- 2519 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
DİN NASIL SEÇİLİR, ŞART MIDIR?
DİN NASIL SEÇİLİR? ŞART MIDIR?
Dün, İzmir’de bir Rahip bıçaklandı. Bir Türk vatandaşı ikinci defa vaftiz olma isteği reddedildiği için rahibi karnından bıçaklar. Rahibin durumu ağır değildir ama bıçaklayanın psikolojik durumu ağırdır.
Müsamahakâr ve misafirperver Türk milletinden nadiren de olsa böyle insanların çıkması üzüntü yaratıyor. Takım tutar gibi din tutamayız. Din seçmenin yolunu Allah ( cc ) göstermiştir. Din seçimi anne babalarımızın koyduğu bir isim gibi yakamıza yapışmamıştır. Din seçme hürriyeti her zaman vardır. İnsan çok iyi araştırma yapmalı. Her dini mukayese etmeli. İnsanlar istediği kanunlar doğrultusunda yaşayamaz her zaman. Devletin kanunları bile değişir. İnsanlar yeni kanunlara uyarlar. Uymazlarsa eski kanunlara göre yargılanmazlar. Geçerli olan son kanuna göre yargılanırlar. İsterlerse eski kanunların geçerli olduğu yerlere gidip yaşayabilirler.
Allah’ın kanunları da zamanla değişebilir. Ama insanlar öyle istediği yere gidip yeni kanunlardan yakayı sıyıramaz. Çünkü devletin kanunları sınırları ile sınırlı iken Allah’ın kanunları Kâinatla sınırlıdır. Kaçış nereye olabilir. Pekiyi din nasıl seçilir? Şart mıdır?
Kâinatın yaratıcısının kelimeleri ile aktarıyorum.
Bakara Süresi 127. Ayet. “ Bir zamanlar İbrahim, Kâbe’nin temellerini yükseltiyordu. İsmail ile birlikte şöyle dua ettiler: “ Ey bizim Rabbimiz! Kabul buyur bizden! Daima işiten, daima bilen sensin, ancak Sen!”
128. Ayet. “ Ey bizim Rabbimiz! Hem bizi yalnız Senin için boyun eğen Müslüman kıl, neslimizden yalnız senin için boyun eğen Müslüman bir topluluk vücuda getir, bizlere ibadetlerimizin yollarını göster, tövbe ettikçe bize rahmetinle bak! Öyle tövbeleri çokça kabul eden, öyle çokça bağışlayan Sensin. Ancak Sen!”
129. Ayet “ Ay bizim Rabbimiz! Hem de onlara içlerinden üzerlerine ayetlerini okuyan, kendilerine kitabı ve hikmeti öğreten, içlerini ve dışlarını temizleyen bir peygamber gönder! Öyle her şeye gücü yeten, öyle yaptığını sağlam yapan ve yaptığında bir hikmet bulunan Sensin, ancak Sen!”
130. Ayet. İbrahim’in dininden kim yüz çevirir? Ancak kendine kıyan akılsız, beyinsiz! Hakikat biz bu dünyada seçtik. Hiç şüphe yok ki, o ahrette de sabah ile seçilenlerdendir.
131. Ayet. Rabbi ona, “ ( Bana ) boyun eğip teslim ol! Dediğinde. “ Âlemlerin Rabbine boyun eğip teslim oldum” dedi.
132. Ayet. İbrahim bu dini kendi oğullarına vasiyet ettiği gibi, Yakub da vasiyet etti: “ Ey oğullarım! Allah sizin için o dini seçti, Başka dinlerden sakının, yalnız Müslüman olarak can verin!” ( dedi ).
133. Ayet. Yoksa siz şehitler miydiniz, Yakub’a ölüm hali geldiği zaman, oğullarına “ Benim arkamdan neye ibadet edeceksiniz?” dediği zaman? ( onlar )
“ Senin Allah’ın ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak’ın tek olan ilahına, Allah’a ibadet ederiz, biz ancak ona boyun eğeriz.” Dediler.
134. Ayet. Onlar bir ümmetti geldi geçti, ( onlar )’a kendi kazandığı; size de kendi kazandığınız. Siz onların amellerinden sorumlu değilsiniz!
135. Ayet. Bir de “ Yahudi ve Hıristiyan olunuz ki, hidayete eresiniz!” dediler.
“ Hayır, hakka bağlı Hanif olarak İbrahim’in dinine ( uyunuz!), o hiçbir zaman müşriklerden olmadı” de!
( Hanif: Batıl inançların hepsinden ayrılıp yalnız Hakk’a yönelen kimse demektir.)
136. Ayet. “ Biz Allah’a iman ettiğimiz gibi bize ne verildiyse, İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a, torunlara ne indirildiyse, Musa’ya ve İsa’ya ne verildiyse, bütün peygamberlere Rablerinden ne verildiyse hepsine iman ettik, onun peygamberlerinin hiç birinin arasını ayırmayız, ancak ona boyun eğeriz” de!
