- 2035 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
İNSAN CANI BU KADAR MI UCUZ?
İNSAN CANI BU KADAR MI UCUZ?
Annem şeker hastasıydı,şeker komasına girmişti.İzmir tepecik hastahanesinde yatıyordu,yanında refakatcı olarak kalıyordum.Sanki ikinci Dünya savaşından çıkmış gibi
sekiz hasta aynı odada kalıyor,pislik içinde yerlere dökülmüş idrar dolu pet şişeleri vardı.
Şeker hastaları böbrek hastaları ve aynı hastalıkta olmayan hastalar aynı odada kalıyor.
Hastalara bakım yok,hasta yakınları aletlerini kendiler temin ediyor ve hastasının kan şekerini ölçüyor.Benden önce ablam refakatçi idi,sabahları doktorlar gelince hastalar hariç
refakatçılar dışarı çıkarılıyor,benim annem felçli ve komada şuuru kapalı ablamı doktorlar gelince çıkıyor,daha doğrusu çıkartılıyor, annemin şuuru kapalı doktorların yanında yere
düşüyor,hertarafı morarıyor.Anneme bir şey olsaydı ölüm sebebi ne göstereceklerdi?Acaba rapora ne yazacaklardı?Artık annemin yanında kalmaya ben başladım. Annemin
yatağının yanında üç tane yan yana yatan göçmen bayan hasta yatıyordu,yanlarında da ikişer ve üçer refakatcı kalıyor.bunlar her öğün yemeklerini yiyip gece evlerine gidiyor
sabah geliyorlar.kendi aralarında sohbete başladılar.Alevi mesebini aşağıladlar hakaret ettiler,içlerinde yaşlı bir hasta teyze torununu alevi genç istemiş vermemişler.Allah korusun Allah yazdıysa bozsunağıza alınmayacak sözler söylediler.Bende dinliyorum.
Yaşlı teyze bana dönerek kızım sen alevi değilsin değilsin kızım dedi,başka hasta bayan
benden için aleviye benzemiyor dedi.Annesinin yüzü nurlu dedi,bende teyzem dedim
insanları yargılamak bizlere düşmez bak burada ölümle pençeleşiyorsunuz Allhım karar versin iyiyi kötüyü dedim.kızım sen bilmezsin onlar şöyle onlar böyle devam ettiler.
Sabah doktorlar geldi.herkesi dışarı çıkardılar,ben direndim çıkmadım,annemin önceki gün düştüğünü hemde doktorların gözünün önünde olayın olduğunu söyledim,annemi iyileşmesi için getirdiğimizi ölmesi için değil dedim,çıkmayacağımı ve hastamıda bugün
hastahaneden çıkaracağımı evde çok iyi bakacağımızı söyledim.Bir takım kağıtlar getirdiler imzala dediler,kağıtta bu hastadan mesul değiliz gibi yazılar yazılı idi imzalamadım.
Aynı gün bir hasta getirdiler,annemin yanındaki yatağa yatırdılar,daha öncade yatmış
bu hastahanede tekrar gelmiş,ama Türkçe bilmiyor.Göçmen bayanlar bu yaşlı hasta teyzeye saldırdılar,bana neden oraya bıraktın yanınıza almayın,ölsün o....?dediler,
ermeni dölü vs.bunların canını alsak of demeyiz canavar bunlar katiller bunlar gebersin
dediler. bende yeter dedim yazık !hasta Allahtan korkmuyormusunuz ?zaten kendini ifade edemiyor dilinden anlamıyoruz dedim.İşaretlerle benden yastık istedi buldum verdim,
bu sefer bana saldırdılar,sende kürtsün iyi anlasıyorsun dediler.Ben insanım sadece hasta birine yardımcı olmaya çalışıyorum dedim,ona bakın birde size bakın o canının derdine düşmüş sizse ayıp ettiniz,saldırdınız ve size cevap bile veremiyor dedim.biz çıkacaz diye
annemin yiyecek ve içeceklerini verdim yarı Türkçe yarı Kürtçe allah razı olsun dedi ve dualar etti. Göçmen hastalar hayret ediyor bu yaşlı hasta teyzemiz çok hasta olduğu halde namazını kaçırmıyor sürekli dualar ediyor,bunlar aaa Müslümanmış ağzından dualar düşmüyor ve artık konuşmadılar.Bu teyzeden ilik alınacak bir bay ve bir bayan doktor geldi
teyzeye yüz üstü yat diyorlar o anlamıyor beraber çevirdik teyzeyi ,kimsesi yok oğlu yatırıp gitmiş iş dönüşü uğrayacakmış,teyzenin belinden ilik almaya başladılar tibişöne benzer ondan büyük bir aletle belinin ortasına olanca gücü ile burarak sağa sola çevirerek delik açıp içinen ilik aldılar şırınga ile camlara ilikleri koydular bayan doktor dışarı çıktı birşey getirmeye pencere camları açıktı,kapıda açılınca ceyran yaptı ve masadaki ilik aldıkları camlar düştü.tekrar aynı işkence yine aynı işlemler yapılarak ilik alındı ,teyze feryat ediyor.
