- 1081 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Edebi Propoganda!!!
Ahlaki değerleri ön planda tutan yazılarımı propaganda nitelikli bulup tenkit eden bir dosta yazılmış bir mektuptur.
Dostların dikkatine sunar, değerlendirmelerini beklerim.
Değerli dostum.
Yazımdan da anlaşılacağı gibi, edebiyatı hamasi kahramanlık, ütopik mecazi aşk, natürel tasvir şiirleri ve kişisel hayat hikayeleri ile sınırlamak edebiyatı katletmekten başka bir şey değildir.
Edebiyat hayata yön veren insan eğitim ilminin adı olsa gerek, sanıyorum bunu benden daha iyi bilirsiniz.
Ben edebiyatı bilim dalları içinde TOPLUM MÜHENDİSİLİĞİ olarak görüyor ve edipleri de toplum mühendisi olarak değerlendiriyorum.
Şair; (M.E.Yurdakul)
“Bırak beni haykırayım, Susarsam sen matem et.
Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet,
Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir.” der.
Değerli dostum!
Ben sanatın sanat için değil, sanatın toplum için icra edilmesi düşüncesinden yana olup; edebiyatı zaman öldürmek, gönül eğlendirmek, basit ve mecazi aşklar ile ağlamak, toplumun genel ahlakının bozulmasında kullanılan mızır bir alet değil de, toplumu Ahlak, Adalet, Barış, Sevgi ve saygı değerlerinin yaygınlaştırılarak insanlık ailesine, değerleri olan gerçek manada insan yetiştiren bir kurum olarak görüyorum ve görmek istiyorum.
Herkesin seçme, tercih ve beğeni özgürlüğü var.
Gözümüze takılan her şeyi görmek, kulağımıza gelen her sesi duymak zorunda olmadığımız gibi, yazılmış olan her yazıyı da bizzat bize yazılmış olmadığını var sayarak okumak zorunda değiliz.
Sonra herkese açık olan yerlerde sınırları zorlamadan, kimseye hakaret etmeden inandıklarımızı saygı sınırları içinde söylemek veya yazmak en tabii hakkımız olduğunu sanıyorum. Başka niçin yazıyoruz ki?
Günübirlik kısır politik ayak oyunlarına alet olmadan; doğruluğuna inandığımız fikirlerimizi yazmak, sevdiklerimize kurtuluş yolunu göstermek, hayata anlam kazandıran hakikatleri dostlarımıza bildirmek, yaşanabilir temiz bir toplumun vücut bulması adına faydalı gördüğümüz duygu ve düşünceleri paylaşmak sizce propaganda ise; Elbette yazılarım ahlak adına, adalet adına, sağlık adına, insanlık adına PROPOGANDA niteliklidir.
Biz boş bir insan değiliz.
Boş işlere ayıracak zamanımız da olmamalı.
İnsan için en değerli şey! Bence her şeyi süreci içinde gerçekleştirmiş olduğu zaman olmalıdır.
Zamanı yersiz, faydası ve zararlı işlerde kullanmak, kişinin sadece kendisine değil üyesi olmuş olduğu insanlık ailesine karşı işlenmiş bir suç ve ortak emanete ihanetten başka bir şey değildir.
Ülkemin insanın geleceğinden bir vatandaş olarak sorumluluk duyuyor beraber yaşamak zorunda olduğum insanların Adil, ahlaklı, çalışkan, saygılı ve sevgi dolu insanlar olmasını istiyorum.
Bunun da benim en tabii hakkım olduğuna inanıyorum.
Kim yılanlarla çıyanlarla beraber yaşamak ister?
Kim eşkıyalarla, haramilerle aynı alanları paylaşmak ister?
