- 3467 Okunma
- 6 Yorum
- 1 Beğeni
ŞİİR ÜZERİNE ( ARAŞTIRMA)
ŞİİR ÜZERİNE
Şiir: lügat itibarıyla bir şeyi zekâ ve fetanetle iyice anlamak manasındadır ve ilimden esastır.
Istılahta: Kasd ve irade ile bil iltizam söylenen vezinli, kafiyeli sözdür. Şiirin kast ve ifade ile söylenmesi, meşru olduğundan; mevzun ve mukaffa varid olan ayetlere ve hadislere şiir denmez.
Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (sav): “Şiirden bir kısmı şüphesiz hikmettir” buyurduğu rivayet edilmektedir.
“Şeytanların kime indiğini sana haber vereyim mi? Onlar, her günahkâr sahtekârlara inerler. Onlar (şeytanlara) kulak verirler, çoğu zaten yalancıdır.”
“Şairler ki, bunların ardınca sapkınlar, azgınlar giderler. Görmez misin? Onlar (söz sahasının) her vadisinde dolaşırlar (hissin; lezzet, nefret ve cihetlerini gıcıklarlar) ve yapmayacakları şeyleri (yaparız diye) söylerler. Ancak iman eden (şair) ler, hayır işleyenler, Allah’ı çok zikredenler ve kendilerine (müşrikler tarafından) zulüm edildikten sonra kendilerini savunanlar başka. O zulmedenler, hangi bir inkılâp vakasında yuvarlanacaklarını pek yakında göreceklerdir.” (Şuara, 221-227.)
“Ona şiir öğretmedik. Ona yakışmaz da, bu yalnız bir hatırlatma ve apaçık bir Kur’ân’dır.” (Yasin, 69.)
“Çünkü onlar kendilerine: “Allah’tan başka ilah yoktur, denildiği zaman büyüklenirlerdi.”
“Bir mecnun şair için, ilahlarımızı terk mi edeceğiz? Derlerdi.”
“Hayır, o gerçeği getirdi ve peygamberleri doğruladı.” (Saffat, 35-37.)
“Şairlere gelince onlara sapıklar uyar.” (Şuara, 224.) ayeti nazil olunca; İslam şairlerinden Abdullah b. Revaha, Ka’b bin Mâlik ve Hassan bin Sabit Rasûlüllah’a gelmişler ve ağlayarak;
- “Ya Rasûlullah! Allah’u Teâla bu ayeti gönderdi. Allah bilir ki biz şairiz” diye şikâyet etmişlerdi. Resûlü Ekrem de:
- “Ayetin alt tarafını ‘Ancak iman edenler ve salih amel işleyenler…’ Okuyunuz.” buyurmuştur.
Şiirin hayra; fazilete, iyiliğe, hak ve adalete teşvik ve tergib eden faydalıları olduğu gibi; fuhşa, fezahata hizmet eden zararlıları da vardır. Birinciler, medhedilmiş; ikinciler ise zemmedilmiştir.
Rasûli Ekrem, kendileri de şiir kasdıyla değil, rastgele şiir söylemişlerdir. İmam Buhari’nin bu konuyla ilgili babında; Cündeb (r.a.) rivayetine göre: (ve bir rivayete göre Uhud Harbinde) Peygamberimizin ayağının parmağı cerihader (yaralandığında) olup da, ıstırap verdiğinde:
“Parmağım, ne sızlarsın, sen yalnız kanayan bir parmak değil misin?
Bu kazaya da boş değil, Allah yolunda uğradın” buyurmuştur. (Buhâri, Sahih, cilt. 8, s. 310.)
Peygamberimiz bir hadisi şerifinde buyurdu ki: “Sizden birinizin karnının içi, şiir dolmaktansa irin dolması daha hayırlıdır.”
Bu çok ağır olan zemmin; ahlaksızlığa, dalkavukluğa dair olan şiirin fena kısmına olduğu aşikârdır.
Übeydullah b. Muaz; Rasulüllah (sav)’tan şöyle rivayet etmiştir: “Hassan b. Sabit’e ‘Onları hicvet yahut Cibril beraberinde olduğun halde onlara muhacaat eyle.’ buyururken işittim.”
Mubah şiiri, mescidde okumak caizdir. İslam’ı ve Müslümanları medheden şiiri okumak müstehaptır. Yine kâfirleri hiciv ve tahkir eden şiiri okumak da müstehaptır. Bu türden şiirler okuyanlara dua etmek müstehaptır.