Hudey Hudey diye ağzından kelimeler çıkıyor.Camlarıda kendiler açtı içerisi kokuyor diye,
bu ?bu insanlığa yakışırmı?İlik bu ortamda alınırmı?Bu hasta teyze mikrop almıştır.Şeker hastaları hasas hastalardır ve idrarlı ortamda ilik alınıyor.Annem evde iyileşti çok şükür oradan eve koma şeklinde alıp götürdük,kafamda bir soru işareti kaldı hala merak ediyorum o teyze yaşıyormu?Çünkü biz hastahanedeyken hergün bir iki hasta ölüyordu.
annemi çıkardım hastahaneden bakımla ayağa kalktı,ya hastahanenin dışındakiler hasta
ile uzaktan gelen yakınları karton üzerinde yatıyorlar.GÜYA Türkiyenin en gözde organ nakli yapılan İzmir tepecik hastahanesi(eski S.S.K) İnsanlık bu kadar ucuzmu?
Not: Annemin dört yıl önce hastalığı nedeniyle tepecik hastahanesindeki gözlemlerimi kaleme aldım.Saygılar.
TÜLAY&POLAT
YORUMLAR
İzmir Tepecik Hastanesi'nde 24 saatte 13 bebek birden can verdi
Yine hastane mikrobu şüphesi
Ankara'da bir hastanedeki bebek ölümleri skandalının ardından şimdi de İzmir'de aynı acı. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin Yenidoğan Servisi'nde cumartesi gecesi başlayan bebek ölümleri 24 saatte 13'e ulaştı.
SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Bebeklerden 10'unun bir kilogramın altında olduğu öğrenildi. Ölümlerde hastane mikrobu kuşkusu gündeme gelirken İl Sağlık Müdürlüğü ve Cumhuriyet Savcılığı konuyla ilgili soruşturma başlattı. Bebeklerin kesin ölüm nedeni yarın açıklanacak.
NORMALDE AYDA 16 ÖLÜM
Başhekim Prof. Yiğitbaşı "Enfeksiyon şüphesi var" diyerek şunları söyledi: "Servis yeni. İçeride 45 bebek bulunuyor. Bunlardan 30'u prematüre bebek. Normal koşullarda ayda 15- 16 bebeği kaybediyoruz."
YENİDOĞAN YENİLENDİ
Yenidoğan Servisi geçtiğimiz aylarda yenilenen hastanenin başhekimi Yiğitbaşı "İzolasyon odalarının konforu çok iyi" dedi. Ancak bebekleri hastanede olan aileler endişeli...
SABAH gazetesi bu haberi manşet yaptı:
Hastanenin Yenidoğan Ünitesi'nde önceki akşam 5 bebek öldü. Dün sabah rakam 13'e çıktı. Ölümlere hastane enfeksiyonunun neden olduğu sanılıyor. Kesin neden bebeklerden alınan numunelerin incelenmesi sonrasında yarın belirlenecek. İzmir İl Sağlık Müdürlüğü ve hastane yönetimi ayrı ayrı soruşturma başlattı.
SAVCILIK ARAŞTIRIYOR
Başhekim Prof. Dr. Gazi Yiğitbaşı, servisin toplam 45 bebek kapasiteli olduğunu belirterek, "Ölümlerin ardında enfeksiyon şüphesi var. Normal koşullarda 3 günlük bir periyotta 5- 6 bebeği kaybedebiliyoruz. Aylıkta bu sayı 15- 16'yı, en fazla 20'yi geçmez" dedi. Yiğitbaşı, ölen bebeklerin bazılarının cenazesinin ailelere verildiğini söyledi. Olayla ilgili incelemeyi sürdüren Cumhuriyet Savcısı Ertuğrul Hastaoğlu ise "Olayda ihmal olup olmadığını araştırıyoruz" dedi. öte yandan Sağlık Bakanlığı tarafından bir müfettiş ve bilimsel inceleme heyeti oluşturulduğu, ekibin çalışmalarına bugün başlayacağı vurgulandı.
