- 1420 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
MUSKA (3. BÖLÜM)
üçünün de korkmuş halleri daha çok coşturuyordu beni.
_ Her tarafı siyah bu kez gelenin yüzü görünmüyor. Kısa boylu. Ama genelde yüzü kırmızı renk olan ve konuşurken ağzından ateş fışkıran, görüntüsü ilk baktığında dev gibi ama yaklaştıkça küçülüyor. Babamın boyunda falan kalıyor en son. İşte öyle bir şey her gün gelen.Her seferinde seni almaya geldik diyorlar ama ben itiraz ediyorum. Sizinle gelmem, gelemem annemin bana ihtiyacı var diyorum. En son dün akşam topluluk halinde geldiler ve tören düzenlediler. Yarın seni kesin almaya geleceğiz diye.
_ Nasıl tören yani
_ Bunların liderleriymiş o ağzından ateş çıkan. Onu ortaya aldılar. Etrafında da dokuz tane simsiyah görüntülü yaratıklar. İnsana benziyor görünüşleri fakat ayakları yok. Kulakları yok. Ağızları küçük görünüyor ama açınca kocaman oluyor. Gözleri de hepsinin kıpkırmızı.
Ortadaki bilmediğim bir dilden dualar okurken etrafındakiler de sürekli dönerek bir şeyler söylüyorlardı. Ama ben anlamadım. Dedim ya değişik bir dil. Sonra giderken ortada ki yarın hazırlan iki kişi göndereceğim seni alıp bana getirecekler dedi. Ben de şimdi korkuyorum ya gerçekten gelir de beni alırlarsa diye.
Kimseden ses çıkmıyor.
Ev sahibimizin kızı kısık bir sesle.
_ Peki şimdiye kadar nasıl kurtuldun.
_ Ben yalnızken geldikleri için onlar gelince son kez kardeşlerimi öpüp geliyorum diye onların yanına sığınıyordum. Serap daha yeni doğdu ya! Melek sayılır ; ondan korkuyorlar yaklaşamıyorlar.
Serap henüz yeni doğmuş iki aylık bebek. Onu da ortak ediyorum yalanıma.
_ Bazen Serap’ı alıyorum yanıma; bazen Aynur’u. Onların sayesinde kurtuluyorum. Bak siz henüz çocuksunuz size anlattığıma belki bir şey demezler ama büyüklere sakın söylemeyin beni öldürürler.
Çocuksunuz dediğim benden iki yaş küçük kardeşim. On beş yaşında ev sahibimizin kızı ve arkadaşı.
Kimseden çıt çıkmıyor
_ Tamam kimseye söylemeyiz.
Kardeşim yutkunarak söylüyor bunları.
Şimdi büyüklere anlatmayın sakın demesem anlatacaklar. Anneleri ve annem de; sen niye korkutuyorsun bunları diye kızacaklar bana. Al o zaman başına belayı.
Hepsi acele kalktılar evlerine. Kardeşimde onlarla birlikte. Ben bahçede yalnız kalmıştım. Halbuki daha ne çok şey anlatacaktım. Onlarda dinlemeden kaçtılar. Hayret bir şey!
Ben bisküvi keyfi yaparken …… abla da annesine duyduklarını nasıl anlatacağını düşünüp durmuş yazık! İki gözü iki çeşme anlatmış “ne olur anne akşam olmadan bir şeyler yapın. Yoksa bu akşam cinler Nurcan’ı götürecekmiş.”
Bende eve girmek için kalkmak üzereyken ev sahibimiz ve ablası geldiler koşarak yanıma. Soluk soluğaydı her ikisi de.
_ Çabuk giyin de gel kızım bir yere gidiyoruz.
_ Nereye?
_ Yolda anlatırım.
_ Tamam ama annem evde yok merak eder beni. O gelsin gideriz.
_ Kızım oyalanma. Bak …. ablan anlattı bana her şeyi. Kalaba’da …… camisinde derin bir hoca var, o sana yardım eder. Oraya gidiyoruz.
Eyvah! Yandım şimdi. Hoca foyamı meydana çıkaracak. Bir an evvel kurtulmanın yolunu bulmalıyım.
Halbuki o kadar tembihlemiştim kimseye anlatmayın diye. Ben bu işin içinden nasıl çıkacağım.
Beni ikna etmeye çalıştılar epey bir süre.
_ Bak kızım; bu gideceğimiz hoca çok derin diyorlar. İyileştiremediği hasta, çözemediği büyü yokmuş.
_ Ama ….. teyze; şimdi gidersem ben, ya kardeşlerime dadanırlarsa. Ben baş ederim onlarla. Bana bir şey yapamazlar.
_ Olur mu hiç öyle şey. Çabuk giyin gel. Seni kurtaracağız.
Yaa işte sen kandırmaya kalkar mısın arkadaşlarını. Al sana asıl ceza.
O arada işten aradıkları oğlu da geldi acele taksisiyle. Nasıl izin alıp gelebilmişti iki dakika içinde hayret!
Kızına ve kardeşime tembihlemişler; sakın annen ve baban sorursa …. teyze rahatsızlandı hastaneye gitti deyin. Hiç değilse annenler üzülüp telaşlanmasın.
Biz taksinin içinde dört kişi acele Kalabaya doğru yola çıktık. Yol boyunca içimden bu beladan nasıl kurtulurum diye planlar yapıyorum ama boş. Artık kurtuluş yok gidiyoruz. Dualar ediyorum Allah’ım affet beni bir yalan uydurayım dedim başıma neler geldi diye.
Sıkıntıdan durmadan yakamı çekiştiriyorum. Onlar da cinler de benimle beraber geliyor sanıp daha bir telaşlanıyorlar.
İşte nihayet …… Camisi göründü.
( Olayda adı geçen diğer kişilerin ismini kendi izinleri olmadığı ve caminin ismini de orada şu anda çalışanları ve o camiye gidenleri rencide etmemek için bilerek nokta geçtim)
YORUMLAR
Türkan Hanımefendi muska kunusunda hassastır. Gerçi siz de teşvik mahiyetinde yazmıyorsunuz. Şu sıralar çok benzer konuları işliyorsunuz. Pişti oldunuz.
Finalde bir süpriz gelir diye düşünüyorum. Gerçi gündelik hayatta çok çok nadirdir süprizler.
İzlemedeyiz.
Saygılar ve selamlar.
Serap Baycan
İlham perim Türkan ablam zaten.
Korkmasaydı Nurcan. Çünkü o hocalar ın hiç bir şey bilidğ i yok sevgili Serap. Harikasın canım. Bu kadar güzel ve bu kadar akıcı anlatınca yaşanan olayı insan bir anda içinde buluyor kendini.
Bekliyorum Nurcan'ın başına neler gelecek devamında . Haydi hayırlısı. Öpüyorum yüreğinden.