BİBERON...
Merhaba;
Birkaç dakikanızı bana ayırabilir misiniz?
Lütfen hiçbir şey söylemeyin, sadece beni dinleyin.
Konuşursanız cesaretim kırılır diye düşünüyorum,
Aslında, daha çok istemediklerimi duyacağımdan korkuyorum.
Ama yinede size birkaç şey söylemek istiyorum…
Ben sizinle aynı mahallede yaşıyorum,
Ve özür dileyerek söylüyorum uzun zamandır sizi izliyorum.
Aslında son zamanlardır desem daha doğru olur sanırım.
Çünkü sizi izlemeye tesadüflerle başladım,
Süre gelen tesadüfler zamanla istekli ayarlamalara yol açtı.
Bu arada ben.. ben.. neyse ismimi sölemeyeyim,
Sadece annemle yaşadığımı ve bekar olduğumu söleyeyim.
Bu arada yaşım 38..
Hala mı bekar? Diye düşünüyorsunuz sanırım.
Evet hiç evlenmek istemedim.
Çünkü babamı görmek nasip olmadı.
Ve hayatımda sahip olduğum tek varlığım annem..
Onunda ben…
Hiç onu bırakıp gitmeyi düşünmedim.
Onunla ikende bir başkasına yer bulamadım içimde.
Oda bana çok düşkündür.
Bugün bile eve heyecanlı bir şekilde gitsem,
Ve sana bir sürprizim var desem,
İçinde bir tufan başlar, korkuyla bakar gözlerime,
Biri çıkmış karşıma, gideceğim düşüncesiyle
Yok korkma der sakinleştiririm.
Aslında nedenini biliyorum, neden böyle düşünüyorum.
Ben annemi çok seviyorum, her insan gibi,
Ama benim ki inan farklı.
İlk zamanlar öleceğini düşününce uyku girmezdi gözlerime,
Ama zaman insanı değiştiriyor, artık biliyorum bir gün ölecek.
Ve ben o ölürken elleri avucumda, gözlerinin içine bakarak,
Ağlamadan, onu gülümseyerek yolcu etmek istiyorum.
İşte böyle bir hayat gidiyor gözlerimin önünde kaya kaya,
Sabah evden çıkıyorum işe, akşam işten eve.
Son 20 yılımda hiçbir değişiklik olmadı hayatımda.
Ve tam 17 gün önce idi merkez durağın önünden gidiyordum.
Sen okul servisinden indin ve markete girdin.
Ben ise sadece yürüdüm, seni gördüm, sonra yürüdüm.
Oysaki yıllardır ben hep aynı anda oradan geçerdim.
Ama seni hiç fark etmedim, sanırım yeni taşındın.
Ertesi gün yine ben oradaydım, ve sen servisten indin.
Yine markete girdin, ve ben yine yürümeye devam ettim.
Sanırım birkaç gün hiç bir farklılık yoktu yaşanılanlarda.
Ama beni düşündürmeye başladı süre gelen tesadüfler.
7. gün sen yoktu. Ve günlerden Cumartesi idi.
Böylece senden sonra ilk farklılığı boşluğunla yaşadım.
Oysaki yıllardır sen yoktun ama ben hiçbir farklılık hissetmemiştim.
9gün erken geldim, çünkü yakından görmek istedim seni.
Markete girdim ve sen birkaç dakika sonra içerideydin.
İlk önce cesaret edemedim ama,
Sonra çıkacağını anlayınca bir an cesaret bulup baktım yüzüne.
Ne demem gerekiyor bilmiyorum,
Çok ama çok güzeldin, Gözlerinin içi gülüyordu .
Hani günün en güzel vakti öğledir derler,
Güneşin en çok ısıttığı en cok ışıttığı an.
İşte bir insanın hayatına sanki o kadar değer katacak gibi.
Hem ısısı hem ışığı olacak gibi.
Seni bu kadar yakından görmeğe aslında fazla dayanamadım.
Sanırım sen çıkmasan ben düşüp bayılacaktım.
Yine bir paket süt. İki ekmek aldın ve çıktın, her gün yaptığı gibi.
Arkandan bakamadım bile. Daya fazlasına dayanamazdım.
Sonraki tüm hafta bende marketteydim, hemen arka raflarda.
Ve o haftanın tüm geceleri sana dair çok senaryolar kurdum.
Seninle ilgili bildiğim sadece nerede oturduğundu.
Sonra bir gün gelmedim. Neden geldiğimi öğrenmek için.
O gün akşam öğrendim, aslında öğrenmeye ihtiyaç bile duymadığım şeyi
Biliyor musun ben hiç aşık olmadım?
Bilmedin aşk nedir, kelime anlamından öte.
Yada sevmedim mi demeliyim bilmiyorum.
En büyük sevdam hasta annem ve en büyük özlemim babam oldu.
Bu yüzden hiç de değer vermedim başka her mutluluğa.
Ama sen bana farklı hissettirdin kendimi.
Bir gün bile dayanamazken yokluğuna, senden ayrı yaşayamıyacağımı anladım.
Hissettiklerimi adlandıramıyorum, ama inan ilk defa yaşıyorum.
Ve çok güzel bir duygu olduğunu düşündüğümü bilmeni istedim.
Ve geride kalan hayatım boyunca ilk defa dün,
Annemin bakışlarındaki endişeyi haklı çıkardım.
Ve hiç beklemediğim bir şeyle karşılaştım.
O da sevindi. Oysaki üzüleceğini düşünürdüm hep.
Ona sadece seni anlattım.
Kim olduğunu bilmesemde, senden bahsetim.
Sonra karar verdim, sana anlatmaya bendeki yaşayan seni.
Numaranı izinsiz aldığım için üzgünüm.
Seninle bir serseri gibi sokak ortasında konuşmak istemedim.
Mektup yazmakta çocuksu geldi.
Benden, kendi sesimden duy istedim.
Senden bir cevap yada bir açıklama beklemiyorum.
Sadece yıllar sonra keşke demek istemedim.
Çünkü biliyorum seni görmenin mutluluğu ne kadarsa
Görememenin vereceği acıda aynıdır.
Neyse ben artık kapamalıyım telefonu. Kendine iyi bak. Çok ama çok iyi bak.
Haa! Unutmadan bugün giydiğin takım çok yakışmıştı .
Üzerine süt döküldüğünde çok üzüldüğümü bilmeni isterim.
Yanına gelip yardımcı olmak isterdim ama …
Yapamadım işte.
Yere saçılan ekmeği, biberonu sana uzatma…
Biberon!!! Biberon…
Anne! Anne!
Telefonda bir amca var.
Dıııtttt! Dııııt ! Dııııtt!
Alo! Aloo!
Ne dedi oğlum?
Hiiiiç… Annesini çok seviyormuş. Öle dedi..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.