137. Ayet. Eğer böyle sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse, muhakkak doğru yolu bulurlar, yok yüz çevirirlerse, onlar sırf bir ayrılık içindedirler. Allah da sana onların hakkından geliverecektir. O, işiten bilendir.
138. Ayet. Allah boyasına bak! ( vaftiz ne olacak ) Allah’tan ( başka ) güzel boya vuran kim? İşte biz ona ibadet ederiz.
139. Ayet. De ki: “ Allah hakkında bizimle mücadele mi edeceksiniz? Hâlbuki O sizin de Rabbiniz, bizim de! Bizim amellerimiz bize, Sizin amelleriniz size! Ancak biz, Ona ihlâsla ibadet edenleriz.
140. Ayet. Yoksa “ İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlar, hepsi Yahudi veya Hiristiyandılar” mı diyorsunuz? De ki: “ Sizler mi daha iyi bileceksiniz, yoksa Allah mı?” Allah’ın şahadet ettiği bir hakikati bilerek gizleyenlerden daha zalim kim olabilir? Allah yaptıklarınızdan ve yapacaklarınızdan habersiz değildir.
145. Ayet. Sen o kitap verilmiş olanlara her kanıtı da getirsen, yine senin kıblene uymazlar. Sen de onların kıblesine uymazsın. Onlar birbirinin kıblelerine de uymazlar. Sana gelen bunca ilmin arkasından sen tutar da onların arzularına uyacak olursan, o takdirde sen de mutlaka üzülenlerden olursun.
161. Ayet. Ama mucizelerimizi inkâr etmiş ve kafir olarak can vermiş olanlar, İşte Allah’ın laneti, meleklerin laneti, insanların laneti hep onların üstünedir.
162. Ayet. Sonsuza dek onun altında kalırlar. Ne azapları hafifletilir, ne de kendilerine göz açtırılır.
163. Ayet. Kesinlikle hepinizin Tanrısı bir Tanrı’dır. Başka Tanrı yok, ancak O Rahman ve Rahim var.
170. Ayet. “ Allah’ın emrine uyun!” denildiği zaman “ Yok” dediler, “ atalarımızı neyin üzerinde bulduksa, ona uyarız.” Ya ataları bir şeye akıl erdiremez ve doğruyu seçemezlerse de mi?
171. Ayet. Kâfirlerin durumu, bir çağırma veya bağırmadan başkasını duyamaz bir kukla haykıranın haline benzer. ( onlar ) sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, akıl da etmezler.
172. Ayet. Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temizlerinden yiyin! Allah’a şükredin, eğer yalnızca ona tapıyorsanız.
Şükürler olsun Rahman ve Rahim olan hepimizin tek Allah’ına. Bir ona inanır, bir ona taparız. Yaratılanı da yaratandan ötürü sever ya da hoş görürüz. Onun benzemememizi istediği kimseye benzememeye çabalarız. Bu durumun dışında ki insanların akıl sağlığı tartışmalıdır. Din manevi olduğu için maddi delil aramak aptallıktır. Allah’ın gücünün yansımasını görüp inanır yada inanmazsın. Ey Âdemoğulları; bizler kardeşiz. Allah’ı biz yaratmadık. O bizi yarattı. Birbirimizi yanlışa ve belalara itmeyip, gözümüzü açıp, canı gönülden doğrular için niçin birlik etmiyoruz? Gerçekten sağır, kör, dilsiz ve akılsız mısınız? Hiçbir şey yapamıyorsak da insan hak ve inançlarına saygılı olamayız mı? Nedir bu zalimliğiniz ve İslam düşmanlığınız.? Dininizi siz mi seçtiniz? Ne kadar araştırıp mukayese ettiniz? HZ. Muhammed’e (sas) hakaret ederken Allah’tan hiç mi korkmuyorsun. Muhammed (sas) hepimizin inandığı Allah’ın gönderdiği son peygamber. HZ. İsa Peygamber dâhil Allah’ın hiçbir peygamberini ayırmıyor, seviyor ve saygı duyuyoruz. Lakin son din üzerine ibadeti aklımızla mukayese ederek tercih ediyoruz. Eğer bizimle yürümek istemiyorsanız; sizin yolunuz size, bizimki bize. Bizler Allah’tan “kelime-i şahadet getirerek” ölmeyi bize nasip etmesini diliyoruz.
