KENDİME MEKTUP
Sevgili BEN...
Yine günler ayları, aylar yılları kovalıyor. Şimdi yeni bir yıla adım atıyoruz. Geçen yıl olduğu gibi ve her yıl olacağı gibi yine 365 gün sayacağız. Günler, aylar, yıllar aynı değişen biziz. Saat yine aynı saat, yine her haftanın ilk günü Pazartesi, yılın ilk ayı Ocak son ayı Aralık. İşte zaman aynı değişen ruhlar, canlı olanlar. Zamanın hiçbir suçu yoktur bizim yaşadıklarımızda. Biz dünde kalmak yada yarını görmek istiyorsak zaman ne yapabilir ki? O sadecce biz insanların bir bahanesi. Ne çok hızlı gider nede yavaş, o hep aynıdır şimdide ve dünde.
Kızılması gerekenler önce bizleriz. Çıkarmalıyız hayattan bize ait payı. Suçlamak işimize gelir, çok azımız hatırlar neden diye sormayı yada çözüm aramayı. Mutluluklar bizim eserimiz ama hüzünlü anlarda vardır hep bir suçlu. İyi not almamışsak hoca vermemiştir, geç kalmışsak trafik vardır, ağlıyorsak birinin suçudur. Kaçımız deriz “ ben yaptım! “, diye. Susuz kalmış çiçek gibi küseriz hayata, kolumuz kanadımız kırıktır. Ne yeniden ayağa kalkmayı nede yeniden başlamayı isteriz. “olmuyor “ deyip kestirip atmak işimize gelir. Hepimiz mutlu olmaya çalışırız güya. Ayrıntılara takılıp mutsuzlukları seçeriz arasından. Sonrasında yine bir soru “ niye mutlu olamıyorum?”
Değerli olanlara nokta koyamayız virgüllerle şans verip her defasında kırılmayı seçeriz. Arkadan 2 gün ağıt 2 damla göz yaşı çok gelir. Ömür boyu acı çekmeyi yeğleriz bu yüzden. Bazende ani kararlarla önünü tıkarız herşeyin. Hep olmak istediğimiz biri vardır içimizde, özendiğimiz. Çoğu zaman bu hayali bile kıskandığımız. Benimde var içimde öyle biri örnek aldığımda birileri. Uğraşıyormuyum? Kendimce evet. Ama dengeyi kuramıyorum abartıyorum yaşadıklarımı. Ya hep ya hiç kuralına göre yaşıyorum. Hep aşık olduğum birileri var, sevdiklerimde çok ama nefretide bir kenara atamıyorum yada intikamı. Uğraşıyorum. Şimdi bile geçmişin intikamını alıyorum kendimden yada acı çektirenlerden. Niye bunları yapıyorum bende bilmiyorum. İstemem aslında ama dilde değil yürekte bitiyor bu iş. Yüreğim neleri dert etti bu güne kadar, nelerin üstesinden geldi, nelere kızdı, nelere kırıldı ve nice sebeplere sevindi. Katlandı bunların çoğuna tek başına. Hatırladı çoğu zaman sevdiklerini ve onu sevenleri, tesellisini buldu ailesinde. Aradı her şerde bir hayır. Kimi buldu kimi zamana bıraktı. Doğruyu aradı hep ve doğru insan olmayı diledi. Yanlış şeyler yaptı şu sıralar, fark etti düşündü düzeltmeyi, sonrası korkuttu katlanamam diye ama yapmalı. Zoru başarmak değilmi önemli olan? Bazen de zorunlu kıldı, söz verdi kendine kimi sözünden döndü yine kızdı kendine. Sorguladı hep günlerce gecelerce. Zoruna gidiyor yeni baştan başlamak,. Yorulmaya başladı artık. Kırılmak zoruna gidiyor. İçi elvermesede zalimi oynuyor kendine bile. Uykular firar etti gecelerinden. Yine aldı kağıdı kalemi başladı içini dökmeye. Yine derdini anlatmaya çalıştı kendi dilinde. Bazen dinlediği müzikten çaldı ilhamını, bazen de gönül şelalesinden dökülüverdi önüne. Her zaman olduğu gibi buldu yine yazacak birşeyler. Yıllar önce kinini kusmak için başlamıştı yazmaya. Yazdı, yazdıkça açıldı gönlü, durmadı sonrasında. İstemedide zaten durdurmayı. Peri falan değildi yazdıran yaşadıkları vardı ve anlatacakları. Hep içinde biriktirmişti yıllarca. Dost bildi kalemiyle kağıdını . Aradı hep içindekileri anlatacak kelimeleri, sorguladı lügatını. Kimi yanyanaydı kimi apayrı seçti tek tek. Öyle bir başladı ki sonu gelmedi yazdıklarının, tükenmedi. Kendini buldu yazdıklarında, kendini anlattı çoğu zaman. Arasırada tıkandı gitmedi kalemi daha ileri. Galiba şimdilerde de öyle gitmeli artık. Girmeli geçmişle geleceğin arasına ve şimdiyi ekleyip yapması gerekenleri yapmalı. Hoşçakalın kadim dostlarım. Başka bir günde başka bir yaşanmışlık da görüşmek dileği ile....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.