GERÇEKLER IŞIĞINDA İNSAN
(Modern yaşamda insanoğlunun düştüğü haller)
Varlık olarak insan yaşadığı evrende “ömrü billah” kendisine sır olan her şeyi araştırır. Ulaştığı gerçek sonuçlar onu şaşırtmakla kalmıyor, vardığı sonucu uygulamaya çalışıyor.
Gerçeğin bulunduğu düzlem ve insanoğlunun girdiği kılıklar,
İnsan toplum içinde veya bireysel olarak bazı haller içinde bulunur. Bu halleri yazarlara da konu olmuştur. Bütün eleştirisel söylemlerle; gerçek, ancak var olduğu düzlemde gerçektir.
İnsanoğlu gerçeğin bu düzleminde evrensel olarak yaşamında aldığı kılık değiştirme hallerinden kendisine olan yabancılığının yanında toplumdan uzaklaşma hallerini
İnsan evrende çözdüğü sırlardaki yanlışlıkları düzeltmesi mümkün değildir. Buna rağmen kazanımlarıyla kendisini düzeltmesi mümkündür. Bu nedenle insan kendi değerleriyle birlikte diğer insanların değerlerini aynı zeminde bir kefeye koyarak tartarsa o zaman ortak yaşamayı hazmeder. Her İnsanın yaşam koşulları aynı değildir. Gerçek kazanımlarla sahip olunmayan ihtişam içindeki yaşam insanı farklılaştırır. Farklılaşmak elbette olacaktır. Asıl önemli olan sahip olduğumuz değerleri kaybetmeden karşılıklı sevgi, hoşgörü içinde yaşayabilmektir. Farklılaşmadaki en önemli unsur “bizi bizlikten çıkaran maddi hırstır.” Maddiyat insanoğlu için zülüm etmek için kullanılan en güçlü silah olabilir ama asla tapınılacak mabet olmamalıdır. Modern çağımızda insanoğlu teknolojik savaşlara mağlup olsa bile evrensel doğrulardan asla vazgeçmemeli, gerçekleri görmek için gerekli araştırmalar ışığında yanılgılara kapılarak dipsiz kuyulara düşmemelidir ki Sn Başbakanımızın “One Minute” si modern dünyanın insanlarına “bir dakika dur” söylemek için örnek teşkil etmektir. Hırslarla kazanılan maddiyat kapıları çoğu zaman hüsranla kapanır.
Felsefik ve mantıksal düşünümler,
Ömür deviniminde insanoğlu hep kendisinin övülmesini ister. İnsanoğlu beşer olarak övülmeyi istiyorsa “alçakgönüllü” olmayı bilmelidir. Alçak gönüllüğü de duymak istediği güzel sözler için yem olarak kullanmalıdır.
Felsefik düşünceler ışığında mantıksal açıdan düşündüğümüz zaman zaten, insanın geçmişi ile övünmesi patateslerin mineralleri gibidir. Patatesin en iyi mineralleri de yer altındadır. Yani geçmişimizi irdelersek, atalarımızın çağlarındaki yaşam düzeylerine göre övünülecek bir çok yanları toprak altına gitmiştir. Onları yad etmek ise biz nesillerine kalmıştır.
El – Mümin olmak,
Güzel sözleri kim duymak istemez ki, güzel sözlerle pohpohlanmak, dalkavukların yağcılıklarıyla yükselerek sevilen olmaktansa, yüce Allah’ın(cc) iman ve güven veren her türlü şüphe ve tereddütleri kaldıran anlamındaki ismi gibi EL-MÜMİN olmak insanoğluna olgun çerçevede daha çok anlam kazandırır ki yüce Allah (cc), korku içinde olanlara emniyet ve güven verendir. Bu bakımdan her türlü korkudan emin olacak olan insan Allah’a iltica edilmeli, O’na sığınılmalı övgülere karşın eleştirilere de katlanmayı bilmelidir. İnsanoğlu kendisini parlatılmış pirinçlere benzeterek altın külçeleri gibi üstün görmemelidir.
Doğru yola ulaşmak,
Görkemli zirvelere Kartal gibi TORPİL devinimleri ile ulaşanlar kapıldıkları kar fırtınasıyla alaşağı olurken, sürünerek tırmananların zirvedeki yerleri daha sağlam olur. İnsanoğlu zirveye tırmanırken sürekli arkasına bakarsa önündekileri görmesi mümkün olmayabilir. İnsanoğlu bazen önemsemediği ve küçük gördükleri nesneler yarın kocaman engel olarak karşısına çıkabilir. O zaman insanoğlunun zirveye tırmanışında hengameler oluşur. Bu hengameler sonucu bin bir rezalete düşenlerin en iğrenç yalanları gözyaşlarıdır. İnsanoğlunun ilerlediği yollarda eğer bu hengameler yoksa doğru yola ulaşması zordur.
İhtişam ve rezilliğin gözyaşları,
İhtişamların gölgesinde böcek olmayı yeğleyenler ve kendilerini üstün varlık olarak algılayanlar, düştükleri rezil hallerinde memnun olduklarını böcek olduklarında kabullenmişlerdir. Bilindiği gibi böcekler her yönleriyle zararlı olduklarından kendilerine zarar verdiği gibi çevresine de zararlar vermektedir. Ancak, çağdaş böcekler bunlardan habersiz olduklarından dediğimiz gibi kendilerini kafeste gördüklerinde vücutlarından kanlı irinlerin aktığını gördüklerinde iğrenç yalanları olan gözyaşlarına bürünürler.
Zekeriya Çavuş
Şair - Araştırmacı Yazar
zekeriyacavus@
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.