- 497 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YENİ YILI 3 SAAT GEÇE
YENİ YILI 3 SAAT GEÇE
Nasıl bir hayat ister siniz? Bulutların üzerinde, ferah mutlu veya her kesten ve her şeyden uzak bir kulubede sessiz sakin bir hayat mı? Yada mücadelelerle dolu, akın karayla üstünlük savaşı verdiği sonucunda ise kazananın-kaybedenin, üzülenin-sevinenin olduğu çetrefilli bir hayat mı? Karmakarışık, adını bile koyamadığım mavi gibi görünen ama aslında tamamen siyah bir dünya. Acısıyla tatlısıyla, sevinciyle kederiyle, en önemlisi aşkıyla ihtirasıyla küçük ama bir okadar da büyük…İşte bu soruları sorarken ve alacağım cevabın ne olduğunu daha henüz öğrenememişken kendimi NASIL BİR HAYAT İSTERİM in içinde buldum.
O günden sonra bu kısacık fakat içinde koskocaman çelişkilerin bulunduğu hikayem başlamış oldu.Evet nasıl bir hayat istiyorum? Ne zor değil mi kendi sorduğu soruda insanın kedisinin soru olması.
Yağmur yağdığı an her bir damla inatla yere düşerken sizin hiç üzerinize bir damlanın bile isabet etmediği oldu mu? Ne garip değil mi?
Çocukken de hep pencereden izlerdim yağmurun yağışını. Her bir damla yere düşerken gülümserdi yüzüme. Bir çok kez dokunmak istedim ama olmadı. Her defasında bir şeyler beni bundan mahrum etti. Odama çekilip ağladığım zamanlar da oldu. Bu sefer de hayal etmeye başladım. Küçük hayaller işte küçük, şirin ve masum. Gerçekleştirmek için söz verirdim kendime. Gözlerimde verdiğim sözlerden geriye bir ışıltı kalırdı. Bu sefer de aynanın karşısına geçer ve bu ışıltıda mutluluğu arardım. Tekrar pencereye koşar, pencereye yapışan birkaç damlaya minicik ellerimle dokunmaya çalışırdım. Göz kırparlardı bana. Mutlu olurdum işte.
Çocukluğumu artık on beş yıl geride bıraktım. Yedi yıl önce ilk kez ıslandım. Ama şimdi tekrar aynı yağmurda ıslanmanın hasreti sardı bütün bedenimi. Bu mutluluğu bir kez defa belki de son kez yaşamak istedim. Yağmur yağarken dışarıya çıkıp haykıra haykıra, oradan oraya deli gibi koşarak ıslanmak beni çok mutlu edecekti. O gün son bir kez ıslanmak umuduyla uyandım. Sadece bir damla… O gün, ondan sonraki gün ve diğer günlerde bir tek damla bile isabet etmedi. Oysa gülümsüyordu her bir damla. Gel diyordu. Peki neden ıslanamıyordum? Cevabını bulamadığım sorularla meşgul olduktan sonra tesadüfen bir gün kulağımda bir fısıltı duydum. Yanlış zaman yanlış yer yanlış koşullar ve yanlışla başlayan bir çok cümle…
Yine sonbahar. Ve yine kapkaranlık bir hazan. Kuru yapraklar dallardan birer birer dökülürken yüreğimde sancı bırakan “bir çift göz”. Biliyorum bugün de yağmur yağacak. Rüzgarla karışık ve sere serpe. İlk önce rüzgarla tüylerim diken diken olacak. Yağmur damlaları ise sadece gözlerimden yaş olarak akacak. Sımsıcak, damla damla. VE BİLİYORUM BUGÜN DE YAĞMUR BENİ ISLATMAYACAK.
Mikail Durhat
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.