Sevgili şairim, Ben tam beş buçuk ay hastanede yattım hiç yerimden kalkmadan. Kadın doğum odasında. Özel oda olmadığı için altı jişilik odada kaldım iki ay. Sonra özel odaya aldılar durumum hassaslaştığı için. O iki ay içinde, inanın hiç abartmıyorum öyle iyi bir dönem geçirdim ki, her gün odamız temizleniyor, hastaların rfakatçıları elelrinde bezlerle, hastabakıcıların temizlediği yerleri tekrar dezenfekte ediyorlar. kimin yardıma ihtiyacı varsa o ona yardım ediyor. Hemişreler öyle iyilerr ki, geceleri onların biraz daha rahat olması için, ses çıkartmıyor, refaketçı kalanlar, diğerlerne yardım ediyordu.
Ben o odadan ayrıldım tek başıma bir odaya geçtim. Ama odamın kapısı hep açıktı. Günde en az yirmi otur kişi ziyareteime geliyor, hiç yalnız bırakmıyorlardı.
Beş buçuk ak, ne doktorlar, ne hemşireler, ne hastabakıcılar bana tek bir kelime söylemediler ama bazen hasta yakınlarının hemşirelere davranışlarına çok fazla canım sıkılır ve üzülürdüm.
Hala o hemşireler ile çok yakınım ve hayatımı doktorum ve hemşirlere boşrçluyum. Umarım tüm hastalar benim kadar şanslı olurlar ve onlara gereken en büyük itimama ve sevgi gösterilir. Çünkü biz insannız ve insanca muamele görmeyi hak ediyoruz.
Yazınız içimi yaraladı böyle hastanelerin ve insnaların var olduğunu bilmek ve bir şey yapamamak gerçek anlamda çok acı veriyor.
Teşekkür ederim bu özel paylaşımınız için. Sevgiler yüreğinize
Tülay Aslan
Sevgili Tülay hanım
öncelikle böylesi bir yazınızı paylaşıma sunduğunuz için teşekkür ederim.
Dün akşam bu yazınızı okumuş fakat Yorum yazmaya gelince sanki kanım donmuştu ne yazacağımı , ne diyeceğimi bilemedim.
bu sabah ilk iş olarak tekrar sayfanıza girerek bir kez daha okudum.
bu yazıda sizi biraz daha tanımış olduk, o güzel, altın yüreğinizi gördük
sadece hastalara değil, her cana değer verdiğiniz burada açıkca görülüyor.
sizi ne kadar tebrik etsek yinede azdır.
Malesef sizin gibi degerli insanlar artık bir elin parmakları kadar az.
izmir'den sevgi ve saygılarımla.
Tülay Aslan
DEĞERLİ DOSTUM, BENDE SİZİ RADYODA TANIDIM. SÜREKLİ ALLAHIMIN SELAMINI BENDEN ESİRGEMEDİNİZ VE SİZİ YOLDAS KARDEŞİMİN AĞZINDAN TANIDIM. BU DA BU DEĞERLİ YÜREĞİ TANIMAMA YETİ İYİKİ VARSINIZ.GÜZEL YORUMUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER.SELAM VE SAYGILAR.
Bu yazı bir örnek anlatılanlar maalesef yaşanıyor hastanın kaderi toplumsal bir aci umudumuz gittikçe daha güzel umutlarda yeşersin güzel bir çalışmaydı kutluyorum selamladım,
Tülay Aslan
Tülay Aslan
Tülay Aslan
cok ic acitan bir yazi bu.
yazik ne insanlar var
iyiki siz annenizi yalniz birakmamissiniz.
kürt türk alevi falan ne fark eder
can can degil mi
ve anlatiginiz o hijyensiz ortamda mikrop kapmak mesele bile degil.
can bukadar mi ucuz gercekten.
Allah kimseyi hastanelere düsürmesin.
yüreginize saglik.
saygilarimla
Tülay Aslan
Yazıda noktalama hataları çok.
Yeniden düzenlense iyi olur.
Biraz da abartılı sanki.
Yine de tplumsal bir yaraya dikkat çektiği için başarılı ve övgüye değer.
Daha iyisine doğru.
Sevgi ve selamlar.
Tülay Aslan
not : bu hastahane için çok şeyler yazıldı.