KABUSUN İÇİNDEKİ GERÇEK DUA…
“ Her şer’de bir hayır,her hayır’da bir şer vardır….”
“ Malum olmak”… Yani yaşanılacak bir olayı önceden hissetmek,içine doğmak, olacakları sezmek...
“Bana yine malum oldu” kendimi bildim bileli bu sözü çok söylemişimdir, yada “ sana yine malum olmuş” diyenleri çok duymuşumdur…
Çok sevdiğim biri uzaklarda bile olsa bir sıkıntısı acısı varsa sanki o benim sıkıntım ve acımmış gibi hissederim,parmağı sızlasa o an parmağım sızlar… Yaşanılacak olanın ciddi,etkileyici bir olay olduğunu nedensizce hissedersem sanki depremi önceden hisseden atlar gibi kendimi oradan oraya atarım,içim içime sığmaz ve “Allah hayırlara çıkarsın” diye dua üzerine dua ederim…
Birkaç ay önce tuhaf bir olay yaşamıştım,sabah kalkıp işime gidecektim içimde yine beni delirten bir sıkıntı vardı… Bir süre kalkamadım yataktan etrafa bakınıp dururken gözüm kitaplığımda duran bir ansiklopediye takıldı,ona bakarken bir Offf...! çektim ve o anda ansiklopedi olduğu yerden yere düştü…Oysa ki o ansiklopedi diğer kitapların arasında öyle sıkışık dururdu ki çekip alırken bile zorlanırdım… Ondan iki saat sonra işime gittiğimde odamda oturamadım, işyerimin çayocağına bir çay içmeye çıktım…Henüz geçmemiş ve şiddetlenen sıkıntıyla, sohbet ettiğim arkadaşlarımın arasında öyle bir Offf...! çektim ki birden mutfak tezgahının üzerinde düşmesi imkansız bir yerde duran çaydanlık sanki gözümüzün önünde uçtu ve yere düştü , aynı anda kafamı çevirdim bir Offf..! daha geldi ve o an arkadaşım sigarasının külünü atmak üzereyken benim bakışıma denk gelen kültablası bıçakla kesilmiş gibi ikiye ayrıldı… Herkeste şaşkın birazda korkak bakışlar vardı…Ama, her ne olduysa sıkıntım uçan,düşen,kırılan şeylerle birden geçivermişti…
Şimdi, hala hafızamda anılar listesine giremeyecek kadar taze daha birkaç gün önce başımdan geçen bir olayı paylaşmak istiyorum…
Yeniyıl akşamıydı,yani benim için diğer akşamlardan pek farkı olmayan sadece yoğun olarak herkesin birbirini hatırlayıp arayarak iyi dileklerde bulunduğu bir akşam…İki yeğenim bizde kalmıştı… Her akşam olduğu gibi normal saatimizde yattık… Uzun süredir kendim rahatsızdım hastaneden rapor verilmişti evde dinleniyordum… Yaklaşık 20 günlük bir süre yatmanın sıkıntısı sanmıştım…Çünkü içimde yine o büyük sıkıntı ortaya çıkmıştı,yine depremi hisseden atlar gibi yatağımın içinde oradan oraya dönüyordum… Saatler ilerliyordu yeni yılın ilk gününün ilk sabahına çok az bir süre kalmıştı… “ Allah’ım sen hayırlara çıkar” kimbilir bu sözü içimdeki sıkıntıyı bastırmak için kaç kez tekrarlamıştım… Sabah ezanını dinlerken derin bir uykuya dalmışım… Bir kabusun içine girmişim o an…
Kabus…
Rüyamda,ben yatağımdayken annem belirdi biranda başımın ucunda çünkü deprem oluyordu,ben baba diye bağırmaya başladım…annemde çabuk kalk kızım babanı korumamız lazım,diyordu…Birlikte duvarlara çarpa çarpa babamın yattığı odaya gittik,yatak odamızın penceresi normalden çok daha büyüktü karşımızdaki tüm evler olduğu gibi görünüyordu… Deprem şiddetlendi,uğultu gittikçe artıyordu…Birden bizim apartman yerin altına girmeye başladı… Duvarlar çatlıyor,bazı yerler yıkılıyor ve karşımızdaki evler sallanmazken bile biz kat kat yerin altına gömülüyorduk…Toprağın altına girmemize çok az kalmışken annem, kızım bize bir şey olmayacak babanı tut,babanın kafasını tut… diye bağırıyordu…Babamın kafasına sarıldım tavandan üzerime taşlar düşerken ben sadece çığlık çığlığa bağırarak dua ediyordum “Allah’ım sen babamın kafasını koru,Allah’ım yalvarırım ona bir şey olmasın,babamı bize bağışl, ne olur babamı koru,babamı koru, babamı koru…..”
