Türkiye'nin ekonomik acılımı
Türkiye kaynakların bol olduğu,hızlı büyümeye elverişli bir ülkedir.dünyada 149 ülke içinde 2002 yılınde büyüme performansımız dünyada 149 ülke içinde 29 hızlı büyüyen devletiz.2002-2007 dünyada hızlı büyüme döneminde 2007 sonunda 100’üncü ülkeyiz.2008-09 kriz döneminde krizi iyi yönetiyoruz denmesi hasebiyle ilerde olmalıydık.136’ıncı ülke haline geldik.2002 de kalkınma hızı bakımından bizim ilerimizde g.kore ardından üçüncüyüz.2007 yılında dokuzuncuyuz.2009 yılında on yedinciyiz.Bölgesel büyüme oranları 2003-2009 döneminde %4 ile Afrika’nın Orta Doğunun gelişmekte olan ülkelerin kat kat aşağısındadır.Dünya kendi içinde 1923’te Cumhuriyetin kurulduğu günden 2002yani Türkiye’nin AKP’ye teslim edildiği zamana kadar geçen dönem içinde (içinde 2.dünya savaşı,Kıbrıs Harekatı var askeri darbeler,29 bunalımı var) bu dönemde gerçekleştirilen ortalama büyüme hızı %4,6 dır.Çok partili hayata geçiş ve bu dönem arasına bakarsak 52 yıllık dönemde gerçekleştirilen büyüme hızı %4.8 dir.2003-2010 arası Hindistan,Çin büyük devletlerinin atılım yaptığı ve ülkelerin çok hızla geliştiği bir dönemde AKP ‘nin gerçekleştirdiği büyüme oranı %4 .yani Cumhuriyet dönemimin altıdır.
Bunun en büyük sonucu İŞSİZLİK. Türkiye en büyük işsizliğe sahip ikinci ülkedir.birinci İspanyadır.2007-2009 döneminde işsizliğin hızla arttığı ülkeler arasında 5. sıradayız.(30 ülke içinde).iŞsizlik önümüzde ki dönemde %14 olacaktır.Türkiye’de kalkınma hızı düştü.Kaynak yokmuş.Bu dönemde tarihimizin en yüksek kaynak kullandık.Döviz dış borç stok’u 2009 yılında 2002 yılının 2 katının üzerine çıkmıştır.Türkiye’nin döviz Dış borç stok’u 1923-2002 arası 129.5 milyar dolar,2009 ikinci yarısında 268 milyar dolardır.yani Yürkiye gelmiş geçmiş tüm hükümetlerinin tümünün 2002 yılına kadar daha fazla borcu 7 yıl içinde kullanmıştır.İç borçlarda AKP iktidarı 2 ye katlamış ayrıca 30,6 milyar dolar civarında özelleştirme yapılmıştır.Sonuç olarak tarihimizin en büyük borçlanmasıdır.
Türkiye Almanya ve Hollanda’dan otobüsler ithal ederek Almanya’nın ve Hollanda’nın işsizlik krizine çare olmuştur.Kendi 22000 civarı işcimizi de kapının önüne koymuştur.Bir bakıma borçların sonucudur.Bunun çaresi yeni bir sanayi politikasına hızla geçiş yapmaktır.Kriz geçecek diye izlediğimiz politikalar çok tahrip etmiştir ülkemizi.2009 yılının ilk yarısında ekonomi geçen yılın aynı dönemine göre % 11,2 daralma göstermiştir.2009 yılının ilk dokuz ayında ise daralma %8.4 olmuştur.3 aylık dönemde daralma dönemi bitirilmezse yıllık daralma hızı %6 nın üzerinde olacaktır.Bu işsizliğe, şirketlerin iflas etmesine ve vatandaşların borçları ödeyemez hale getirecektir.Bu da çok ağırdır.TARİHİ İŞSİZLİK.Sanayi üretimi üst üste 14 ay gerileme göstermiştir.
2009 yılının ilk dokuz ayında takviye olacak kredi kartı ve tüketici kredisi bulunan kişi sayısı 2007’ye göre 1 milyon kişiyi geçmiştir.büyük bir bozulmadır.Bu durumu iyileştirmeye yönelik haziran ayında fon çıkarılmış ama hala uygulanamamıştır.Hükümet krizi ihmal etmiştir.Orta vadeli ihraç politikasında Türkiye 2012 yılında 2008 düzeyini yakalayamayacaktır.900 gram buğdayla alınan gübre şimdi 1,8 kilo buğdayla alınıyor.Ayçiçeği 2002 yılında 600 gram ayçiçeği’yle alınan gübre şimdi 1,2 kilo ayçiçeği’le alınıyor.
İşçi –memur-hizmetli maaş ücretleri sembolik olarak artırılmıştır.2010 yılının ilk yarısında memur-hizmetli maaşı 32 lira,Öğretmen maaşı 43lira ,hemşire maaşı 36 lira,teknisyen maaşı ise 37 lira arttırılmıştır.SSk emekli maaşı 11 lira,bağ-kur emekli maaşı ise 6 lira arttırılmıştır.2002-2009 şubat döneminde doğalgaz fiyatları %151 oranında arttırılmıştır.Kurşunsuz benzin’in litre fiyatı % 103 oranında arttırılmıştır.Bu arttırlma oranlarına bakılırsa ssk ve bağ-kur emeklileri metrobüs biletleri açısından 3-5 arası alma olanağına kavuşmuştur.(zam oranlarına göre)
GAP projesi gerekli ilgiyi görmemiştir.
Türkiye’de üretim ve üreteni öne çıkaran büyüme politikasına ihtiyaç vardır.Özle sektörlerde rekabet gücünü arttıracak mikro reformlara gidilmesi gerekir.AKP Türkiye’yi kaybolmuş bir dönemin içinde yavaşça boğmaktadır.Merkez bankası doğru rezerv politikası uygulamalıdır.Türkiye dış borç ödenmesi için %25 civarı bir rezerv yakalamıştır.Gelir idaresinin özerkliği mutlaka sağlanmalıdır.Sonuç olarak kitaplarda yazıldığı gibi gelişmekte olan ülke değil gelişmemiş ülkeler arasına girmek için çaba sarf ediyoruz gibime geliyor.
Yzan: poLo_aS (H.T)