- 859 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
DEPREM ŞOKU
Aylardan Haziran, ay sonu, bir Cumartesi...Okullar kapanmış sınav dönemi bitmek ve biz tatile çıkmak üzereyiz."Tatile çıkmadan yeni aldığımız eve taşınalım öyle tatile çıkalım." düşüncesiyle, nakliye şirketiyle konuşmuş, gerekli bütün ön hazırlıkları yapmıştık.Bir yaş arayla iki oğlum vardı ve onlarla taşınma işinin zor olacağını düşünerek, "Birgün evvelinden onların odalarını hazırlayalım, onlara bakan ablaları gelsin onlara baksın biz de gidip evi taşıyalım.", diye düşünmüştük.Böylece çocuklar ayak altında perişan olmayacaklardı, biz de işimizi daha rahat halledecektik
O nedenle, çocukların beşiklerini birgün evvel taşınacağımız eve götürüp kurduk.Daha sonra evde ufak tefek işler vardı yapılması gereken onlarla ilgilenmeye başladık.Mutfağın elektrik bağlantısında bir problem vardı.Sağolsun ev sahibimizin oğlu gelip onu tamir etmeye çalışıyordu.Ana panodan elekriği kapatmak için zemin kata inmişti.
Derken, gökgürültüne benzer bir ses duyuldu elektrikler kesildi, ev sahibinin oğlu, kapıcının küçük oğluyla asansörde kalınca çocuk, cıyak cıyak bağırmaya başladı.Küçük oğlum beşikte uyuyordu, büyük oğlum ise babasının ardından merdiven aralığına çıkmıştı.Henüz konuşmuyordu ama, aklını kaçıracakmış gibi son sesiyle çıldıracakmış gibi bağırıyordu.
Hemen koşup kucağıma aldım, bina adeta bir kağıt yaprağı gibi sallanıyordu, taa temelden hop oturup hop kalkıyordu.Sanki bir sırça saray ve biraz sonra tuzla buz olacak ve bir daha toparlama mümkün olmayacaktı.Büyük oğlumu kucağıma alıp, "Artık kesin gidyoruz galiba!", diye tekrar tekrar Şahadet Kelimesi getirmeyi başladım.Oğlum, kucağıma alınca sakinleşmişti ama, küçük oğlum beşiğinde dünyadan habersiz mışıl mışıl uyuyordu.Beşiği ise depremin sarsıntısıyla sanki birisi sallıyormuş gibi sallanıyordu.Neyse ki o bari uyuyordu yoksa ikisi birden ağlamaya başlasa ben ne yapardım.
Deprem 45 saniye sürmüştü ama, bir ömür gibi uzun gelmişti.O an aklıma annemin bir sözü geldi;"Kısmetten öte yol olmazmış!", derdi.Bizim kısmetimiz de buraya kadar mıydı neydi, yeni aldığımız evde oturmak nasip olmayacak mıydı, işte bu kader olmalıydı.Neyse çok şükür taşındık deprem korkusunu çeke çeke.... Taşınmak zorundaydık çünkü herşey toparlanmıştı, başka çaremiz yoktu.
Zor şer taşındıktan bir hafta sonra daha biz tam olarak yerleşemeden (Zira, o bir haftanın, bir kısmı tekrar deprem olacak korkusuyla gece gündüz dışarıda geçmişti...) ikinci deprem oldu, sabaha karşı 05:15 gibi...Onun üzerine biz tası tarağı toplayıp daha doğrusu o panikle valize ne atabildikse atıp memlekete doğru yola koyulduk.Yani adeta kaçtık.
O kaçış anında çocuklarla bir an önce inelim telaşıyla asansöre binmek zorunda kaldık ki, bu aslında çok tehlikeli ama, çocukların ikisi de küçük olduğu için ve ikinci bir sarsıntıya yakalanmadan valizle birlikte inebilmek için binmek durumunda kaldık.
O gün bugündür, büyük oğlum asansöre binmek istemez, merdivenlerden inmeyi tercih
eder.Dokuz yıl geçti ama, çocuk hala etkisinden kurtalamadı;"Ben asansörü sevmiyorum, asansöre binmeyeceğim.", der, kaç kat olursa olsun merdivenlerden iner....
