içelim,hem de konuya girelim.İlk sınavım acemiliğime rağmen oldukça başarılı geçti.İşte hasılatımın tamamı.Cebindeki paraları çıkarıp masanın üzerine koydu.Sonrada konuşmasına devam etti.
- ..Eee,sen ne yaptın bakalım görüşmeyeli.Baban,İstanbul’a götürdüğü sığırları satıp geldi mi?Umarım köyde hiçbir yaramazlık yoktur.Ne o,beni dinlerken dikkatin hala elindeki kitap üzerinde.Romana falan gereksinimin varsa alıp okuyabilirsin,arkadaşım…
- Can arkadaşım,öncelikle başarından dolayı kutlarım seni.Demek ki bir işe azmetmek başarmanın yarısı oluyormuş,öyle değil mi?..Kazandığın paradan da sadece traktörün geliş dönüş mazot parasını alayım,gerisi senin. Olmaz diye sakın karşı çıkma,yoksa şapkaları değişiriz ha…Şu anda gelirken dört çuval dolusu mısır getirdim.Bunlardan iki çuval dolusu mısırları kaynattım.Diğerleri de zamanın olmadığı için dokunmadım.Artık bunların pişirme işlemini de sen yaparsın.Ha,ayrıca babamın sana bolca selamı var.Dedi ki; “Dursun oğlumu benim yerime gözlerinden öp,işleri kolay gelsin.Bu ikinci parti mısırların paraları da kendisine kalsın.Sakın ha,acıdığımızı düşünerek itiraz etmesin.Zira İstanbul’a götürdüğüm mallardan fazlasıyla para kazandım.”İşte bunları söyle dedi.Neyse ben senin kitaplığından üç roman seçtim,köyde okurum.Hem sonra söyle bakalım senin kitaplığın oldukça zengin.Benimkinin ise yerinde yeller esmekte.On iki eylül darbesinin estirdiği o korku havasından sevgili anacığım nasibini alarak ‘oğluma bir zarar gelmesin’ diye kitaplarımın tamamını yakmış.Cahillik işte.Halbuki kitapların içerisinde illegal ideolojik olan bir tane bile yoktu.Hepsi de dünya klasikleriydi.İşte onlara hala yanmaktayım…Sen nasıl oldun da kitaplarını korudun doğrusu merak ettim.Her neyse,benim de çenem açılınca hiç durmaz konuşurum ha.sinemanın başlamasına iki saat kaldı.Ben seni sinemanın önüne bırakayım da sen tezgahını anca hazırlarsın.Sahi ya az daha unutuyordum,anan niye evde yok ki?...
- Biliyorsun anam tarım iççiliği yapmakta.Gelmesi yakındır.Bu aralar mahallenin kadınlarıyla hep birlikte gelirler.Eee,Ali kardeş,bizim işlerimiz böyle işte.Ana, oğul ekmek parası için didinmekten başka çare yok.Ayrıca babanın selamı ve anlamlı sözleri karşısında çok duygulandım doğrusu.Teşekkürlerimi bir zahmet söylersin.Ha,aklıma gelmişken sizin şu küçük tüp ve tencerenizi ben geri iade edeyim,nasıl olsa evde hepsinden var.Ali,sana da candan teşekkürler.Benim gibi hayırsızın kahrını da doğrusu başka bir arkadaşın çekeceğini tahmin edemem.Senin hakkını nasıl ödeyeceğim,bilemiyorum.Neyse kahvelerimizi de içtik.Ben seni fazla tutmayayım.Hadi gidelim sinemanın önüne…
Bir çeyrek saat sonra traktör,yeni sinemanın önünde acı bir frenle durdu.Dursun tezgahını eski yerine hazırladı.Tüpün üzerindeki tencereye haşlanmış mısırları koyarak
ısıtmaya başlamıştı bile.Ali’ye dönerek:
- Bak şimdi nasıl bağıracağım, çığırtkanlık yapacağım.Önce bir sigara içip konsantre olmam lazım.Buyur sen de yak.Evet,dikkat et,bağırıyorum:
- Taazzzeeee haaaşşllllaannnnmııışşşş mııssssrrr…Tanesi bin liraaa ağbeylerrrrr.Sıcaakkk sıcaaakkkk!...
Sigarasından derin bir nefes çekti.Hafifçe gülümseyerek:
- Nasıl buldun havamı?..İlk günlerden itibaren alışmışız değil mi?...
- Güzel,bu işi başarmışsın.Artık ekmeğini taştan çıkarırsın.
Sinemada filmin başlama saati yaklaşıyordu.Caddeden aşağı yukarı gelip geçen insanlar,mısır satıcısının yanık sesinin çekiciliği karşısında dayanamayıp ceplerinden bin lira çıkarıyorlar,karşılığında tuzlanmış mısır alarak gece gezmelerine devam ediyorlardı.
Üç kişi ivedilikle mısırcının yanından geçtiler.İçlerinden birinin ağzından çıkan sözler,mısırcının kulaklarına dek gelmişti:
-Şunları tanıdın mı lan?Eski anarşistler.Bak ne yapmaya çalışıyorlar,akılları sıra mısır satacaklarmış güya…Yutar mıyız bizler…Kendilerine anarşistlik zemini hazırlamazlarsa gel yanıma…
Bu sözler karşısında iki arkadaş:
- Olur böyle sataşmalar diye gülümsediler.Dursun biraz önceki konuşmalara yanıt olsun diye üç kişi gözden kaybolmadan:
- Taazzzeeee haaaşşşşllannmıışşş mısssıııırrr !... birkaç kez sesini yükseltti…
Ali:
- Can arkadaşım bana müsaade.Artık köye dönmem lazım.Evdekilere geri geleceğimi söylemiştim çünkü…
- Sen nasıl istersen.Bu gece misafirim olsan iyi olurdu ama ne yapalım,yolun açık olsun.Sizinkilere bol bol selamlar…
Kucaklaşıp öpüştüler.Traktör,buruk bir şekilde ayrılıp gecenin karanlığında kayboldu.
O gece de işler iyi gitmiş, iki çuval mısır satılıp paraları cebe kondu.
(DEVAM EDECEK)
YORUMLAR
Ayhan abi, öncelikle şunu söylemeliyim ki, canım haşlanmış mısır istedi yazın sayesinde...Bu mevsim de olacak iş değildi.
ben de bazı arkadaların hastalığına yakalandım galiba, sormadan ademeyeceğim: başından geçmiş gibi yazmayı nasıl başarıyosun. Gerçekten de arkadaşlara hak vermek lazım.insan yaşamayanın o şekilde yazamayacağını düşünüyor.ben de şu an öyle düşündüm yazını okuyunca
Bugünkü yazınız, dünkünen çok daha anlaşılır. Okurken göz yormuyor.
Seni tebrik ediyorum. Saygılarımla.