YORUMLAR
Sevgili Engin
"Çağrı" filmini seyretmişsindir. Mısırlı yönetmen Mustafa Akad’ın, İslamiyet’in doğuşu ve yayılmasını anlatan, bence bir klasik olan meşhur filmi. Yaklaşık otuz sene önce sinemada seyretmiştim, beni çok etkilemişti. Sonraları birçok defa televizyonlarda oynamasına rağmen, seyretmedim. Zira televizyon kanalları filmi genellikle Ramazan günlerinde dolgu malzemesi olarak kullanarak güya zevahiri kurtarırlar, peşine de bir “memed ali şov” yayınlayarak asıl niyetlerini belli ederlerdi. Zihnimde ki senaryosunun, kurgusunun, müziğinin tadı kaybolmasın diye inat ettim, seyretmedim. Aklımda kalan bir sahnesini anlatayım yazının ana fikrine ışık tutması açısından
[Mekke fethedilmiştir ve ele geçen esirlerin içinde müşriklerin kumandanı “Ebu Süfyan” da vardır. Meşhur İslam kumandanı “Halit Bin Velid” kendisini peygamberin huzuruna çıkarmadan önce İslam’a geçmesi ve Hz Muhammed’e inanması yönünde tebliği olur. Ebu Süfyan ise, “ya Halit kafamda hala şüphelerim var” diyerek cevap verir. “Halit Bin Velid” elini kılıcına götürerek, sinirli bir şekilde şöyle der; “şunun la kafanı bir uçurursam kafanda şüphe, müphe kalmaz”. Bunun üzerine yanlarında bulunan Bilal-i Habeşi Halit Bin Velid’e dönerek, o meşhur cümleyi söyler
“ya Halid dinde zorlama yoktur” ]
Rahman rahim olan allah'ın adıyla de ki: ey kâfirler sizin taptıklarınıza ben tapmam. Siz de benim taptığıma tapıcılar değilsiniz. Ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim. Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim banadır.(Kafirun suresi)
Selamlar
Yüreğiniz, emeğiniz var olsun. Rabbim cümlemizi imandan Kur'an'dan ayırmasın.
Bir ayette ben eklemek istedim.
Sonsuz saygılar
Hepiniz toptan, Allah'ın ipine (dinine) sımsıkı sarılın, bölünüp ayrılmayın. Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah kalplerinizi birbirine ısındırmış ve onun lütfu ile kardeş oluvermiştiniz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oraya düşmekten de sizi O kurtarmıştı. Allah size âyetlerini böylece açıklıyor, ta ki doğru yola eresiniz.
Âl-i İmrân / 103
Kıymetli Engin Tatlıtürk,
Evvelâ, bizlerin Mübârek Âyetleri okumamıza vesile olduğunuz için teşekkür ederim. Allah râzı olsun.
Kullandığınız başlığın son kelimesi çok tehlikeli..
Ben çok samimi olarak şöyle düşünüyorum:
Allah beni Elhamdülillah Müslüman yaratmış;
Ne mutlu ki, Türk'üm.
Bahtiyarım ki, vatanımı, milletimi, bayrağımı ve bütün kültür değerlerimi çok seviyor ve yaşamaya çalışıyorum.
Allah'a Emânet Olunuz.
Selâmlar
Ayeti Kerimeleri bize hatırlattığınız için teşekkürler. Rabbim bizlere Hak din üzere yaşayıp,son nefeste iman ile huzuruna gitmeyi nasib etsin .Bilhassa yazınızın son paragrafı ,hislerimize tercüman olmuş.Çok doğru ,bizim dinimiz bize ,onların inandıkları onlara,Allahın selameti üzerinize olsun.Yazı 10 puan.
Bizler Allah’tan ''kelime-i şehadet” getirerek ölmeyi nasip etmesini diliyoruz. biz müslümanlar hayatta ne yapmışsak yapmış olalım en son arzu ve isteğimiz elbette budur..ALLAH hepimize mağrifet eylesin..AMİN!
Din olarak Allah en son islamiyeti ve Muhammed'i (s.a.s) getirdi insanlığın başına, çünkü diğer dinlerde birer sapma olmuştu ve son dinde böyle bişey olmadığı için ve ''Kuran-ı Kerim'' sözlerinin de tümü yaradan ALLAH'A ait olduğu için insanlığın bunu kabul edip islama geçmesi lazımdır elbet diyorum..Akıl ve mantık olarak kabul etmek lazım, Allah neden islamlığı son din olarak gönderdi çünkü en doğru ve güzel dindi ve daha başka dinlere gerek yoktu artık..
ellerinize sağlık.. mutlaka okunması gereken bir yazıydı..
selam ve saygılarımla...
Çevremde, bazı insanların yaşadıkları, acılara, kayıplara bakıyorum. Bakarken, belki yanlış yapıyorum ama yapıyorum, kendime soruyorum "Ben olsaydım, bu kadar dik durabilirmiydim?" diye. Kendimi her yokladığımda, her acıya, her kayıba, metanetle ve kabulle yaklaşabileceğimi anlıyorum. Sadece, Allah esirgesin, evlat acısına katlanamaz ve kabullenemezdim. Bu acıyı yaşayıp da, ayakta duran insanların saygınlığı, daha bir artıyor bende. İsyansızlıkları, takdir uyandırıyor. Ben, yapamazdım, gibi geliyor. Allah, beni ve inancımı bu acıyla sınamasın. İşte bu yüzden, Allah inancımı kaybetmeden ölmek, tek duam.