- 694 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
Sıradan bir gün...
Merhabalar efendim
Bakmayın ilk yazım olduğuna günler sonra ilk olmadığını hep birlikte anlayacağız.
Neyse ilk günden boş cümlelerle giriş yaparak başınızı şişirmek istemiyorum.
Tarih beş ekim iki bin dokuz.
Ben de her gece o saatte kalkamayacağını bile bile saatinin alarmını yediye kuran salaklardanım.
Bakmayın salak dediğime sabahın köründe alarm çalmadan uyanmak ve çalmasını beklemek bilinçli bir irade ister.
Yatağın içinde kendi kendine Hadi uyan, hadi uyan geç kalacaksın diye motive eden kaç kişi varsa beni de onların içine katabilirsiniz.
Saatler boyunca çalan ve amanallahım bu nasıl bir alarm zilidir diye içinden ses geçirerek ve yeter artık,sussun bu alarm diyerek bi hışımla kalkıp doğru banyoyaya gidilen sıradan bir gün.
Evet bugün haftanın ilk günü ve ben dünden kalmayım.
Sol elle musluk açılır. Doğalgaz sıcak suyu getirene kadar aynada ki yansımaya bakılır.
Annem suyu bu şekilde boşa harcadığımı görse İsrafil’in Sûr’a üflemesini beklemeden kıyameti kendisinin kopartacağından emin olabilirsiniz.
Allahtan kendileri bu siteye üye değil ve Allah’tan sıcak su sabah sabah tüylerimi diken diken edecek kadar akmaya başladı.
Eller dua eder gibi açılır. Suyun bolca alacağı şekle getirilir.
Benim gibi elleriniz yamuk yumuksa ellerinizin arasındaki çatlaklardan su çok kaçmasın diye biran önce avuçlarınızın içine dolan suyu yüzünüze çarpmak gerektiğini anlayacaksınız.
El yıkama protokolünden sonra tuvalete gidip sabaha kadar tuttuğunuz çişinizi istanbul’un kanalizasyon sularına bırakarak her canlı yaratık gibi rahatlamış olmanın mutluluğu ile tekrar banyonun yolu tutulur.
Bazılarımız çiş sıralamasını el yüz yıkama merasiminden önce yaptıkları için benim bu davranışımı garip karşılayabilirler ama benim bir işemeyi bile ne kadar hijyenik şartlar da yaptığımı ve bu işi ne kadar ciddiye aldığımı anlasalar bu düşüncelerine biran önce son verirler.
Uzunca bir banyo ve tuvalet zincirinden çıkılır, saate bakılarak işe ne kadar geç kalındığı konusunda tahmini hesap yapılır. İçten içe ulan biraz erken kalksan ölürmüsün diye hayıflanılır. Ama nafile. Zaman geride kalmıştır ve sizi uzunca bir yol beklemektedir.
Odaya geçilip bugün ne giysem diye dolap açılır. Hiç bir elbiseniz ütülü değildir. Ütülü olanlar da giymek istemediğim elbiseler. Zaten annem onları aylar öncesinden ütülediği için uzun bir süredir ütüsüz olarak dolapta hazır olda bekliyorlar.
Gözler bir anda dünden kalan elbiselere takılır.
Giysem mi giymesem mi? Ama bugün haftanın ilk günü olmasından dolayı giymeme yanım ağır basıyor ve beğendiğim ütüsüz gömleğim ile ütünün yolu tutulur.
Ütü yine yerin de yok. Belli ki karşı komşumuz yine ütüyü istemiş ve geri getirmemişti. Anne uyandırılır. Elbiselerin neden ütülenmediği sorulur ve mantıklı cevap alınamaz.
Kadere küsülür dünden kalma elbise giyilir. Hem zaten bunlar daha güzel. Üstelik çokta kirli değilmiş denilerek moral tazelenir. İnsanın kendi kendini gaza getirmesi ne güzel bir şey.
Elbise meselesi çözüldükten sonra kapının yolu tutulur. Kapının tokmağını tuttuğumuz da her şey yeniden gözden geçirilir.
Telefonlar alınmıştır. Saat elimiz de, cüzdan zaten montumun her zaman ki yerinde...
devamında otobüs maceralarını anlatacağım yazı dizinde görüşmek üzre...
İstanbul Seyahat’tan hayırlı yolculuklar.
YORUMLAR
Banu hanım; yorumunuza teşekkür ederim. Yazım da yer tutan muhteşem üçlü yani banyo, tuvalet ve ütü sabah işe gidenlerin hayatın da en çok yer tutan uğraşlardır.
Keşke konu da ki anne elbiseleri ütüleseydi de ütüyü öyküye malzeme olmasaydı.
saygılar
Merhaba…istanbulseyahat’ı görünce ilgimi çekti..Acaba bir otobüs firması reklam olsun diye yazı mı veriyor diye düşündüm .Neyse ki öyle çıkmadı.:))
Öncelikle hoş geldiniz. Açıkçası sabahları suyu boşa harcadığınızı okuyunca içim cız etti.Annenize hak vermemek mümkün mü ?
Sanırım bu bir başlangıç yazısı,paragrafı gibi yani.Ama yinede banyo-tuvalet ve ütü fazla yer tutmuş yazıda.Daha yaratıcı olabilirdiniz..Mesela burası çok güzeldi yazınız da: ” Benim gibi elleriniz yamuk yumuksa ellerinizin arasındaki çatlaklardan su çok kaçmasın diye biran önce avuçlarınızın içine dolan suyu yüzünüze çarpmak gerektiğini anlayacaksınız.”
Dile hakimsiniz ve dilbilgisine özeniniz dikkat çekici.Devamını bekleyeceğim..Başarılar diliyorum
Hergün hepimizin işe başlamadan önceki ev içindeki koşturmalarımız aklıma geldide herkezin hayatı romandır diye kısa bir serzeniş etmedim desem yalan olur..
Çok güzel akıcı bir okadar incelik ve ayrıntılara önemseyerek yazdığınız bizler'lede paylaştığınız mecaranızı beğeniyle okudum..
Bir sonraki yazınızı merakla bekleyeceğim..
Daim olsun değerli kaleminiz,
Saygılarımla,