- 1331 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
SIRADAN BİR AŞK DEĞİL...
Sıradan bir aşk değil benimkisi. Belki platonik, belki hayalperestlik sana duyduğum his ama bilmeni isterim, her hafta sonu seni görebilmenin getirdiği o sevinçle yüzüm gülüyor. Mutlu oluyorum, canım sıkılmıyor. Annem bile fark etmiş olacak ki babama “Bizim oğlanda bir haller var bey. Acaba sevdiği birimi var?” diye soruyormuş.
Evet, var. Gönlümde bir kara sevda var. Adını her andığımda, televizyona çıkıp evimize her konuk olduğunda, heyecanla izlediğim, rengi siyah beyaz olan koca asırlık bir çınara aşığım.
Bu yüzden deli diyenler var bana, “Zavallı, genç yaşta aklını yitirmiş” diyenler var. Onlar ne bilirler ki gerçek aşkı. Okul yolunda sote bir park avlusunda tanışmadım ben onunla. Ağaç gövdelerine, sıra üstlerine, duvardan duvara yazmadım hiç bir zaman onun adını, yüreğime kazıdım.
İlkbaharla tanıştığım, ilk karın yağdığına şahit olduğum gündü tanışma günümüz. 1903 doğumlu, bakmayın siz hüviyetine. Şimdiki civa delikanlıları cebinden çıkarır.
Bir İstanbul masalıdır aslında Beşiktaş’a duyulan aşk. Kimsenin anlamasına da gerek yok. Sıradan ama mutlu bir aşk. Huzur bulduğum, annem kadar şefkatli bir yüreğe sahip, asi bakışlı, sert görünüşlü, iyimser bir gül kadar duyarlı bir aşk Beşiktaş.