- 2800 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
UYKU
Gördüğüm rüyalar, uykumun sarsılmaz armağanıdır bana. Rüyaların biri, bin kanıt olarak çıkar karşıma. Rüyalarım kaçtığım hakikatlerle yüz yüze bırakır beni. Dersler almam için fırsatlar çıkarır karşıma. Aklını kullan ve hakikatlere ulaş diye. Uykuda kendimi bazen derin düşüncelerin ortasında bulurum, o zaman kendimi tanır ve tarif ederim. Dertlerim, sıkıntılarım olduğunda ceset olarak bir yerim acımasa da; ruhumun verdiği sıkıntı ve acı bana, beni tanıtır ve işte sen busun der…
Bugün uykumu iyi aldım mı diye düşünüyorum kendi kendime. Uykunun ince bir ruh halinde, yarım ölüm olduğunu da hissediyorum. Ben, uyuyunca kendimi hissedemem. Sanki iki dünyada yaşayan iki beni görürüm. Biri işe yaramaz cesedim; diğeri ise beni gezdiren, konuşturan, korkutan, ağlatan, sevindiren ben. Ben işte oyum…
Neden uyuyoruz hiç düşündünüz mü? Uykuya beden ve ruh yorgunluklarının sebep olduğunu düşünüyorum. Sabahları uyanırım, yeni doğmuş bir çocuk gibi dinç, kedersiz ve bütün sorunlardan uzak olarak. Güneş gibi her sabah yeniden doğarım. Akşama ihtiyarlayarak ömrünü tamamlamış bir sonbahar yaprağı gibi yatağıma yığılırım.
Uyku, size günah işletmez. Sizi adeta nötr durumda bırakır. Şerli insanlar hep uyusa derim, ama diyemiyorum. Onların uyku hali benim de uyku halim olur. Onlar uykusuzluk peşinde koşarak, ne kadar insanın canını yakarım diye düşünüp durur. Bense ne kadar insan kurtarabilirim diye durmadan sonsuzluğa koşarım.
Uyku; benim de dostum, en sevmediğim düşmanımın da dostudur. Bu, bizi yaratanın bütün yaratıklarına, rahman sıfatının bir tecellisidir. Hayvanlar da uyur, hayvan gibi yaşayabilmek için. Bırakın hayvanları kendi dünyalarına. Onların penceresindeki hayal dünyası çok farklıdır. Ancak her cinsi kendi cinsi daha iyi anlar. Hayvanları anlamanız için, hayvan olmanız gerekmez. Onların dünyalarına bir yudum sevgiyle uğrayın, bu sevgi onlara yeter de artar bile. Düşünüyorum da belki de insan, insan olduğunu anlamayan tek yaratıktır…
Uyku diyorum; uyumak istiyorum, hafifçe yağan yağmurun, esen rüzgârın altında. Ve beni bütün yorgunlukların sardığı anda. İyice uyumak istiyorum, karanlıklardan, zulümlerden uzaklaşmış olarak. Kendi hayal dünyama dalmak istiyorum. Çok uykum geldi, lütfen beni kaldırmayın buradan, sizlere yalvarıyorum. Üzerime hafifçe bir örtü örtün yeter. Yatak, yorgan istemiyorum. Benim en tatlı uykularımı, kaçıran onlar değil mi? Olduğum yere kil gibi yığılmak istiyorum, zaman çok olmasa da…
Uyumak istiyorum. Şu anda kendi hayal dünyama dalmak istiyorum. Sessiz olun! Susun diyorum… Susuuun… Susuuu… Susuu… Susu… Sus… Ss…
14. 12. 1997
İstanbul