Yaşam şartlarımın zorlaşmaması için İYİ İNSAN YETİŞMESİ ADINA AHLAKIN, ADALETİN, SEVGİNİN, SAYGININ, BARIŞIN, KARDEŞLİĞİN BİRLİĞİN, BERABERLİĞİN PROPOGANDASINI YAPIYORM VE YAPACAĞIM. HERKESİNDE TEMİZ BİR TOPLUM İNŞASI ADINA BÖYLE BİR VAZİFESİNİN OLDUĞUNA İNANIYORUM. (SAYGI SINIRLARINI İHLAL ETMEMEK KAYDI İLE)
Sizin deyiminizle dini (AHLAKİ-ETİK DEĞERLER İÇEREN) şiir ve yazı yazmak bir propaganda ise ben bu propagandayı yapmayı BİR HAK OLMAKTAN ÖTE BİR VAZİFE OLARAK DEĞERLENDİRİYORUM.
Bilmiyorum bu konularda siz ne düşünürsünüz.
Sevgi ve Saygılarımla.
YORUMLAR
Değerli Ali Bey Kardeşim.
Önce ilginizden dolayı teşekkür eder, değerli yorumunuzada, sizin benim yazıma katılıp imzanızı attığınız gibi bende sizin duanıza ve endişelerinize sonuna kadar katılırım.
Amma benim anlatmak istediğim Allahın rızası ve onu kazandıracak insan sevgisi için insanı sevme ve insani değerleri koruma adına sorumluluklarımızın farkında olup, insanın en zayıf damarı olan duygusallığı kullanmada edebiyatı yol olarak seçenlere, Edebiyatın tek işlevinin bu olmadığını anlatmaktı.
Edebiyatın toplum mühendisliğinin ana dalı olduğunu, insanların diğer bilim dalları ile uğramış oldukları ahlaki erozyonları, ruhsal deformasyonları moral değerler ile tedavi etmenin yolu olduğunu anlatmaya çalışmıştım.
Elbette en masun aletlerin en hunhar cinayetlerde kullanılabileceği gibi; edebiyat gibi çok tesirli bir bilim dalı ve ruhlara inebilmenin en hızlı yolu olan söz sanatı çoklarının menfur amaçlarına ulaşması adına kullanılması çok doğal bir yoldur.
Ama biz başkalarının istismarlarını üzerimize düşen vazifeyi ihmal veya terk sebebi sayamayacağımız gibi aşırı bir şüphecilik ile toplumsal deformasyonları moral değerler ile bertaraf etmek isteyen sorumluluk sahibi insanları şartlı bakış, peşin hüküm ile mahkûm etmenin kimseye bir şey kazandırmayacağını düşünüyorum.
Bence yazarın niyeti değil, yazılanın mahiyeti dikkate alınmalı.
İyi bir doktor sağlıklı bir insan, iyi bir nasih örnek bir şahsiyet, iyi bir hukukçu adil bir kişilik sahibi olamayabileceği gibi, iyi bir yazar ve mahir bir şair de iyi niyetli ve fedakar bir ruh taşımayabilir. İnsanları tahmin ettiğimiz niyetleri, zan ettiğimiz zaafları ile değil, dillerinden dökülen sözleri ve sayfalara yansıyan satırları üzerinden değerlendirmek gerekir.
Bence kişileri vehimlerimiz ile mahkûm edeceğimize, söyledikleri sözlerin, yazılarında ifade ettikleri düşüncelerin, vermek istedikleri mesajların doğruluğu, fayda veya zararı üzerinden değerlendirmesini yapsak daha isabetli davranmış oluruz.
Değerli yorumunuzdan dolayı çok teşekkür eder, sözümüzde ve özümüzde faydalı bir İnsan ve mükemmel bir Müslüman olmamız dilek ve temennilerimle.
Necdet EREM tarafından 12/30/2009 11:12:16 AM zamanında düzenlenmiştir.
Sayın EREM
Yazdıklarınızın tümünün altına imzamı koymaya hazırım.
Eğer; İçerikte vuzuu bulan değerlendirmeler içtenlikle yazılmış ve yalnızca insani ve edebi değerleri ön pan çıkararak, ulvi bir gayeye hizmet ediyorsa...
