Nasil büyüdük(3)
Orta son ve Lise caglarina gelmistim.Artik ,tabiri yerindeyse,tas devrinden cikip,aniden yeni cagin icinde bulmustum kendimi.Bir yandan yaz tatillerinde,o zaman cevre köylerde,imamlik yapan,su andaki Adapazari Müftüsü olan,amcamin yaninda,hafizlik ediyor,bir yandanda,cevremde olan olaylari,gazeteleri,dergileri,sinemayi takip ediyordum.
Fakat ,Hasankalede dar gelmege baslamisti bana.Cevremde gelisen tüm olaylar beni ilgilendiriyor,gelisen yeni bir dünyanin bir yerlerde oldugunun farkina variyor,icim icime sigmiyordu.Bu yeni dünyalari görmem ve oralarda yasamam lazimdi.Ani bir kararla,Istanbula,gizlice kacmagi planladim.Ama nasil.? Para gerekiyordu.Hasankale, kaplicalari ve güzel dogasi acisiyla,cok sirin ve turistik sayilacak bir kasabaydi.Hele yaz aylarinda,Bahceler denilen bir beldede ,yerli ve yabanci Turistler gelir ,cadir kurarlardi.Iste bende bu ,cadirlardaki turistlere,Sinemadaki filmlerden ögrendigim,"parende" yani geri takla ve yer jimnastigi hareketleri yapiyordum.Cokta iyiydim bu konuda.Türküler söylüyordum.Karsiliginda para kazaniyordum.Epey param birikmisti.Ve o parayla,Tren istasyonuna gidip ,istanbula bir bilet almistim.Ver elini Istanbul.Üc gün üc gece bir yolculuk baslamisti trenle.
Kaderin bir cilvesi bu ya....
Bindigim trende,biriyle tanistim.
Halen ismini hatirliyorum."Salih Coskun" o dönemlerin ünlü Sinema kadin sanatcisi,Figen han in ,halasinin oglu oldugunu ,benim daha cocuk yasta oldugumu,ve Istanbulu tanimadigimi,ona güvenebilecegimi ,ne kadar param varsa onda kalmasini yoksa caldiracagimi ,kendisinin Gaziosman pasa -Taslitarla arasinda 34 af 428 plakali bir hatli minibüs sahibi oldugunu,söyleyerek tüm parami almisti.Ona güvenmistim.Istanbula geldigimizde,bu uyanik aniden kaybolmustu.Bes parasiz ,Istanbul Haydarpasaya inmistim.
Sonrasi malum.Köprü altlarinda yatmak,ac susuz,hammalliklar v.s.....Eminönünde güzel bir is bulmustum sonunda.Su satiyorduk bir kac ben gibi ,memleket kackiniyla beraber.Camii nin avlusundan su tenekelerimize su doldurup,icine buz koyup satiyorduk ortalikta.Bu seferde Zabitalar yakaladigi an,su tenekelerimizi kirip,paralarimizida cebimizden aliyordu.Stadyumlarda,gazoz,simit v.s ...satiyordum.Sonunda,tekrar Erzuruma dönmüstüm.Babam ve anam cok sevinmisti döndügüme."Madem buralarda yasamak istemiyorsun,bizde istanbula göc ederiz "demisti.Ve öylede oldu.Varos beldelerden birinde,arsa alip,gece kondu misali bir ev yapmistik kendi imkanlarimizla.Liseyede yazilmistim.
Mahallemizde ve cevremizdeki komsularin hepsi,ayri memleketlerden gelmis,ekmek kavgasi,yeni bir hayat icin,ugras veriyorlar,bir yandanda,istanbula ayak uydurmak,geldikleri yerlerin kompleksini üzelerinden atmak ve modern görünmek icin,ellerinden gelen cabayi sarfediyorlardi.Öyle ya kolay degildi istanbullu olmak.Kisa zamanda sivelerini degistiriyorlar,kizlari basörtülerini acmis,hatta cogu köyden gelen kadinlar bile,basörtülerini acmis,modernlik adina ,giysi ve hareketlerini ,bu koca sehire uydurmak icin ,elinden geleni yapiyordu.Gittigim okulda,bir yandan istanbullu,diger yandan ben gibi varoslardan karisik bir ögrenci nüfusu mevcuttu.Kizlar erkeklerle gezebiliyor,pastanelerde bulusuyor,hatta cay partileri dahi yapiliyordu.Okulda,hasankalede görüpte ugrunda "mecnun"oldugum cok "Ayla"vardi.Cok Ayla vardida,cok mecnun yoktu.
Demekki,"tek "olmanin ayricaligida buydu.Öyle ya insanoglu elinde ne varsa ancak o kiymetlidir,coksa o kiymet degeri azalir.Okulda kisa zamanda cok sevilmistim.Hem güres takiminda istanbul 1.si olmustum,hem türküler söylüyordum,hemde kizlara "agir abi"lik yapiyordum.Nedense "biz babadan böyle gördük"misali Ne mahallede ,nede okulda benim icin deli divane olan kizlari pek ciddiye almiyor,onlara mesafeli duruyordum.Nede olsa onlar benim bacimdi.Artik kizlarin cogunun aileleri beni taniyordu.Bir yerlere gezmege gittiklerinde ,hep benim onlarla beraber oldugumu söyleyip,ailelerinden izin aliyorlardi.Durum böyleyken benim randevü defterim oldukca doluydu.
Yani,onlari ben gezdiriyor,gittikleri yere ben götürüp getiriyordum.Bir gün yine böyle bir gezide,kizin biri ,bir gencle bulustu ve bana "Teyzemin oglu "diye tanistirdi.Ben o kizi ,bir kac kez bu teyze ogluyla !! beraber gezdirdim.Hep sahil kenarinda bir kayigin icinde oturuyorlar bense rahat konussunlar diye biryerlerde takiliyordum.Nede olsa babalarindan emanetti bu kizlar.Neticede bu teyze oglu olayi benim canimi SIKMAGA basladi.
Birgün,Kadiköyde "Bomanti "diye cok lüx bir Cafe vardi .Yine orda bu teyze kizlarini gezdirirken,kizlarin teyze ogullari arasinda bir kavga cikmisti.Bende bu kavga arasinda kizlardan birine"o....pu"kelimesi denilince,hemen daldim kavgaya .Kavga kizlardan birinin,teyze ogluyla,5-6 kisilik bir grup arasinda oluyordu.Vurdugumu indiriyordum.Bu arada teyze oglu kacmis bense yalniz kalmistim.Aniden bacagimda bir aci hissetmistim.Bicaklanmistim.Ama yine devam ediyor,kacanlarin pesinden kosmaga calisiyordum.Hepsi kacmis,bende epey dayak yemis ve atmistim.Bacagim daki kan durmuyordu.
Garson gelip bana "Kim icin kavga yaptigini biliyormusun"dedi.
Ben olayi anlattim."hayir "dedi."hepsi yanlis seni ,bu kizlar kandirmis ,ugrunda bicak yedigin o kiz,daha önce iste kavga yaptigin ,oglanlardan biriyle kiristiriyordu."dedi."burda tesadüf karsilasinca,sinirlendi .Oyüzden "o...pu" dedi."seni kullaniyor bunlar dedi.Dünyam basima yikilmisti.Kanayan yaramami "yanam"farkinda olmadan pezevenkligini yaptigim,teyze kizlarinami"yanam.Bacagimdaki yarayi bir bezle SIKI baglayip eve dönmüstüm....
karapece