- 3426 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kays ile Leyla
Bir bey oğlu olan Kays aynı obadan fakir birinin kızı olan güzel Lêyla’ya aşık olur oğlan Lêyla’yı o kadar çok sever ki, dünya işleriyle de uğraşırken çok sevdiği Lêyla’yı unutmak istemez ve onun aşkının beyninde hiçbir zaman unutmamak üzere pekişmesini ister ve devamlı onu düşünmek için onun aşkının beyninde perçinlenmesi için ıssız bir yer olan çöllere düşer.
Kays çöllerde artık dünya işlerinden uzak, uzaktan, uzaktan çok sevdiği güzel kız uğruna çöllerde ölebilecek kadar çok sevdiği hayalini kurduğu Lêyla aşkıyla yanıp dururken ve onun aşkını içinde pekiştirirken halk ona artık bu delirmiş bundan hayır gelmez demeye, ve ona obadaki herkes deli gözüyle bakmaya başlarlardır.
Kays’ın zengin babası aslında oğluna kendi gibi ünlü bir başka beyin kızını almak ister ama, oğlunun sıradan birinin kızı olan Lêyla uğruna deli olmasına da bir bey olarak herkesin onun oğluna deli demesine daha fazla dayanamaz ve sonunda gidip kızı oğluna istemeye karar verir. Hazırlıklar yapılır hediyeler develere yüklenir ve kızın evine gidilir.
Bey Allahın emri Peygamber’in kavli üzerine Lêyla’yı getirdiği hediyeleri de sunrak nihayet istemeye,istemeye de olsa babasından ister.
Lêyla’nın babasına söz gelince kız babası beylerine der ki beyim,sende bir deli var, ben de ise bir inci tanesi var söyle bakalım bana inciler deliye layık’ mıdır der.
Sonra Lêyla’nın babası beyden korkmadan konuşmaya devam eder ve şöyle der,kızını istemeye gelen beyine.
Beyim,beyim şayet senin oğlun çöllerden geri döner ve bizler gibi o da insan içine girer de akıllanıp normal bir insan gibi davranır ve işinde çalışmaya başlarsa, işte o zaman elbette ben de kızımı senin oğluna veririm, sonuçta sen bizim obamızın beyisin der.
Kaysın babası bunu duyunca oradan ayrılarak kalkar, ve derhal atlı bir kervan oluşturup başında da kendi olmak üzere çöllere giderek oğlunu Mekke ‘ye yakın bir yerdeki çöllerde saçı başı dağınık perişan bir halde gezerken bulur.
Eee bir bey olarak bunca yol kat edip oraya kadar gidip de artık oğlunu da bulmuşken oraya yakın olan mukaddes yer Kâbe’yi ziyaret etmemek hata olacağından yanına oğlunu da alır ve beraberce Kâbe’nin kapısına varırlar.
Kays Kâbe’nin kapısına gelince ellerini semaya açar ve dua etmeye başlar ve hemen oracıkta babasının ondan hiç beklemediği iki satırlık aşağıdaki bir şiirle başlayan mısra ile başlayan şiir orada semayı adeta orada inletircesine dökülüverir onun mübarek ağzından.
Ya Râb belâ-yı aşk ile kıl âşinâ beni,
Bir dem belâ-yı aşktan kılma cûdâ beni.
Diye başlayan çok hazin bir şiir söyler ki, şiirinde dua ederek aşkının daha da pekişip yücelmesini, Lêyla ile yollarının artık bir daha kavuşturmasını kendini pişiren bir saadete dönüşmesini ister.
Bu ne yüce bir aşktır ki, o en mutlu yer olan oradaki Kâbe’nin kapısında bile Kays Lêyla’ya olan aşkını şiirle dile getirirken onun uğrunda ölmeye hazır olduğu âşkından bahseder, aşk içinde yoğrulup olgunlaşmak ister.
Ve eve dönmez Mekke ye yerleşir kalır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.