- 3103 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
Aşk Oyunu...
Geçenlerde okuduğum Faik Bulut’un bir kitabında karı koca arasındaki ilşkide önemli ve güzel sayılabilecek bir tür oyunla alakalı kısa bir anlatı dikkatimi çekti...
Oyunun adı Kur’alı Aşk oyunu. Bu oyun kadının ev içerisinde erkeği ile yapmış olduğu bir tür aşk oyunu ve bu oyun Suudi Arabistan’ın Hail kentinde oynanmakta. Kadın bu oyunla erkeğini eve bağlayıp onunla daha yakın temaslarda bulunmak ve ilşkisini sürdürebilmek amacı gütmekte. Bunu yapmasının sebebi tabiki kadının aşka verdiği değerin de bir göstergesi aynı zamanda. Bu oyunu küçük renkli kartların üzerine erotik bazı cümleler veya şiirler yazarak ve karşılıklı çekerek oynanmakta ve kartlar eşler yatağa girdiğinde okunmakta ve oyuna orda devam edilmekte...
Yine kitapta şöyle diyor bu kartların üzerinde yazılı olan şiirlere örnek olarak;
Ey kara gözlü kadın
Ey yağmur gözlü kadın
Rabbimden sadece iki şey dilerim
Bu gözleri ebedi billah böyle güzel kılsın
Bu iki kara inciye methiye düzebilmek için ömrümü iki gün daha uzatıversin diye...
Bu oyun aslında karşılıklı oynanıyor olsa da daha çok kadının etkin olduğu bir oyun. Ama işin garibi bu oyun bazı çevreler tarafından hoş karşılanıyor olsa da yine ve her zamanki gibi bir çok gerici ve yoz düşünceler tarafından da pek de iyi karşılanmamakta. Bu oyunun cinsel bilgilendirmenin sınırlarını aştığı, kamu ahlakını ve toplumsal zevk sınırlarını ihlal ettiği ve bu kartlarda seks çağrışımlarının fazla olduğu söylenerek bu oyuna pek de sıcak bakmamaktalar...
İlginç ve bir o kadar da düşündürücü olan şey hem kadını kapalı kapılar arkasına kapatacaksın hem de kadına ’ otur oturduğun yerde ve sakın kımıldama ’ diyeceksin ve erkek evden çekip gidince de kadını suçlayacaksın. Bu ne biçim bir paradokstur anlaşılır gibi değil ve atalarımızın tabiriyle açıklarsak eğer ’ bu ne perhiz bu ne lahana turşusu’? Dinen kadın bir şehvet unsurudur, sevimli olması gerekir deyip ’ iyi ve Saliha’ kadın, kocasının şehvet gailesini gideren kadındır diyeceksin sonra da kadın bunu yaptığında ya ehveni şer göreceksin ya da ayıplıyacaksın öyle mi? Bu nasıl bir çelişkidir?..
Aslında kitaptaki Sosyolog Abdullah el Harbi’nin de dediği gibi bu oyun bence de evliliğe olumlu bir katkıdır ve bana göre de kadının burda katkısı oldukça büyük ve anlamlıdır...
Eşlerin birbirlerini daha iyi anlaması dileği ile...
Güldane Dal (20091224)
YORUMLAR
Aslında kitaptaki Sosyolog Abdullah el Harbi’nin de dediği gibi bu oyun bence de evliliğe olumlu bir katkıdır ve bana göre de kadının burda katkısı oldukça büyük ve anlamlıdır...
Eşlerin birbirlerini daha iyi anlaması dileği ile...
bu kitabı,
bu oyunu daha önce okumuştum.
güldane dost da
iyi bir perspektifle bizimle paylaşmış.
şükranlarımla.
Kadınlarla erkekleri karşı karşıya getiren sayısız çatışma,
birinin önerdiği,öbürünün de seve seve kabul ettiği bir durumun sonuçlarına razı olmayışlarından doğmaktadır;'eşitsizlik içinde eşitlik'denen şu belirsiz ve birinin zorbalığını, öbürününde korkaklığını gizlemeye yarayan kavram en küçük denemeye gelememektedir.kadın,kendisine sağlanan soyut eşitliliği,
erkekse yaşarken gördüğü somut eşitsizliği istemektedir.
kadının herşeyden önce şunu bilmesi gerekir ki-ve bu siyasal-
iktisadın temel yasasıdır-bütün ilişkiler, malın satıcı için değil
alıcı için taşıdığı değere bağlıdır.kadın, değerinin sonsuz olduğu söylenerek kandırılmıştır;gerçekte, erkek için,bir eğlenceden, bir zevkten. bir arkadaştan illede gerekli olmayan bir maldan başka bir şey değildir;erkekse kadının varoluşunun anlamıdır, doğrulanmasıdır; şurası bir gerçek ki,
erkek,yaşam arkadaşında,zorbanın baskı altına aldığı insanlarda rastlandığından çok daha büyük bir suç ortaklığı bulmakta, ve bundan cesaret alarak, kadının,kendisine zorla benimsetilen yazgıyı istediğ sonucu çıkmaktadır...Simonede Beauvoir-Kdın ikinci cins
(Bunun birde dinsel boyutu vardır ki, umarım daha sonra tekrar sayfana gelip ekleme şansım olur)
-Sevgili dost, bende, Faik Bulutun bir derlemesinde okumuştum yukarıdaki yazdıklarını ve bende severek okuduğum feminist yazar Beauvoir den bir dipnot düştüm sayfana...Sevgilerimle.
