CESARET
Cesaret her yaşayan canlıda mutlaka vardır. Cesareti olmayan canlının zaten yaşaması söz konusu değildir. Canlı olarak evrende yaşayan bitkisinden bitlisine Cinlerden bin bir fırıldaklıklar çeviren Cin olup Cinliğini fark ettirmeyen insanlarına kadar yaşamları boyunca mutlaka cesaret vardır.
Yaşamda bu cesaretler zamanla bazen art niyetlere, bazen de gözlerimize hoş görünen çiçeklere, vicdanlarımızı okşayan iyilik timsallerine dönüşmektedir.
Vahşi doğada yaşayan Leoparlar, Kurtlar, Ayılar, Kaplan, Aslanlarla Kuşlar gibi hayvanlar cesaretlerini mutlak olarak güçlerinin yettiklerine kullanırlar.
Kurtlar koskoca Fillere, Ayılar da minnacık Arılara saldırarak şiddetlerini uygulayarak cesaretlerini ispatlamaya kanıtlamaya çalışırlar. Derinlerdeki yaşamda aynı türdendir. Boşuna söylenmemiştir. “Büyük balık, küçük balığı yutar.”
Bitkisel ortamı düşünürsek Kardelen çiçeğinin cesareti güzelim manzaralar oluştururken, sarmaşıkların koskoca ağaçları sararak nasıl kuruttuklarını hepimiz bilmekteyiz. Küçücük sineklerin, kenelerin cesaretlerine ne demeli. Bunların cesaretlerini azımsamamak gerek. Ağaçları göz önüne alalım. Ebedileşmiş cüsseli kütüklerine karşılık verdikleri meyveler, sebzelerin küçük liflerine rağmen verdikleri kocaman sebzeleri. KABAKLAR, Cesaretlerinin yaşamsal olgudaki kanıtları değil mi?
İnsanoğlu yaşamsal olarak evrensel boyutta genel kavram olarak evrende yerini aldığı günden beri her yönüyle bir savaşım içindedir. Aklıyla fikriyle yaratılış gerçeğinde belki de yaratanıyla yarıştadır.
İnsanoğlunun cesareti evrende küçümsenemez. Her yönüyle cesaretlerini bazen iyilik perisi olarak pekiştirmekte bazen de cehennem zebanisinin kızıl gözlerine dönüşebilmektedir. Öyle ki! Boğulmakta olan birini kurtarması kalplere iyilik meleği olarak nakşedilirken, hunharca öldürdükleriyle de Cehennem zebanisi olarak korku salmaktadır. Ve cehennem bekçiliğine soyunabilmektedir.
Genç beyinlerin başarıları cesaretlerin en güzel örnekleridir. Genç yaşta evlenip çoluk çocuğa karışmaları cesaretlerinin kanıtlayan örneklerdir.
Derin devletin derinliğinde kim bilir kaç tane cesareti makamından alan ve oltaya takılmayı bekleyen Jawslar vardır. Onlar derin devletin derinliğinde, derinlerde yüzmekte, en güzel sahillerde keyiflerini çatmaktadırlar. Ancak, derin devletin devleri derinlikleri arşınlayarak onlara ulaşma imkanlarını elde ettiklerinde o zaman MOBIDİK gibi onları elleriyle oltaya veya mızrağa takarlar. Böylece bu güzelim memleketin gerçek temsilcileri olarak memleketlerini sevenlerin ellerinden kurtulamazlar.
Bu da memleket idarecilerinin el ele verip güçlü kanunlar çıkarmalarıyla mümkün olabilir. Bazı yurduna hizmet etmiş ancak, oturdukları yerlere güvenerek yapmış oldukları olumsuzluklar için nasıl bazı ülkelerde yargılanma mümkünse (İsrail v.b) Ak yüzün Kara çıkmaması için, Sn Cumhurbaşkanı, Sn Başbakan veya diğer yol arkadaşlarının cesaretle biz bu yollara başımızı koyduk demeleri gibi diğer bütün mevkidaşlarının da aynı tevazu ile bu yola baş koymaları memlekete verilecek en güzel hizmet paydaşlığından başka bir şey olamaz. O zaman ipler memleketin başına örülen çorabın ipleri çözülür ve kem düşünenlerin başlarına dolanmaya başlar. Ama ne yazık ki bazıları yargılanmaktan çok memleketinden yediği ekmeklere binaen intihara kalkışmaları da bir başka olgunun esefliğidir.