ALLAH YARDIMCINIZ, YOLUNUZ AÇIK OLSUN.
........................................................................
Ama... Yaşadığımız toplumda sayısız örneklerini gördüğümüz gibi...
İnsanların gerek insani, gerek ise dini inançlarını kullanarak, belirli bir zümrenin mihverine sokmak...
Teokratik ve/veya Finansal rant heveslisi bir siyasal yapılanmaya militan ve sempatizan sağlamak...
Ya da Ülkemizin bölünmez/bölünemez bütünlüğüne kast eden dış mihraklı güçlerin sinsi emellerini gerçekleştirme yolunda kullandıkları ve işbirlikçileri vasıtası ile yürüttükleri maskeli bir propoganda ise...
ALLAH BU ÇIKMAZ YOLDAN HEPİMİZİ KORUSUN.
Gerçek inanç sahibi müminleri ve sanat/edebiyat yolcularını tenzih ederim...
Yarası olan gocunur.
ALLAH YARDIMCIMIZ OLSUN.
DEMOKRATİK, LAİK, SOSYAL HUKUK DEVLETİ OLAN
*** T Ü R K İ Y E C U M H U R İ Y E T İ *** SONSUZA DEK VAR OLSUN
Saygılarımla.
Necdet EREM
Önce ilginizden dolayı teşekkür eder, değerli yorumunuzada, sizin benim yazıma katılıp imzanızı attığınız gibi bende sizin duanıza ve endişelerinize sonuna kadar katılırım.
Amma benim anlatmak istediğim Allahın rızası ve onu kazandıracak insan sevgisi için insanı sevme ve insani değerleri koruma adına sorumluluklarımızın farkında olup, insanın en zayıf damarı olan duygusallığı kullanmada edebiyatı yol olarak seçenlere, Edebiyatın tek işlevinin bu olmadığını anlatmaktı.
Edebiyatın toplum mühendisliğinin ana dalı olduğunu, insanların diğer bilim dalları ile uğramış oldukları ahlaki erozyonları, ruhsal deformasyonları moral değerler ile tedavi etmenin yolu olduğunu anlatmaya çalışmıştım.
Elbette en masun aletlerin en hunhar cinayetlerde kullanılabileceği gibi; edebiyat gibi çok tesirli bir bilim dalı ve ruhlara inebilmenin en hızlı yolu olan söz sanatı çoklarının menfur amaçlarına ulaşması adına kullanılması çok doğal bir yoldur.
Ama biz başkalarının istismarlarını üzerimize düşen vazifeyi ihmal veya terk sebebi sayamayacağımız gibi aşırı bir şüphecilik ile toplumsal deformasyonları moral değerler ile bertaraf etmek isteyen sorumluluk sahibi insanları şartlı bakış, peşin hüküm ile mahkûm etmenin kimseye bir şey kazandırmayacağını düşünüyorum.
Bence yazarın niyeti değil, yazılanın mahiyeti dikkate alınmalı.
İyi bir doktor sağlıklı bir insan, iyi bir nasih örnek bir şahsiyet, iyi bir hukukçu adil bir kişilik sahibi olamayabileceği gibi, iyi bir yazar ve mahir bir şair de iyi niyetli ve fedakar bir ruh taşımayabilir. İnsanları tahmin ettiğimiz niyetleri, zan ettiğimiz zaafları ile değil, dillerinden dökülen sözleri ve sayfalara yansıyan satırları üzerinden değerlendirmek gerekir.
Bence kişileri vehimlerimiz ile mahkûm edeceğimize, söyledikleri sözlerin, yazılarında ifade ettikleri düşüncelerin, vermek istedikleri mesajların doğruluğu, fayda veya zararı üzerinden değerlendirmesini yapsak daha isabetli davranmış oluruz.
Değerli yorumunuzdan dolayı çok teşekkür eder, sözümüzde ve özümüzde faydalı bir İnsan ve mükemmel bir Müslüman olmamız dilek ve temennilerimle.