7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1536
Okunma
Konuya şöyle bakmak gerekir!
Şiir nedir?
Her şiir yazan kendine göre bir tarif yapmıştır.
Borges de “şiir keyif halidir,” diye buyurmuştur.
Halt ettiğini çeşitli yerlerde yazdım.(tezimdir)
Peki,
Nesir olmayan her yazı şiir midir?
Artık bana göre şiirdir!
Okey!
İyi şiir nasıl olur?
Haa! Orda durmak gerekir!
Bakın, asla imla kuralları önemli değildir; anlatım bozukluğu ya da yazım düzeni mi?
Kafanıza taktığınız şeye bakın!
Bunlar detaydır şiirde.
Önce şiir yazanların cinsiyetine bakmalı bence.
Bir… Hatun kişi olmalı eğer bazı sitelerde yazıyorsa!
İki… Güzel olmalı biraz! (Yani güzel olmayanın güzel şiirle işi ne!)
Üç… Hiç şiirden anlamasanız da iltifatlar yapılmalı şaire (tabi güzelse şaire!)
Dört… Er kişiyse şiirin sahibi, yalaka olmalı bulunduğu yerde.
İşte bu dört madde şiirin yazıldığı defterin dört köşe kenarıdır… Bu karenin bazen bazı köşelerinin açıları değişir; amma her zaman iç açılarının toplamı aynıdır.
Asıl önemli olanı daha sonra söyleyeceğim. Ancak, şiir yazıyorsanız eğer, şiirde bir fraksiyonunuz, hiç değilse bir klikiniz olmalı. Karşılıklı övmelisiniz! Arada bir sövmelisiniz ki kimse uyanmasın!
Asıl önemli olanı da diyelim bari.
Amacınız asla şiir olmayacaktır. Bu çok ayıptır sözde şairler aleminde.
Mesele yönetimde öyle değerli kişiler olacak ki; erkekse yalaka, hatun kişiyse güzel olmalı bunlar… Şiirden anlaması önemli değil ki!
Çünkü şiir bilgisi önemli değildir bazı sitelerde; önemli olan başka şeylerdir.
Denenmiş bir şeyi söylemekte asla sakınca görmem.
Mesela, Nazım Hikmet’in ve N.F. Kısakürek’in bilinmeyen bir şiirini gönderirsin o siteye, bırakın yönetimin dikkatini çekmesini, es geçilir o muhteşem şiir, kimse anlamaz bile!
Sen de kıs kıs gülersin işte.
Şiir ve şiir sevenler budur diye!
Yazık mı?
Asla!
Çünkü, kocaman küçükler de birgün büyüyecektir oynaya güle!
Şiir soytarılık mıdır?
Siz söyleyin, bana ne!