“Allah’tan başkasına (ibadet edenlere) sövmeyin ki, onlar da hiçbir bilgileri olmadığı halde (yerlerinden sıçrayarak) Allah’a sövmesinler...(Enbiya, 108.) Burada Müslümanların dillerini fuhşuyata alışmaktan korumak vardır. Mamafih zaruret varsa, hicve müsaade vardır.
Hz. Hassan b. Sabit; kendini kükremiş aslana, dilini de onun kuyruğuna benzetmiştir. Aslan kızdığı zaman kuyruğunu sağa sola çarpar. Buna işaretle de, o da dilini çıkararak iki tarafa hareket ettirmiştir.
Rasulüllah (sav): “Hassan, hem şifa verdi, hem şifa buldu” buyurmuştur.
Amrun Nakid şöyle demiştir: “Bir gün Rasûlüllah’ın terkine bindim. ‘Rasûlüllah: “Hatırında Ümeyye b. Ebi’s-Salt’ın şiirinden bir şey var mı?’ diye sordu.”
- “Evet dedim.”
- “Hih! Dedi.”
- Ben de kendisine bir beyit okudum.”
- “Hih! Buyurdu.”
- “Sonra kendisine bir beyit daha okudum. O yine:
- “Hih! Buyurdu.”
“Hih’ten kasıt: Ziyade et, daha anlat, devam et, oku demektir.
Bu hadis; içinde kötü sözler bulunmayan şiiri okumanın ve dinlemenin, caiz olduğuna delildir. Söyleyen Müslüman olmasa da…
Ebu Hüreyre’den (r.a.) rivayet olunmuştur ki: “Ben Rasûlüllah’ı (sav) şunu söylerken işittim.
“Gerçek bir şairin söyleyeceği söz; Lebid’in ‘Dikkat et ki, Allah’tan başka her şey batıldır’ sözüdür. buyururken işittim.”
Hz. Muhammed (sav) şöyle buyurmuştur: “Şair sınıfının en doğru söylediği söz, Lebid’in kelamıdır. Ümeyye İbn-i Ebi’s-Salt da, şiirlerinde Müslüman olmaya yaklaşmıştı.”
Hadiste geçen Lebid b. Rebia ile Ümeyye Cahiliye devri şairlerindendir. İmam Buhari bu hadisi burada cahiliye devrine ait haberler arasında tahriç etmiştir. Lebid Arabın büyük şairlerindendir. Lebid’in beyitlerinden birinde şu söz bulunur:
“İyi biliniz ki; Allah’tan başka her şey batıldır,
Her nimet de hiç şüphesiz ki zevale mahkûmdur.
Lebid’in bu şiirinin tamamı on beyittir. Lebid muhadramdandır. Yani hem cahiliye devrini, hem de İslam hayatını yaşamış uzun ömürlü bahtiyarlardandır. Hz. Osman’ın hilafeti zamanında Kûfe’de vefat etmiştir. Kur’ân’ın icaz belağatı karşısına çıkınca hayran kalarak, onu okuyup dinlemeyi şiir söylemeye tercih etmiştir. İslami hayatında ondan sonra hiç şiir söylememiştir.
Sahih hadis kitaplarında yer alan birçok hadisten de anlaşıldığı üzere, kötülüğü ifade etmeyen ve iyi maksatla kullanılan şiir, yukarda kötülenen şiirden istisna edilmiştir. Nitekim Ashabı Kiram arasında, Rasûl’i Ekrem’in takdirlerini kazanmış birçok şair bulunmaktaydı. Mesela Hz. Peygamberin Hassan b. Sabit’e: “Müşrikleri (şiirlerinle) hicvet, bil ki muhakkak Cebrail de seninle beraberdir.” buyurduğu rivayet olunmuştur.
Ülema: “Şiirin güzeli güzel; çirkini çirkin olan sözdür” diye açıklık getirmiştir. İmam Nevevi de bu sözü beğenmiş ve doğrusu da bu demiştir.”
En doğrusunu yüce Rabbimiz Allah bilir. Yüce Rabbimiz, bizlere iyiliği emreden, kötülüklerden uzaklaştıran şiirler yazmayı nasip etsin…
04. 01. 2010
Akdağmadeni
YORUMLAR
çok faydalı bir yazı okudum kaleminizden Rabbim razı olsun, geçmiş tüm her şeyi affetsin çok farklı şiirlerde yazdık,-------Birinciler, medhedilmiş; ikinciler de zemmedilmiştir.-----dilerim ki med edilenlerden oluruz,
İDRİS ÇETİN
ayrıca güzel yorumnuz için teşekkürler...
denizin dünyası
Yüce Rabbimiz, bizlere iyiliği emreden, kötülüklerden uzaklaştıran şiirler yazmayı nasip etsin…Elinize sağlık...
