Barda Ölüme Kurulu Hayatlar
Yürüyordum yine sokaklarda.Başka işim yoktu.bazı sokaklar medeni insanlarla doluydu.Yada o insanlar medeni görünmeye çalışıyordu.Bazı sokaklar ise berdüştlerin eviydi.Zamanımı en çok berdüştlerin evlerinde geçirmek mutlu ediyordu beni.Çünkü sizi sorgulayan insanlar değillerdi berdüştler.Diğerleri sözleriyle olmasada gözleriyle sorgularlardı sizi.Gözler...o gözler çok hayatı bitirdi.Şahit olmuştum bir keresinde.Bar taburesinde tekilaları yudumlayan bir adam vardı.Beyaz sakallı,hafif göbekli,takım elbiseli.Yanında karısı oturuyordu.kadın orta yaşlarda olmasına rağmen alımlı biriydi.Siyah giymişti.Ben en köşede saklanmaya çalışıyordum dünyadan.Tam çaprazımda bir adam vardı.Belliydi kör kütük sarhoş olmuştu.boyu kısaydı.Adam resmen orta yaşlı bayanı gözleriyle yiyordu.Kocasına seslendi kadın.Kocasıda sarhoştu.takmıyordu çevresini.
"Tatlım şu adam bana acaip bi şekilde bakıyor.Korkuyorum.Konuş onunla"
Tam on defa tekrarladı kadın.Adam bi sinirle kalkıp silahını çekti,silahı 7 likti.Beretta.silahı karşı masadaki adama doğrulttu ve tetiğe bastı.Adam ölmüştü.
"İlla bunu mu yapmamı istiyordun tatlım?"diyerek yerine geçti adam.Barda çok insan yoktu ama olanları ürkütmeyi başarmıştı bu hareketiyle adam.
"Evimize gidelim tatlım."dedi kadın
"Tamam"
Kalktılar.Kapıya yöneldiler ve bir şey yokmuş,vicdanları bembeyazmış gibi çıktılar kapıdan.Adamı kaldırmışlardı hastahaneye ama ne beklerdiniz ki kurşundan,hayattan,kandan,paradan?
içkimi bitirdim ve yine yürüdüm üst geçide doğru.
Farkedemeden uykuya geçmiştim.Yine gördüm alkol ve ölüm tanrılarını.Direnmedim,direnemedim çünkü yoktu içimdeki melek,ilham,istek.
Buz içindeydi her yer.ayaklarım çıplaktı,her adımım tabanlarıma buz yanığı olarak geri dönüyordu.melekler şarkı söylüyorlardı.Selam verdim şarkı söyleyen meleklere.Onlarda selam verdi ama benim verdiğim selamdan çok daha kısa ve daha tuhaf bir selam verdiler.Neyse dedim.Melekler geçen gün barda gördüğüm adamı dövüyorlardı.Buzun üstünde,koca göbeğiyle yuvarlanıyordu adam.Ben yine aldırış etmeden yürüyordum karanlığın içinde.
duyuyordum çığlıklarını
"gençç.. yardım et lütfen tanrın için lütfen"
Aklıma kuşku bile girmedi çünkü orda bulunmuştum daha önce.
Yürüyordum ve birden ayağıma bir kıl yumağının denk geldiğini gördüm.İlerledim ve kocaman bir sakal olduğunu fark ettim.
"Hey!" diye bir ses duydum.
Hvaya baktım ama kimse yoktu.
"ben sakalım dostum!" dedi
"neden durdurmadın o adamı? ölen adam hesap sormayacak mı senden?"
"Beni sorguya çekmek için mi aldınız buraya?Ben sakallarla konuşmazdım eskiden"
"Ben sadece bir sakal değilim ben sorgu meleğiyim.Bana doğru düzgün cevap ver.Hesabın sorulacak.Pişman mısın değilmisin?"
"Pişmanım!"dedim hissizce ve yorgunlukla
"tamam"dedi ve karın sancısıyla uyandım pisliğin içinden.
Kötü bir koku vardı duvarlarda.Su sızıyordu ki yağmur yağıyordu normaldi yani.Kayboldum yürüyerek hiçliğin içinde bir hiççe.