Bütün bunlarla birlikte anlatımlarımız çerçevesinde insanoğlu çevirdiği fırıldaklıklarla giydiği libaslarla elde ettiği makamlarla cesaret korkaklığı sendromuyla cesaretlerini kullanırlar. Cesaret herkeste vardır. Ancak, korkaklar makamlarını, libaslarını, apoletlerini kullanarak kanıtlamaya çalışırlar. Kendi iç güdülerinden gelen cesaretlerini hiçbir zaman kullanamazlar.
Gerçekten bu güzelim memleketi seven, kalkınmasını, halkının refahını isteyen her nizam ve intizamında nefes alıp ekmeğini yediği memleketini korumaya adamış derin devletin demir pençeli dev kartalları bunların üzerlerine çullanıp kodese yolladıklarında korkudan aldıkları ucube cesaretle yine de tehditkar söylemleri halen güvendikleri bir yerlerin varlığını ortaya koymaktadır. Bunlar eriştikleri makamların libaslarıyla “Ben aydınlığa kavuşmazsan başkalarının kör ışıkları bile görmeleri mümkün olmayacaktır”. Demeleri vahimdir. Yıllarca şerefli bir onurun temsilcisi olan bu iblisler halen libas ve apoletlerle makamları üzerlerinde taşıdıklarını sanmalarıdır. Bu da o şerefli onurun kazanımlarıyla elde ettikleri derin devletin denizinden halen yüksek oranda gelirlerinin devam etmesinden kaynaklanmaktadır. Zamanla görülmüştür. Vatan topraklarını savunanlara çoluk çocuklara günahsız savunmasız insanlara silah sıkan dağdakilere bile maaş ödendiği. Bu durumlar belki sonradan gözden kaçan vahimiyeti sonraları tescillenip düzeltme yollarıyla Türkiye gariplikleri olmakla birlikte, canavarlaşan ve hazır mısır gevreğiyle beslenenlerin kurşun sıkma cesaretlerini nereden aldıkları belli olmuyor mu? Güçlü devletin budak sakınmaz koruyucuları her yönüyle devletin işleyişine dikkat ederlerse, birbirleriyle kenetlenirlerse ne bu libas ve makam teröristleri ne de hazır gevreklerle beslenen dağ pisliklerinin anti cesaretlerini göstermelerini bırakın ağızlarından lakırdısı bile çıkmaz.
Yenilen nanelere çürümüş soğan kokularının karışmasına, bu kokuların da burun kemiklerini kırmasına asla dayanamazlar. Hiçbir zaman kendi erkleriyle cesaret sahibi olamazlar. Bu tür insanlar, (tabi insan denilebilirse bunlara) parası olan cahillerin esiridirler, para ile satın alınmışlardır. Pohpohlanmış, cicimlerle süslenmişlerdir. Ne yazık ki % 85 Türkiye’nin halk mozaiği olarak bilinen cennet şehrimizde de bu cins insanlara rastlanmaktadırlar. Halk mozaiği dedik….Halk mozaiğinin orjinalindeki ahenk motiflerinin bozulmasıyla buraya sonradan eklenenler şehrimiz de bu insanların en güzel örneklerini teşkil etmektedirler. Bunlar kendi iç güdülerindeki cesaretle değil öncelikle nesillerinden gelen haram kazançları sayesinde veya cahillerin parasıyla ya da sahip oldukları makamlarıyla cesaretlerini gösterirler. Böylece ancak bu şekilde cesaretlerini gösterir ve egolarını tatmin ederler. Ve derler ki ben bu şehrin memleketin çocuğuyum. Alakası olmayan dürtüler. Eğer çıkarları söz konusu değilse bu şehir memleket onlar için bir hikayedir. Bu şehrin memleket sevgileri vız gelir Şehirlerini, memleketlerini gözlerinin önüne bile getirmezler. Eğer memleket sevdalısı olsalar öncelikle vergilerini bu şehre memlekete yatırırlar. Bu şehrin memleketin kalkınmasına bayındır olmasına katkıda bulunurlar. Kim bilir vergi levhalarındaki “vergi dairlerinin şehir ismi başka şehre ait isimdir”. Belki de,… Bunun yanında bindikleri milyarlık model araçlarının plakaları da mutlaka 81 değildir. Bunlar bu şehir, memleket sevdalıları olsalar dediğimiz gibi öncelikle bu memleketin aktivitelerinde yer alırlar halktan kazandıklarını