- 614 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÇALIKUŞU'M
çalıkuşu’m
....bu kasım günleri solduracak beni..daha solgun bıraktı...bugün daha bir yalnızlığımı anladım bu kasım ayının son gününde... sahile koştum çalıkuşu ve deniz yorgunluğumu gördü ..sıkıntımı hissetti..teselliye koştu..alnımı öptü...başağrımı aldı..
çehremi asan bulutlara
suya inip uzaklaşan güneşe
başını öne eğen bir yaşlı ağaca
ölülerine ağlamayan şehre
bu sonbaharda
solacağım ben de...solacağım çalıkışu....bir güz gülü akşamının esmerinde şehrin kurşuni duruşunu seyrediyorum şimdi bir tepeden...sisler içinde kalmış karşı sahiller..bazen sisler iyidir çalıkuşu... kötü çizgileri siler hayattan. hiçbir şey keskin değildir. sivri uçlar yoktur, herşeyi yuvarlak kılar hatta...ve ben bu egzotik ortamda içimde sis bulutları....kendimi yalın ayak hissediyorum...gezmeye cesaretinm yok çalıkuşu. ..daha fazla yazamayacağım belki bugün yaşadığım ilginç bir konuyu seninle paylaşmadan geçemiyeceğim...sabah sabah hüznümü kuşanıp çıktım şehre..şehir denince taş binalar veya kavşaklar trafik cinneti kalabalıklar değil ben sahil kenarlarını seviyorum..bir çay bahçesi olacak ve taze çay içmek ..ahh semaverde oluşu çayın bir başka keyif verici çalıkuşu....illa ki boğazı görmeli oturacağım yer ve oturuken veya okurken yazmalıyım da..bugün de öyle yaptım kanlıca sahilindeydim..ah çok seviyorum sade mütevazi bir küçük yeri..bir masa bir sandalye olsun kafi..eğer kendimi vermişsem yazılarıma veya okuduğum kitaba top atsalar duymam ben çalıkuşu....yok eğer içimde bir huzursuzluk var ise kulak veririm yanıımda ki konuşulanlara ve ben de iştirak ederim..masalarına davet ederler daha güzel bir sohbet oluyor o zaman....oooo kimi milli takım kuruyor takım dağıtıyor..antrönör değiştiriyor yenilerini getiriyor..kimi siyasi iktidarın ne menem kötü olduğundan..kimi bizi asker paklar diyor..kimi hayvanseverlerin en iyi dernek olduğunu ..kimi tinerci-sokak çocuklarının dehşeti..kimi de AB ve ABD ’nin dayatmalarını...vb..işte seç aralarından hangisini istersen..ajdar’ı konuşanlar bile var çalıkuşu....içimden gelmedi katılmak hiçbirine...bu seviyeli..!!)))))))..konuşmaları tebessümle dinledim..ileriki masada bir çift oturuyor genç kadın hiç konuşmuyor ve önündekinden de yemiyor birşey..durgun-dalgın-gergin ve mutsuz ...zoraki oturuyor gibi..karşısındaki ise tedirgin ve rahat değil arada bir ne yiyorsa ..bir müddet bakındım ve saat tutum 35 dk ..sürdü..tam bu kadar sürdü ve tek kelime konuşmadı genç kadın..ve beklenen sonuç... kalktılar ..yüzünü daha iyi görebiliyordum çok daha zeki-duyarlıydı kendine güveni olan biri olarak görünüyor genç kadın..erkek ise o bildik maganda tripleri içinde şımarık-hafif-kalpsiz biri gibi..tahminlerimin tutması zor ama ciddi bir kavga sonrası veya ağız dalaşı yapmış olsalar gerek araba içinde...gidecekleri yere hiç de moralleri iyi gitmeyecekler...oysa geçen zaman , geriye gelmiyor..kırılan kalplerin tamiri çok zor oluyor kırmadan önce son adımdan önce son kez düşünmek ..bir daha düşünmek ne iyi olurdu..nedense mutluluk gereken yerde mutsuzlukların farkedilmesi beni her zaman üzmüştür..işte böyle çalıkuşu bu büyük kentte ne hikayeler yatıyor..yoruluyorum insanları yaşamaktan dertleriyle dertlenmekten...neyse...kitabıma dönüyorum necip fazıl kısakürek’in "..bir adam yaratmak.."..kitabına..üçüncü kez okuyuşum bu..konuya yakın bir kare ve hayatın en hareketli kesimlerini anlatıyor bana.....beşinci bardağı içiyordum sonrasında kalktım durağa geldiğimde rüzgarın esmesine dayanamadım üşüyordum..otobüste ısındığımı hissettim üsküdar’a geldiğimde..şimdilik bu kadar çalıkuşu sevgiyle öpüyor selam ve dualarımla iyi olmanı diliyorum..
MUSTAFA KAYA
30.11.2006 / üsküdar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.