- 1023 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GÜLDÜNYA'LAR BERİVAN'LAR ZİLAN'LAR
Onlar,doğduklarında kız oldukları anlaşılınca, kaynanaların yüzlerini buruşturduğu,anaların
utançla kıvrandığı,babaların dalga geçilmesin diye kahveye gidemediği çocuklardır.Daha minicikken sırtlanmışlardır evin pek çok yükünü.Artık küçük annelerdir onlar. Anaları, analıkları” oğlan bulacağız”diye ardı ardına doğururken,onlar bebelere analık eder,doyurur, temizler, sırtlarında gezdirir,uyutur,onlar uyurken hayvanları güder,evi temizler…bir yandan da okula gitme,meslek sahibi olma,ailelerini bu sefaletten kurtarma düşlerini kurarlar.
Bütün bu eziyete,itilip kakılmaya,yorulmaya karşın yine de kısa sürede büyüyüp
serpilirler,gözleri birer mücevher gibi rengarenk parıldar.Onlar zamanı gelince okula gitmek, okumak, yazmak,insandan sayılmak isterler.Ama yine de çoğu cahilliğe ve 10-12 yaşlarında birkaç milyar başlık parasıyla evlendirilmeye,çocuk anneler olmaya yazgılıdırlar.
Onlar,daha mayıs sonunda yada haziran başında, kamyonlara doldurulup,pamuğa,fındığa tütüne götürülür…bütün bir yazı,40-50 derece sıcakta,iki büklüm tarlada geçirirler.
Onlar,pamukta,fındıkta,tütünde çalışırken de büyürler, hafiften göğüsleri belirir ve döndüklerinde okul çocuğu olma şanslarını yitiri verirler.Ve daha on dördüne girmeden iki karılı bir adamın üçüncü karısı olmak için gelin giderler karşı köye sesizce!