Yazımı okuyup yorumlayan arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunuyorum...
Evet, bu çiftler arasında oynanan bir tür oyundur ama evlilik bir oyun değildir tabiki... Ama burda dikkati çekmek istediğim bir konu bu oyunu bile eşlere daha doğrusu kadına çok gören zihniyetlerin varlığı ve bunların kadına bakış açısının ne kadar geri ve yoz olduğudur... Ve ortada büyük bir çifte standart vardır, kadına hem öyle hem de tersini yap derken ... Kadını eve kapatan zihniyet aslında kadını evin içerisinde de kapatmak istemektedir... Kısaca kadına yaşam hakkı tanımamaktadır...
Ama böylesi güçlü kadınlarımızın ve duyarlı çevenin sayesinde kadınlarımız da bir gün hak ettiği noktaya gelecektir. Ben buna inanıyorum...
Sevgilerimle...
Guldane Dal tarafından 12/25/2009 9:37:25 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ben olaya kadın ya da erkek gibi bir cinsel kimlikle bakmak istemiyorum doğrusu. Direk insan unsuru ile yaklaşıp fikrimi belirtmek niyetim.
Öncelikle yazarımız gerçek bir konuya değinmiş ve anlatımı güncel tabirle "Süper" denecek güzellikte.
Dedim ya yukarda; az değişik renk tonunda bir pencereden bakarsak, birbirini seven partnerlerin sadece sevgilerinin mutlu olmalarına yetip yetmeyeceği sorgusu çıkar karşımıza. Sevgiyi cinsellik destekleyeceğine göre ve cinsellikte sevginin tek eylem yolu olduğuna göre başarı yoksa ne yapmalı kadın ve erkek?
Ülkemiz ortamında kırsal kesimde erkek de kadın da kaderine rıza gösterip birlikteliğe devam ederken, kentsel kesimde ayrılıklar daha bir tercih sanki.
Acı olan bir gerçek ise başarısızlığın tedavisinin kişiliği sarsacağı gibi bir ilkel düşünce...
Bu durumda kartlara yazılı aşk oyunları kurtaracak mı evliliği? Ya da bilinen, bilinmeyen, keşfedilmiş ya da edilmemiş tüm aşk oyunları ne derece başarılı olacak?
Toplumca aleni konuşulmaktan kaçınılan; ama birçok ayrılıklara, cinayetlere, kavgalara, olaylara neden olan bu tür konuların böyle yerlerde yazılması aslında çok hoş. Ve bu konuların okutulması gerekir bilgi açısından. Keşke aramızda psikologlar, sosyolaglar olsa ve onlarda bu yazılara katkı sağlasa bilimsel olarak...
Bence Güldane Hanım harika bir yazı yazmakla kalmamış, konuyu gündeme getirerek başlangıç yapmış...
Selamlar ve saygılar...
:))öncelikle resim eklemişsiniz
konuya da çok uygun
anlatım da mükemmel
içeriğe gelinceee.
kadının ne hakkı varki yatak odasında hakkı olsun.aşkolsun sizee.ha belki erkeğin yörüngesinde onu pohpohlayan birde gizli saklı olursa .birde buna 2. 3. eşlerle diyorlar ya.
artık imam nikahıyla aklıyoruz gayrı meşru ilişkilerimizi.
güzel oyun
teşekkürler arkadaşım
iyi paylaşım
sevgili gül..
bu yazınınızın çokça okunmasını dilerim.Bilhasa da erkek okuyucular tarafından.Toplumumuzda ki erkek egemen görüşlerinin kaynaklarından çok önemli birini göstermişsiniz bizlere. Böylesi açıkça bildirdiğiniz hatta sarsarak vediğiniz öreneklere bende yaşamından birini anlatarak katılayım. Toplum yapımızda bileibldiğim bize benzer toplumlarda ki erkek düşünce yaplarında,evlenilecek kadın ile yatılacak kadın arasında bir fark varmış gibi gösterilerek ( evli kadının cinsel isteklerinin ve davranışlarını kısıtlayıp gibi algılatılarak, evlilik dışı ilişkilerdeyse erkekler sonsuz bir sehvet beklerler kadından.) Vede bu durumu asla açıklayamazlar. Kadınların özgürlükleri adına çıktığınız yol eminim ki sonunda başarıya ulaşacaktır. Topluma yaydığınız ışığınız hiç sönmeden yansın( halbuki sadece ve öncelikle insanız insan olmanın doğallığıyla yaşamalıyız.) her alanda.
sevgilerimle.
munır tarafından 12/25/2009 12:37:41 AM zamanında düzenlenmiştir.