Küçük oğlum olayın vehametinin farkında değil...Ben ise bir yıl boyunca uzmanların da o zaman belirttiği gibi, her an başım dönüyormuş gibi ve arka üstü düşecekmişim gibi hissettim.Epey bi olayın etkisinden kurtulamadım.
Bir yıl sonra bir gece, herşey zangır zangır sallanıyordu, vitrinin içindeki eşyalar paramparça olarak yerlere iniyordu, tepemde lambalar ha düştü ha düşecek öyle bir sallanıyordu ki, deprem oluyor diye ne yapacağımı şaşırarak korkuyla bir fırladım ki, gerçek mi düşmü ayırt edemeyip hemen etrafı kolaçan ettim.Çok şükür,binlerce şükürler olsun ki rüya idi.Saat, 03:30’du.Şükürler çekerek bir süre sonra tekrar yattım, uyudum.Uyudum ama, 07:15 gibi tekrar uyandım.Nedense uyuyamadım.
Neyse, "TV ’ yi açalım bakalım ne varmış diye açtım ama, bir de ne göreyim;Yarabbim!Olamaz, bu olamaz, kafayı yiyecem, kendimden korkmaya başladım, keşke gece gördüğüm rüya olsaydı...", diye kendi kendime söylenmeye başladım.Meğer gece gördüğüm rüya değilmiş, gerçekmiş hem de en acısından, oradaki insanların feryatları figanları bana uyurken beyan olmuş, ordan bana ulaşıp beni uyandırmış meğerse....
Bütün kanallarda ardarda haber spikerleri; "Gece saat 03:30 sularında Yalova’da deprem olmuş, halk sokağa dökülmüş, can ve mal kaybının oldukça yüksek olduğu düşünülmektedir.", şeklinde haber geçiyorlardı.Aklım durdu duracaktı:"Olmaz, olamaz, gece 03:30, gece 03:30, bu benim deprem oluyor korkusuyla yataktan fırladığım an..."
Bu bana, bir yıl sonra ikinci bir deprem şoku olmuştu.Hala şu an bile aklıma geldikçe içimden oturup ağlamak gelir.Allah milletimize bir daha böyle felaketler yaşatmasın.Ölenlere rahmet, geride kalanlara sabır versin....
Depremzedelere ve yakınlarına sonsuz sevgi ve saygılarımla....
09/08/07
Perihan METİN
YORUMLAR
bazı şeylerin unutulmaması insanları yanlışlardan korur. keşke insanlar hep hatırlasa da evlerin yapımında dikkatli davransalar. üç kuruşluk lanet olası kâr için yüzlerce insanın canının harcanmasına sebep olmasalar. maalesef bu ülkede aç gözlü vicdansızlar oldukça unutsak da unutmasak da aynı olaylarla karşılaşacağız. inşallah demek yeterse inşallah bir daha görmeyelim diyelim hep beraber. ama ?
Bugün, 10 Ağustos 2007 ...Dün böyle bir yazı yazmak aklıma geldi.Ama inanın Ağustos ayı olduğunu ve 17 Ağustos depreminin yıldönümü olduğunu düşünerek değil, o an içimden öyle geldi.Yazıyı yazdıktan sonra farkettim ki; bir hafta sonra 17 Ağustos depreminin
yıldönümü....Uzmanlar derler ki; "Beyin güzel şeyleri çabuk unutur ama acı olayları çabuk unutmaz.Günü gelince hatırlar, hatırlatır."
Bu da öyle bir şey sanırım, beynim saat gibi daha o gün gelmeden bana bu olayı hatırlattı.Beyin bana böyle hatırlatırken,Yalova'da o depremi o an bütün şiddetiyle yaşayan o insanlara neler hatırlattı, yine yüreklerini nasıl yaktı, kimbilir....
Allah sizleri sabırdan ayırmasın, Sevgili kardeşlerimiz ve en azından bundan sonraki yaşamınızda herşey gönlünüzce olsun.Sağlıklı ve esen kalın.
Allah'ın rahmeti hepimizin üzerine olsun....
Sonsuz sevgi ve saygılarımla....
Perihan Metin tarafından 8/10/2007 8:01:01 AM zamanında düzenlenmiştir.
Perihan Metin tarafından 8/10/2007 8:02:22 AM zamanında düzenlenmiştir.