- 678 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
OKULLARA TUVALET
Utanmaya başladım artık, sürekli eleştirel yazılar yazmaktan !
Ben de hoşlanıyorum aslında iyilikten, güzellikten, aşk ve sevgiden söz etmekten !
Özellikle bu gün sırf bu duygularımdan söz edeceğim bir yazı yazmayı düşünüyordum. Fakat yine olmadı. Yine gözüm öylesine bir iki olaya takıldı ki, kendimi kandırmam, duygularımı gizlemem mümkün değil.
İki olay var aslında : Birincisi ; mecliste ’ Anadolu İslâm Cumhuriyeti Anayasası ’ adlı bir CD’nin , vekillere dağıtılmış olması. Meclisimiz ne kadar da demokratikleşmiş değil mi ! Duyulduğunda ise, bizzat meclis başkanı tarafından, kimsenin olmadığı odalara girilip, bu CD’lerin toplanmış olması, demokrasinin ikinci safhasını oluşturuyor.
Bu , aslında çok ciddî ve irdelenmesi gereken olayı, ben yarına bırakıyorum.
İkinci olay ; Hakkâri’de 68 okulun tuvaletinin yok ya da kullanılamaz durumda olduğu rapor edilip, karşılığında yapılması için gereken ödeneğin tahsis edilmiş olması.
Şimdi bu olayın tesbit edilip, gerekli ödeneğin çıkarılmasına sevinmemiz mi yoksa üzülmemiz mi gerekiyor ? Dışarıdan bakarsak, sevinmemiz gerekebilir. Birileri çıkıp ’ Size de ne yapsak yaranılmıyor ’ diyebilir.
Arkadaşlar, bu ülkenin bir çok okulunun, içler acısı halinde olduğunu, biz açılım sayesinde mi öğreniyoruz ? Okullara tuvalet yapılması için, PKK açılımı mı gerekiyor ?
Kaç ay oldu seçimler yapılalı ? Bu ülkede seçim öncesi aynı bölgelere beyaz eşyalar, mobilyalar dağıtılmadı mı ? İstanbul’un gecekondu semtlerindeki bir çok eve tuvalet bile yapılmadı mı ? Hiç değilse o zaman görseydiniz de yapsaydınız ya bu okul tuvaletlerini !
Öncelik verilecek amaç çok önemlidir, yapılacak işlerde. Amaç, görevini doğru yapmak olsaydı, halka hizmet olsaydı eğer, elbette ki öyle yapılırdı. Fakat hesapların oy üzerine yapıldığı ülkemde durum başka türlü oluyor işte.
Yine bir iki gün içinde Kocaeli’de ilkokul öğrencilerine bilgisayar dağıtıldığını da duyduk. Ne dersiniz, sevinmemiz mi gerekiyor ? Bir tarafta sı...cak tuvaletleri olmnayan çocuklar, diğer tarafta Başbakan’la çetleşen çocuklar ! Hangisi bizim bu çocukların, bir kısmı mı ?
Evet evet , bize yaranamazsınız. Çünkü bizler bölücülüğe, ayrımcılığa, oy avcılığına ve hizmet adına yandaş tüccarların elindeki malların elden çıkartılmasına karşıyız.
Gerçekte hangimiz istemez ; ülkede yoksul insanın kalmamasını ? Hangimiz istemez, çocuklarımızı tümünün en gelişmiş elektronik araçların sahibi olmalarını ? Suyu olmayan ailelere çamaşır- bulaşık makinası ,elektriği olmayanlara buzdolabı verilmesi hizmet mi oluyor, kandırmaca-oy avcılığı-yandaş tüccarı köşeyi döndürme amacı mı ?
Ülkeyi yönettikleri iddiasıyla bizi kandırdıklarını sanan, ey cahiller ! Bakın size halktan biraz akıl transfer edlim.
Bu halkın içinde, aynı yetkiye sahip olunduğunda şunları yapmayı düşünen binlerce insan var : Suyu olmayan bölgelere gidilir. Orada dağıtılacak beyaz eşyanın değeri kadar paralar, o bölgenin insanına işçilik parası olarak verilir. Mümkün olduğunca fazla insan gücü kullanılarak, hem o bölgenin insanları dilenci durumuna düşürülmeyip, alınlarının teriyle kazandıkları ekmekleri evlerine götürürler, hem de bölge suya kavuşturulmuş olur. Okullar için de aynı yöntem uygulanır. Ayrılan ödenekler, o bölgelerin insanlarına emekleri karşılığında ödenir. Elektrik, telefon, yol vb. tüm hizmetler için de aynı.
Bunları yapın da oy alın ; helâl olsun !
YORUMLAR
Okula tuvalet yaptırmak meclisin görevi değildir. İlçe milli eğitim müdürlüklerinin görevidir. Hatta hayırsever vatandaşlar da yaptırabilir. Çok yük olmasa gerek. Doğudaki okullar geri kalmış diyorlar. Geri kalmışlar yanlızca mezralardaki okullardır. Zaten oralarda da neyin nasıl öğretildiği de muammadır. Merkezlerde bile öğrenciler öğretmenleri tehtit etmekte, tarih Türkçe gibi dersler boykot edilmekte, öğretmenler can korkusundan kimseyi devamsızlıktan ya da düşük nottan sınıfta bırakamamaktadır. Orda pek az insan kendilerinden olmayanı kardeş olarak görmektedir. Onlarda genel olarak din kardeşliğini benimseyen, dinimizde ırkçılığa yer olmadığını savunan kesimdir. Yani hayal kurmayalım, yetişen Kürt nesli Türklere potansiyel katil gözüyle bakmaktadır.Artık bunun eğitimle düzeleceğine inanıyorum, çünkü bir çocuk yedi yaşına kadar baba evinde dolduruluyor. Okulla ev tezat oluşturuyor. Pek çoğu nüfus kağıdındaki ismi bile kullanmıyor. Bu çocuklardan nasıl sağlıklı bir nesil bekleyebiliriz ki...Bu ayrım kalkar mı bilmem, ama görünen o ki, zor hem de çok zor...Diyeceğim o ki, Doğu Bölgelerindeki her türlü geriliğin müsebbibi yine kendileridir. Karadenizde de aynı koşullar var, ama insanlar okuluna öğretmenine sahip çıkıyor.
(Bu arada içinde insan sevgisi, vatan sevgisi bayrak sevgisi olan Kürt asıllı vatandaşlarımızı tenzih ediyorum.Ama ne yazık ki, istisnalar kaideleri bozmuyor.)
Çok nahoş bir görüntü. Ama bir tuvaleti okul müdürü bilr yaptırabilir. Köylü bile yapar üç beş tuvalet. Burada yönetim kusuru var.
Okul müdürü
İlçe milli eğitim müdürü
İl milli eğitim müdürü
MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ
Belediyeler
Kaymakamlık
Sağlık müdürlükleri
Valilik
Ne iş yaparlar?
Aslında hepsinin görevi.
Sizi duyarlı yazınızdan dolayı kutlarım.
Saygılar ve selamlar.
ülkemizin temel sorunlarından biri, malum, eğitimin ilkokuldan başlayarak üniversitelere kadar doğrudan oy kaynağı olmadığı için gerş plana itilmesi. şöyle bir çözüm öneriyorum: ilkokullardan başlayarak tüm öğrencilere de oy kullanma hakkı verilsin, o zaman dikkat çeker cümle okullar ve öğrenciler... :) :D