SON GÖZYAŞIM
Yavruuummm.... Kınalı kuzum...." Annem " diye sarılıp ,yanaklarımdan öpüşünü özledim yavruuumm... Kokunu özledim... Sana sımsıkı sarılıp saçlarını koklamayı özledim...
Bazı geceler kokunla uyanıyorum...Yanımdasın sanıyorum...Karanlığın içinde seni görmek ister gibi öylece dalıp kalıyorum...Sonrası...Sonrası hasret ateşinin yaktığı bir yürek ve gözyaşı tufanı...
Kaç kere rüyama geldin yavrum... Kaç kere "ağlama anne" diye yalvardın... Seni üzmek istemiyorum , lakin... Lakin kolay değil ki yavruummm...Kolay değil.... Doğduğun günü hatırlıyorum ve babanın gözlerindeki sevinci... O dağ gibi baban eridi, gitti kuzum..." Ben şehit babasıyım, sen de şehit anası!...Ağlayıp da köpekleri üstümüze güldürmeyeceğiz." dedi... Dedi ya, her gece hıçkırıklarını duymadığımı sanır...Her sabah gözlerini kaçırır benden... Ağladığını anlamayalım diye uğraşır...
Mektuplarını tekrar tekrar okuyorum... Sen hep başkalarını düşünürdün yavrum... Mektubunun birinde mayına basan bir arkadaşından bahsetmiştin... "Kalleş bu teroristler ." demiştin.." Karşımıza çıkmaya cesaretleri yok...Hepsi işe yaramaz maşalardan başka bir şey değiller... " demiştin... Ve o günü anlatmıştın...
Arkadaşının acı içinde kıvranışını,kopan bacağını metrelerce ötede buluşunu, belki hastanede dikebilirler umuduyla arkadaşının yanına koyuşunu ve bu sırada gözyaşlarına hakim olamayışını anlatmıştın...O mübarek gazinin aniden senin kolunu tutup : "Sakın ağlama! Sevdiklerimiz huzur içinde yaşasın diye burdayız..Onlara da , vatana da feda olsun." dediğini yazmıştın...Sonra da yazmıştın ki : " Anacımmm... Bu arkadaşım öksüz ve yetimdi...Evine gittiğinde sarılıp, koklayacak, sırtını sıvazlayacak annesi de babası da yoktu...Bir tek nişanlısı vardı...İnşaallah o vefasız çıkmaz..."
Ah yavrummm! Keşke o arkadaşının adını adresini yazsaydın...Onu öpüp koklasaydık şimdi senin yerine...Onu bağrımıza bassaydık, sırtını sıvazlasaydık...O bize evlat, biz ona ana-baba olsaydık...Şimdi nerdedir , ne yapar...Ama sen huzur içinde yat yavrum... Bu millet vefasız değildir...Mutlaka gazisine sahip çıkar...Böyle derim ya kuzum, bazen ben bile inanamıyorum bu dediklerime...Belki de temenni benimkisi sadece...
Hani amcanların mahallede Nurcan hemşire vardı...Kocası da Özel Harekattaydı...Hani hatırlarsın bir gün benzinimiz bitmişti öyle yol ortasında kalakalmıştık da, kocası görevden dönmesine , yorgun olmasına rağmen , koşup bize benzin bulmuştu...Sonraları çok iyi anlaşmıştınız ...İkinizin de kaderi birmiş kuzuuummm...
Senden bir hafta önceydi haberini aldık...Şehir içinde bir hücre evine baskın yapmışlar.Çatışma çıkmış...Dağ gibi delikanlı şehadet şerbetini içmiş oracıkta...Karısı da yeni doğum yapmıştı...Geride gözü yaşlı dul bir kadın ve iki küçük kız çocuğu kaldı...
Göreve çıktığı gece mutfakta sohbet ediyorlarmış eşiyle....Bir bardak süt koymuş eşi...Bardak daha yarı olmuşken haber gelmiş...Öylece bırakıp çıkmış...Sabah olmuş...Nurcan çamaşır asıyormuş...Bakmış ki göreve giden herkes dönmüş,herkes bir köşede dolanıp duruyor, kimsenin gücü yetmiyor dili varmıyor haber vermeye...ANLAMIŞ....Ve yığılıp kalmış oraya...Kızı çok zekiydi ve yaşından beklenmedik laflar ederdi ya hep hatırlar mısın...Öyle bir laf demiş ki ağlamayan kalmamış...Bakmış mutfaktaki yarım bardak süte "Anne " demiş..."Bir daha sakın bana süt iç deme...Artık bir yudumu bile geçmez boğazımdan...Baksana babam sütünü bile bitirememiş..."
Bu ne beladır kuzummm, yıllardır anaları yavrusuz,gelinleri kocasız, bebeleri babasız bırakıp durur!...Neden kökü kazınmaz!...Bir mektubunda demiştin ki " Yatarak uyumayı unuttum anne..." Demek ki asker "Yan gelip yatmıyor..."Yatamıyor...Kurban olaydım ben sana yavrum....Ben şimdi başımı yastığa koyup yatabilir miyim sanıyorsun..."Yan gelip yatanlar" yüzünden mi bitmiyor bu terör belası ...
İti beslemezsen ölür gider...Besliyor birileri...Besleyenleri de biliyoruz ama elden bir şey gelmiyor...Binbir umutla seçip birilerini başımıza getiriyoruz, Bu "it sürüsünü " yok etsinler istiyoruz...Lakin onlar sizi "Kelle" olarak nitelendiriyorlar...Hay yavrum!.Hadi bunların şahsınıza saygısı yok...Makamınıza da mı saygısı yok!...Ne diyeyim yavrum...Hani Peygamber Efendimiz (s.a.v) , kimseye beddua etmezmiş...Bir gün Kabe’ de namaz kılarken başına işkembe koymuşlar da,işte o zaman sadece ellerini kaldırıp , adlarını tek tek söylemiş ve " SANA HAVALE EDİYORUM ALLAHIM " demiş.Ben de O’nun gibi ( s.a.v.) diyorum ve elimden de başka bir şey gelmiyor...
Geçen gün yine mezarının başındaydım...Kapandım toprağına, gözyaşlarımı durduramadım...Gül fidanları dikmişim mezarına...Bu bir anne için ne demek bilir misin?...Koklamaya kıyamadığı yavrusunu, ayağına diken batsa içinin sızladığı yavrusunu, kara toprağın altına koymak ve bir daha öpüp koklayamamak ne demek bilir misin? ,Böyle ağlayıp dururken kendimden geçmişim...Bayıldım mı uyudum mu bilemiyorum...O sırada ne oldu biliyor musun kuzum...Sorduğum soruya bak, biliyorsun elbet, ordaydın sen de...Resulallah (s.a.v.) geldi mezarının başına...Sen de yanındaydın...Bana baktı ve" Ağlama artık...Bak emanetin yanımızda..." dedi...Kendime geldiğimde mezarına diktiğim gül açmıştı...
Doya doya kokladım ve bir daha ağlamadım....
YORUMLAR
Detan gibi bir yazı !
Ağlamadan nasıl okunur ?
Nasıl lânet edilmez, dökülen kanlarda vebeâli olanlara ?
Nasıl Allah'a havale edilmez kanla beslenen caniler ?