Yeni yılın ilk sabahına uyanış…
Kabusum bitip tekrar uyumuşmuydum yoksa hemen bitişindemi bilmiyorum…Büyük bir gürültü duydum daha gözümü açamamıştım büyük yeğenim evimizin kapısını açtı, sadece babamın anneme seslendiğini duydum…Gözümü açmamla yerimden fırladım yeğenim hala kapıda ayağına giyecek bir şeyler ararken ben yanmayan apartman ışığını farketmeden zindan gibi karanlıkta çoktan merdivenleri atlaya atlaya sanki uçarak inmiştim aşağıya… Kulağımda babamın düştüm,her yanım kan içinde demesi vardı…
Bir kat aşağıya indiğimde babam boylu boyunca uzanmış,bakışlarında beni kurtarın dercesine çaresiz bir bakış vardı, hiç kımıldamıyordu ve kafasından kan fışkırıyordu…Boynunda kırık olup olmadığına baktıktan sonra O’nu ağır vücuduna rağmen annem ve komşular aşağıya ininceye kadar nasıl tek başıma kucaklayıp yerden kaldırdım bilmiyorum…Hemen komşumuzun evine oturtup eve çıktım,inanılmaz şey ambulans çağırmak aklıma gelmedi…Oysa ki bu durumlarda soğukkanlılığını koruyan ben ilk kez panik yapmıştım,şok halindeydim…Başka bir komşu hemen taksi çağırdı…Dakikalar içinde babamın yanına indiğimde travma başlamıştı, bilinç kapanmış bayılmak üzereydi…
Hemen sokağa attım kendimi o şokla karşımızdaki tüm apartmanların zillerine basmışım, yokmu arabası olan,birileri gelsin babam ölüyor diye bağırmaya başlamışım… Arabasının anahtarını kapan evlerinden aşağıya indi,o sırada taksi geldi…komşular babamı hemen bindirdiler hemen hastaneye…Büyük yeğenim benden daha soğukkanlı olup hemen babasını ve amcasını, arkamızdan fenalaşan annem içinde diğer akrabalarımızı aramış…Annem asla babamın sağ dönmeyeceğine inanmış,kolay değil tam 50 yıllık eşi,hayat arkadaşı…
Hastaneye gittik hemen sedyeyle babam içeri alındı,kısa bir süre sonra iki abimde geldi…Ağlaya ağlaya anlattım olanları ve bekleyiş başladı… Biz üç kardeş acil kapısında beklerken,annem ve diğerleride evde aynı şekilde bizden haber bekliyordu…Sonra apartmandan komşularımız,ben de dedeme gideceğim diye tutturan yeğenim ve akrabalarda hastaneye geldi…
Bildiğim tek bir şey var…Eminim ki,o an babam için edilen tüm dualar benim kabusumda ettiğim duadan farklı değildi…
Kapıda babalarını bekleyen üç evlat,birbirine bir şey olmayacak diye teselli veren üç kardeşin içinden ettiği dua aynıydı… “Allah’ım sen babamı koru,sen onu bize bağışla”
O gün akşama doğru çıkardılar babamı hastaneden, 75 yaşında olmasına rağmen vücudunda hiç kırık,çıkık yoktu,travmadan çıkmıştı…Sadece yarılan kafasına dikişler atılmış ve vücudunun her yanı ezikler içindeydi…Sıcağı sıcağına bir şey anlamadığı için gittikçe acıları artıyor,zor yatıyor zor kalkıyor,tüm vücudu çürümüş gibi morardı….Bugünde dikişlerinin iltihaplandığını öğrendik…Ama çok şükür yaşıyor,Allah dualarımızı kabul etti…
O günden beri gözümü kırpmadım,gece sesini duysam,öksürse yatağının başucunda beliriyorum….
İşte yine yaşanılması gereken bir olay daha yaşanmadan önce yine bana malum olmuştu…Hem de kabusun içinde gerçek bir dua diye…
Önceleri bu malum oluşların,bu hissedişlerin nedenini çok merak eder ama bir türlü çözüm bulamazdım…Daha sonra alışkanlık olduğu için merakımdan vazgeçtim…
Yine de kendime şunu sormadan yapamıyorum…
“acaba neydi gördüğüm bu kabusun içindeki gerçek duanın sırrı….?”
Canan KARATOĞMA
YORUMLAR
Birkaç ay önce tuhaf bir olay yaşamıştım,sabah kalkıp işime gidecektim içimde yine beni delirten bir sıkıntı vardı… Bir süre kalkamadım yataktan etrafa bakınıp dururken gözüm kitaplığımda duran bir ansiklopediye takıldı,ona bakarken bir Offf...! çektim ve o anda ansiklopedi olduğu yerden yere düştü…Oysa ki o ansiklopedi diğer kitapların arasında öyle sıkışık dururdu ki çekip alırken bile zorlanırdım… Ondan iki saat sonra işime gittiğimde odamda oturamadım, işyerimin çayocağına bir çay içmeye çıktım…Henüz geçmemiş ve şiddetlenen sıkıntıyla, sohbet ettiğim arkadaşlarımın arasında öyle bir Offf...! çektim ki birden mutfak tezgahının üzerinde düşmesi imkansız bir yerde duran çaydanlık sanki gözümüzün önünde uçtu ve yere düştü , aynı anda kafamı çevirdim bir Offf..!Sevgili kardeşim ben bu OFFF kelimesine taktım.Belkide bütün sır bu OFFF kelimesinde.Dikkat ettim bütün olaylarda bu kelimeyi kullanıyorsun.Allah yardımcın olsun,nazarlardan korusun seni ve aileni.