- 647 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
Beyaz Tavan
Beyaz Tavan
Son günlerde, yumruk şeklinde, var olmayan; ama varlığını kabul ettiren birşeyler hissediyorum göğüs kafesimde. Ne güncel deyimle sol yanımda, ne de sağ yanımda... Sanırım göğüs kafesimin tam ortasında. Ele gelmiyor; çünkü madde olarak yok. Dile geliyor; çünkü her an var, hissettiriyor. Merkez odaklı halde tüm bedenime, tüm ruhuma yayıyor etkilerini.
Yıllardır yapmadığım yanlışları yapıyorum bu hacmi olmayan, belirsiz, sadece hissedilebilen, benim de yeni tanıştığım varlık yüzünden.
Bir sıkıntıyla uyanıyorum uykumdan. Ter içinde olduğumu görüyorum. Hemen yeni birşeyler giyip, ıslak olanları çıkarsam da, boğulacak gibi olma hissini soyup atamıyorum üzerimden. Göğüs boşluğumu esir alan o hacimsiz yumruk adeta akciğer yollarımı kapatıyor.
Uyumuyorum; tekrar uyanamamak, sonsuza kadar uykuda kalmak ihtimali ürkütüyor beni bu kez. Kalkıyorum, teselli oluyorum birşeylerle. Komşunun uzun zamandır bozuk olan, zahmet vermemek için utanıp söyleyemediği, benim ısrar edip eve getirdiğim eski bir bilgisayarla uğraşıyorum. Büyüyor ufacık iş bakışlarımda. Göz kapaklarım ağırlaşıyor; sanki tonlarca yük üzerinde. Bırakıyorum öylece eski bilgisayarı.
Çay demlesem uykum kaçacak, uyusam belki uyanamayacağım, uyumasam dayanamayacağım. Bir ilaç geliyor aklıma; var evde. Umut görüyor, koşuyorum ona sessizce. Alıyorum bir tane ve sonrasını bilemeden uyuyorum. Artık rüya da yok; hatırlamıyorum çünkü.
14 saat sonra uyanınca, göğüs boşluğumdaki hacimsiz yumruğa dünyanın hızla dönmesi ekleniyor. Ben mi yoksa dünya mı? Bilmem; ama dönüyor işte birşeyler.
Ele gelse, görülebilse bu hacimsiz yumruk, belki de dayanamayacak, kendim bir operasyonla çıkaracağım. Görünmüyor ki...
Dünya hala dönüyorken, hacimsiz yumruk hala var iken, aklıma komşu doktor geliyor. Telefon açıyor, rica ediyorum ziyaret etmesini. Kendimde olmadığım çok belli. Hatta kendim olmadığım çok belli. Hayatım boyunca yapmadığım birşey bu. Kimseyi rahatsız etmem ki ben.
Geliyor, sözlerimi dinliyor, sonra göğüs boşluğumu dinliyor, uyumak için aldığım ilaca bakıp az müsaade istiyor. Döndüğünde elinde bir enjektör… Korkan kim? Dünya dönüyor.
Sabaha kadar uyuma diyor bana ve gidiyor. Bu iyi haber... Zaten sevmem uykuyu. Oturuyorum bilgisayara, bakıyorum bir şeylere.
Kimi meşgul, kimi kendi derdinde... Kimi öfke çıkarmaya çabalamakta benden, kimi izin istemekte. Kimi görünmeme çabasıyla gizlenmekte, kimi engellemekte…
Gülümsüyorum... Hatta gülüyorum. Göğüs boşluğumdaki hacimsiz yumruk da gülümsüyor ve gülüyor. Herkes teker teker gitmekte... Kimi "İyi geceler" diyerek, kimi demeyi de unutarak. İzliyorum. Gülümsüyor dudaklarım. Kızmıyor, aksine hak veriyorum. İnsanlar o an, elbette kendi gerek gördükleri şekilde hareket edecekler.
Sabahın bulutlu aydınlığı göründüğünde, komşu doktorun da süresi doluyor ve yatağıma koşuyorum. Beyaz tavana bakıyorum. Güzel bir film var. İzliyorum.
Sonrası mı? Bilmiyorum. Şu an buradayım ve yaşıyorum.