İDRİS ÇETİN
selam ve saygıalr...
ben burada dini dogmalarla şiirin alanının daraltılmasını görmediğimi söylemeliyim...
zaten din insanı özgür bırakmıştır
zorlamayla baskıyla gelen inancı yok saymıştır.
burada peygamberin söylediği/yada ayetlerin
"eğer ben müslümanım diyorsan ve O na/Onlara kavuşmek istiyorsan yolun budur" anlamıdır...
yoksa müslüman yada başka bir dinden olsa da kişi sanatını istediği kriterlere göre uygular geliştirir yada irdeler
ama sonucuna katlanmak zamanı şikayet etmek yok....
İDRİS ÇETİN
insanalr ahirette özgür iradesiyle yaptıkalrından sorumlu tutulacaktır.
size bir kardeş tavsiyem
kuranı kerimin mealini bir kez okur musunuz.
selam ve saygıalr...
Râzı.
tefsirler hadis külliyatları
-şu an da asrı saadette islam cilt 3 ü okuyorum-
yeterli mi sizce ?
İDRİS ÇETİN
selam ve saygılar...
yorumun için teşekkürler
ben burada bilgilendirme yaptım islam dinin şiire bakış açısı varolan gerçeği gizlesek ne kazanırız. herkesin görüşüne saygı duyuyorum. sanata veya sanatçıya karşı çıksam kendim yazı yazmam aksine şair ve yazarları takdir eden biriyim.
saygılar sunuyorum selamalr...
Öncelikle böylesi bir araştırmayı paylaştığınız için teşekkür ederim. Ama bir noktada karşı çıkacağım, sanatın uygulama sahası dini telkinlerin ifadesi olduğu gibi aynı zamanda din-dışı kavramların ifadesidir. Bu anlamda sanatın doğasının korkudan ziyade meraka dayanıyor olması ve sorgulamayı sevmesi - ki bu felsefeyle olan ilintisinden kaynaklanmaktadır- pek çok dini dogmayı zedelerek niteliktedir. Bunun yanında heykel veya resim sanatında oluşturulan bir nû ( Nû kelimesini bilerek kullanıyorum. Çünkü sanatta çıplaklık yoktur) temada bir insan "çıplak" bir kadın/erkek görürken özünde orada anlatılmaya çalışılan çok daha farklıdır. Çıplaklığın da bu eksende din tarafından nasıl yorumlandığı tarafınızdan da iyi bilinmektedir.
Şiir eksenine gelince, şiir temelde toplumsal olduğu denli bireysel de bir yapı arz eder. Şiir yazan kişinin görüşleri ekseninde yazması kadar doğal bir şey yoktur. "En'el Hâk" diyen Mansûr hangi toplumsal kaideye göre katledilmiştir. Ömer Hayyam nasıl bir baskı ortamından geçmiştir? Bu anlamda sanatların özgür olması gerektiğine inanıyorum. Bunda dini ve siyasi bir yaptırımdan ziyade insani töz aranmalıdır. Ve sanatın - özellikle son dönemlerde pek moda olan- dini algıyla daraltılmasına sonuna kadar karşıyım.
Saygılarımla...
İDRİS ÇETİN
ben burada bilgilendirme yaptım islam dinin şiire bakış açısı varolan gerçeği gizlesek ne kazanırız. herkesin görüşüne saygı duyuyorum. sanata veya sanatçıya karşı çıksam kendim yazı yazmam aksine şair ve yazarları takdir eden biriyim.
saygılar sunuyorum selamalr...
İDRİS ÇETİN
ben burada bilgilendirme yaptım islam dinin şiire bakış açısı varolan gerçeği gizlesek ne kazanırız. herkesin görüşüne saygı duyuyorum. sanata veya sanatçıya karşı çıksam kendim yazı yazmam aksine şair ve yazarları takdir eden biriyim.
saygılar sunuyorum selamalr...
İDRİS ÇETİN
ben burada bilgilendirme yaptım islam dinin şiire bakış açısı varolan gerçeği gizlesek ne kazanırız. herkesin görüşüne saygı duyuyorum. sanata veya sanatçıya karşı çıksam kendim yazı yazmam aksine şair ve yazarları takdir eden biriyim.
saygılar sunuyorum selamalr...
İDRİS ÇETİN
ben burada bilgilendirme yaptım islam dinin şiire bakış açısı varolan gerçeği gizlesek ne kazanırız. herkesin görüşüne saygı duyuyorum. sanata veya sanatçıya karşı çıksam kendim yazı yazmam aksine şair ve yazarları takdir eden biriyim.
saygılar sunuyorum selamalr...