halkına harcarlar. Ama nerde. Ne yazık ki öğrendiğimiz kadarıyla bu şehrin, memleketin halkından kazandıklarını ya Lionslere, Rotary kulüplerine Mason loncalarına veya Yahudi ortaklarına ya da şehrin loş ışıklarında bu memleketin kalkınması için değil de parçalanması için görüşme yapılan kulüplerine miliyarlarını bağışlayarak aktarırlar. Cesaretlerinin kuvvetleri de ancak bu bağışların miktarlarıyla ölçülür. Bu tip kişiler tıpkı çiğneyenlerin kişneyenlerin huşkilerine* konan sinekler gibi cesaret gösterebilirler. Bunlar çiğneyenlere kişneyenlere konarlar, onları rahatsız ederler, kanlarını emerler, ısırmaya çalışırlar, huşkilerine de konarlar ama bütün bu saydıklarımızı yapmak için gerçek cesareti gösteremezler. Huşkilerin üstünde de enfiye keyfi yaparlar. Yahudi veya emperyalist kan emicilerinin bu topraklar üzerinde oynadıkları oyunlar için cicimlerle yazdıkları oyunlardaEDİ BUD Y rollerini oynarlar. Ancak, rollerindeki en ufak yanlışlıklarında aba altından sopayı yerler, azarlanırlar ve cezalandırılırlar. Küçük bir tökezlemelerinde de derin devletin demir pençeli kartalları tarafından yakalanarak gerekli cezalar verilmek üzere demir parmaklıklar arkasına gönderilirler. Demir parmaklıklar arkasına geçtiklerinde ve kelepçeler çözüldüğünde bir ürperti ile titreyip silkindikten sonra yine devletin verdiği ve sonradan geri aldığı yüksek makamlarına halen sahip olduklarını sandıklarından tehditlerini savurmaya devam ederler. Tehditler savurarak güneşi bile göstermemeye çalışırlar.
Korkudan aldıkları ucube cesaretleriyle “Karanlıklar benim mekanım olurda gökyüzündeki Ay’ı seyreder yıldızları sayarsam. Başkaları kızgın güneşin yakıcı ışıklarına tahammül edemeyecek günlerini sayamayacaklardır. DERLER…… Bunlar aralarındaki çirkeflikleri, yedikleri naneleri başkaları anlamasın diye gizli bir dil olan ABDAL**** dilini kullanırlar.
Cesaret, yüce Allah(cc)nin verdiği can’a kastetmek değil, suyunu içtiğin, havasını soluduğun, ekmeğini yediğin dahası bir çok şeylerinden istifade edip de gelecek nesline GELECEK hazırladığın bu topraklara bir şeyleri anıtsal olarak bırakabilmektir.
Cesaret, edinimlerini, birikimlerini sağladığın yerlerin başına çorap örmeye kalkışmakla elde edilemez.
Cesaret, seni yoktan var eden yüce Allah(cc)nin huzuruna çıkmadan önce edinimlerini elde ettiğin memleketinin ulu adaletinin güvenerek karşısına çıkıp hesap vermekle kanıtlanır.
Bu günlerde cesaretlerini edinimlerini elde ettiklerine şükretmeyip, çorap örerek cesaret gösterenlerin, boşa kürek çekenlerin, bu cesaretlerini beyhude yerlerde kullanmaları nedeniyle sapıttıklarından ipleri kendi boyunlarına dolamalarından üzerlerinde KARA BULUTLAR dolaşmaktadır.
Ucube cesaretlerini, beyhude işlerde kullananlar. Kendilerini JAWS sananlar sanmayın ki bu KARA BULUTLAR üstünüze çökmeyecek. Bu kara bulutların üstünüze çökmesi kefenlerini memleketleri uğruna yanlarında taşıyanların sayesinde olacaktır.
Cesaret, memleketi hortumlamakla, onca yolsuzluklara karışmakla, yetimlerin doğmamış tüysüzlerin haklarını gasp etmekle, milletin verdiği, devletin bahşettiği yetkileri çıkarlarınız doğrultusunda kullanmakla, devletin askerine, suçsuzların üzerlerine kurşun yağdırmakla kanıtlanamaz.
Hz. Ömer’in adaletine, peygamber efendimizin sevgisine mazhar olmayanlar, Hz. Ali’ nin zülfikarını görmeyenler delalet uykusundan uyanın ki Allahın gazabından korunup şefkatine nail olabilesiniz. Böylelikle sırat köprüsünden rahatlıkla geçerek ebedi hayat olan CENNET’ e girmeye bilet alasınız.