Nisan 2009
YORUMLAR
Yaşam dediğimiz " Bir an ". Öncesiz ve sonrasız. Ama vaktinden evvel hissedilirse yaşamın kıyısı, güzel bir dönüm noktası oluyor. Anlamlı bir farkındalığa dönüşüyor.
Ben, okurken yazınızı, en çok " sonrasını" merak ettim. Yaşamaktan çok farklı, çok öte olduğunu düşünüyorum, hissettiklerinizin....
Saygılar
Turgay COŞKUN
Teşekkürler...
Saygılar...
Gülümsüyorum... Hatta gülüyorum. Göğüs boşluğumdaki hacimsiz yumruk da gülümsüyor ve gülüyor. Herkes teker teker gitmekte... Kimi "İyi geceler" diyerek, kimi demeyi de unutarak. İzliyorum. Gülümsüyor dudaklarım. Kızmıyor, aksine hak veriyorum. İnsanlar o an, elbette kendi gerek gördükleri şekilde hareket edecekler.
Gerçekten günün birinde ya da gecenin belli saatinde o sol yanımızın üstündeki ağırlık gidecek mi bize elveda diyerek ve bir daha gelemeycek mi oraya konuk olarak.
Çünkü çok zaman o ağırlık var oramızda ve hiç veda etmiyor bize. Bizimle birlikte yaşaıyıp bizile birlikte nefes alıyor adeta.
Yine özel bir yazı ve özel bir sorgulama idi. Kutluyorum kaleminizi ve saygılar yreğinize
Turgay COŞKUN
Selamlar... Saygılar...
zehirlenmişsiniz, ve belirtiler bunlar
ne derler... verilmiş sadakanız varmış
çok şükür hayattasınız
ve çok akıcı bir şekilde dile getirmişsiniz yaşadıklarınız
kutlarım yürekten
selam ve saygılarımla
Turgay COŞKUN
Teşekkürler güzel yorumunuz için...
Selamlar...
Bazan öyle ağrılar oluyor ki, insan o an zehir olsa içecek gibi oluyor.
Demek ki, siz de öyle bir anınız da ilaca bakmadan içtiniz ve kötü sonuç...
Neyse ki, çabuk fark etmişsiniz ve kurtulmuşsunuz. Geçmiş olsun. İnşallah bir daha başınıza böyle bir şey gelmez.
Hastalık ta olsa, kaleme alış ve sunuş tarzınız harika.
kutluyorum...
sevgi ve selamlar...
Turgay COŞKUN
Bu yazı çok önce yazıldığı için ek bir açıklama yapmak istiyorum. Aslında yazının altına açıklama yapmalıydım; unutmuşum...
O durum okuyanda bir kalp rahatsızlığı ya da tümör hissi uyandırıyor genelde. Bu yazı sonrası yapılan tetkiklerde ağır bir zehirlenme tespit edilmişti.
Belirtir, yazı altına unuttuğum için özür dilerim...
Saygılar...
GuLeN
nisan 2009 olduğuna göre ,ve hala burada olduğunuza göre,bu güzel yazıyı sizden okuduğumuza göre
önemli bir şey değilmiş o yumru
bazen öyle yumrular vardır ki ömür boyu onunla yaşamayı öğrenirsiniz.
yok saysanız da bazen hiç ummadığınız bir zaman size kendini hatırlatır.
deseler bile doktorlar ,onlar da insan nihayetinde bir yıl, bil ,yaşa dolu dolu
yaşam umuttur ne zaman ki tükenir,tükenmesin dileğim .tükenmedi ki hala varım
nazan erten
Turgay COŞKUN
Selamlar...
Şu ana kadar okuduklarımla beraber
GÜNÜN YAZISI
diyebileceğim güzellikte bir yazı.
Kutluyorum.
10 Numara.
Turgay COŞKUN
Allah, kimseyi uzun süreli, tavanları seyretme mecburiyetinde bırakmasın.
Boşluğa düşürmesin ,elden ayaktan düşürmesin sağlık sıhhat versin...
Kaleminize sağlık...
Saygılar selamlar
Turgay COŞKUN
Selamlar...