MİSAFİR

• 8 Ocak 2010 Cuma 06:32:09

misafir

..otobüsten indim az sonra sabah kahvaltısına oturduğumda gözlerime inanamıyordum bal-tereyağı ve ekmek çeşitlerinden bahçeden yeni kopartılmış tere-maydonoz-domates-biber yanında kızartılmış biber-patlıcan sos..çeşitlerine kadar...içtiğim çayların sayısı alışılmış sayılardan olmadığını bilmelisiniz....demek böyle sofralara deniliyor bir kuş sütü eksik diye ...doğrusu kahvaltıdan sonra çıkılan teras katın çok güzel bir dekarasyonu vardı ve asıl olan güzellik meyvelerle devam eden kahvaltının ud resitali ile devam edeceğini hiç bilemezdim.....ud ’tan çıkan ses ruhumu öyle sarıyor beni kendine çekiyorduki bir rüyada olmalıydım..genç udi nin bu müziği çok iyi yaptığındandı etkilenmiş oluşum..ve bir güzel aile tablosu vardı gözlerimin önünde baba-anne oğlu ve kızları ile aile bir mü’min cömertliği içinde hazırlanan sofradan daha önemlisi çok kalıcı olan bir sevginin yüzü vardı kalbime kazınan...ne güzeldi o temmuz sabahı ve gün boyu devam eden elazığ saatleri...herşey için çok teşekkür ettiğimi hatırlıyorum gitmek istemez halimi saklıyarak ...ve sanki yıllardır bu evde bu aileden biri olarak yaşıyor halde hissediyordum kendimi..bir kez daha çok teşekkürler ...
.....elazığ da misafir kaldığım dost aile meclisinin bana verdiği huzur ve sevinçle gün boyu gezdiğim yerler bu seyhatimin en güzel hatırası olarak başlangıçta kayda geçti tabi..harput ve çevresini gezdiriken yaşadığım duygu yoğunluğuna harput ulu camii nin minare yapısından iç mimari manevi derinliğine kadar beni bambaşka biri yapıyordu..tarihi bir kalenin görkemli duruşu ve yıkık duvarların çevrelediği birçok tarihi eserin yaşattığı heyecan fırtınası buzluk mağaralarında kendimi buluyor sakinleşiyor ve anlatılmaz bir heyecana sürüklüyordu ..mağaralar görülmeye değer bir sır ve hikmetler yumağı olarak ruhuma işliyordu..harput kendi orjinal mimari ve manevi havasını günümüze kadar muhafaza etmiş olmasını hayret ve merakla görüyordum onca tahrip ve ilgisizliğe rağmen ayakta kalmayı başarmış ev ve eserler ve viraneyeye dönüşen izlerine kadar muhteşem bir duygu akınına uğratıyor sizi..tarihçesi ve araştırmalar sonucu gösterecektir ki harput ilim ve nedeniyet köşesi..manevi ruh ikliminin sürekliliği heyecan ve tesiri sıcak yüzü her insanın farkedeceği parıltılardır tüm aşınmalara rağmen..
...16.30 ağın minibüsüne bindiğim andan itibaren zihnimden çıkmayan elazığ izlerini minibüsün sıkışık ve insanımızın hiç değişmez fotoğrafları altında binbir tebessümler atarak yol alıyoruz..feribotla karşıya geçişimiz ve ağın..baraj olmuş fırat uzakta mavi gülümsemelerini ve şuh çekiciliği kimi yerleri beyaz topraklı ağının yıllar içinde değişmez kalıbına renk katıyordu..keban barajı beklenmedik bir renk ve güzellik katmıştı zaman içinde bunu değerlendiren yöre halkından bazıları ev -bağ-bahçelerini sosyal konumlarını seğiştirmeleri kaçınılmaz olmuş..sanırım kalacağım 10 gün zaman zarfında suyun kenaeından ayrılmayacak bu toprakların soluk alış verişlerini iyice sindirmiş olarak istanbul’a döneceğim..te ki gelecek ağustos günlerine kadar..tabiki yaşadığım hissettiğim her ne ise şiirlere yansıyacaktır..

mustafa kaya
elazığ