Cesaret Üzerine Şiirler
Vekil olsan ne yazar-hainlere cesaret
Nasıl yemin etmiştin-geldi mi hiç aklına
Sana beddua eder-evlat çocuk ve ana
Kanuna uyacaktın-kurala uyacaktın
Ayırım gözetmeden-insanı sayacaktın
Vekil olsan ne yazar-hainlere cesaret
Devamlı verirsiniz-yok edilsin ihanet
Kime kafa tutarsın-zannetme çaresiziz
Vatan bayrağa sarıl-oluşturmayın kriz
Teröriste araba-para silah ve mayın
El altından yollarsın-demem asla da sayın
Vekil olsan ne yazar-hainlere cesaret
Devamlı verirsiniz-yok edilsin ihanet
Seslerin ve görüntün-hepsi de elde hazır
Niçin konuşturursun-içimizi bu kazır
Devlete kafa tutan-kimler varsa indirin
Üzerine çullanın-üzerine bindirin
Vekil olsan ne yazar-hainlere cesaret
Devamlı verirsiniz-yok edilsin ihanet
Berbat ve küstahsınız-çıktı bakın kötü ses
TV’den seyredince-bende daraldı nefes
Şehit olur Mehmetçik-bomba ve mayın ile
Bunları görmüyorsun-hile üstüne hile
Vekil olsan ne yazar-hainlere cesaret
Devamlı verirsiniz-yok edilsin ihanet
Sizler daha önce de işlediniz bu haltı
Yürekli bir ses yok mu-önlere koyun şartı
Hapislerde yattırın-su ile kuru ekmek
Günde bir sefer verin-bitle dolmalı döşek
Vekil olsan ne yazar-hainlere cesaret
Devamlı verirsiniz-yok edilsin ihanet
Oyun içinde oyun-sanki bir dama taşı
Mehmet şehit olurken-yere eğeriz başı
Bir baş yere düşerse-Hasan der on bin kişi
Leşi yere serilsin-kurtar anne kardeşi
Vekil olsan ne yazar-hainlere cesaret
Devamlı verirsiniz-yok edilsin ihanet
Hasan Sancak **
Cesaret Üzerine Şiirler
Cesaret Göster
Kurtul tepene binen yükten
Fayda gelmez kinden nefretten
Bunun sebebi cehaletten
Hadi bir cesaret göster
Küslük olmaz insan insana
Durumu kendine sorsana
Niçin verildi beyin sana
Hadi bir cesaret göster
Aklı mantığı barındırır
Rahmet gibidir sevindirir
Eğer inatsan süründürür
Hadi bir cesaret göster
Dostu düşmanı karıştırma
Beyni boş işte çalıştırma
Kendini kötü alıştırma
Hadi bir cesaret göster
Boş ver büyüklük sende kalsın
Boz yeminini olsun varsın
Bunu yaparsan sen yaparsın
Hadi bir cesaret göster
Allaha mahsus deyip geçme
Eski hatayı yine seçme
Bozamam sanıp antlar içme
Hadi bir cesaret göster
Affetmek insana yakışır
Sanma gururla bu çakışır
Bak gör sinir nasıl yatışır
Hadi bir cesaret göster
Tutsak etme kendini sana
Dost gör baksan da ne yana
Duydun mu huzura doyana
Hadi bir cesaret göster
Muhterem Aslan***
Cesaret Üzerine Sözler
Cesaret, korkuya rağmen eylem sürecine geçebilmek demektir. Cesaret insanın hayatta muhtaç olduğu enerji kaynağıdır. Cesaret irade gücüdür.
Dürüstlük para ile ne alınır ne de satılır. Ancak, alçaklık para ile satın alınabilir. Satın alan kesinlikle satamaz.(zç)
İki gözle bir obje görülür. Bir burun iki delikle bir sürü koku alınır. İki helozonik delikle de dünyanın sesi algılanır ama istenilen ve istenilmeyenler ayıklanabilir.(zç)
Kaynaklar. Görsel yazınsal kaynaklar google…
* Lazca at pisliği, ** Şaire bu şiirini kullanabilmem için e posta yazılmıştır. *** Şaire bu şiirini kullanabilmem ve ekleme çıkarma için e posta yazılmıştır. ****Düzce Tanıtım(Damla gazetesi yayını)
YORUMLAR
İnsan oğlu olarak kimi zaman bir çok şeye cesareti tepki olarak göstermesi mümkün değildir. Cesaret cesareti olanlar için cesarettir. Cesareti olmayanların zaten ola gelen tepkilere cesareti olmaz.