- 2334 Okunma
- 28 Yorum
- 0 Beğeni
YARINSIZLAR !!!
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Evet. Rüzgâr nerede duracağını bilmeyenler için değil, bilenler için sert eser. Bahşedilen kısa hayatı şerefi ile yaşamaya çalışanlar, hayatlarının nasıl sonlanacağı ile ilgilenmezler. Kimileri ölmekten korkarken, kimileri yaşamaktan korkarlar.
Konuşmak gerektiğinde susmak, susmak gerektiğinde konuşmak insanları gerer ve üzer… İnançlı olanlar O’ na sığınır. Çünkü ondan daha iyi kimse bilemez, kimin neyi, neden ve nasıl hak ettiğini…
Hayat bu, akar gider kendi mecrasında… Kimi sevgiyle, kimi edebiyatla, kimi ailesiyle, kimi işiyle, kimi hayalleriyle, kimi öfkeyle, kimi derdiyle yaşar ve ÖLÜR…
Bazen kaçarcasına uzaklaşmak da yetmez sonuçlardan. Çünkü; senin sevgiyle yaşayarak, onurunla sonlandırmak için büyük mücadele ettiğin hayatta, kimileri de hırslarıyla yaşarlar.
İstediğin yerde durmak, kolay değildir. Rüzgâr nereden esiyorsa oraya eğilmemen gerekir ki, hayatta nerede durmak istediğini bilenler için rüzgâr her zaman sert eser…
Kimilerine altın tepside sunulur yine kimilerine büyük gözüken nimetler… Ama yine kimileri altın tepsiyi de, tepsinin içindekini de, tepsiyi getireni de reddeder. Hem de gözünü kırpmadan. Dedik ya hani, rüzgar nerede duracağını bilenler için sert eser.
Peki, nerede duracağını bilenler için rüzgârın sert esmesi mesele midir ?
Hayata dair nerede duracağını bilenler, asla rüzgar nerden eser, nasıl eser, benden ne alır götürür diye hesap etmez. Ama bu hayatta kimlerle yan yana durduğun, yani dostların, arkadaşların, mahallen, evin, ocağın ve aşın da çok önemlidir. Ve yan yana durduklarının da yanında niçin durdukları…
Hesabını akçe üzerinden yapanlar yarınlarında akçesiz, hesabını makam üzerinden yapanlar yarınlarında koltuksuz, hesabını rüzgarın estiğine yöne göre yapanlar ise, ZATEN YARINSIZ’dırlar.
Hatalarımızı fark ettiğimiz sürece bir problem yok. Tekrar etmemek, her seferinde aynı duruma düşmemektir asl olan… Bedelini ödediğimiz her hataya sonuna kadar sahip çıkmalıyız…
Yeter ki bir önceki günümüzden ders almadan uykuya dalmasın gözler…
“Siyah, mavi, ela göz
Köre görünse şaşmam,
Sana görünmeyen öz”
YORUMLAR
sanırım durulması gereken yer,çok ince bi ayar
tam ortada desem,yaşam bize fazlasını versede
gerekeni kadarını kabul edip kullanmak gerekir.
ya eksik verdiğin de,en zoru burada başlıyor sanırım.
kanaatkar olmadan aşılamayacak bir durum gibi görünüyor.
o yüzden fazlasına çok alışmadan, maddi ve manevi ne verildiyse,ayarında kullanmaktır diyorum
hayat bize her ne verirse versin, onu fazla abartmadan yaşamamız bize yetecektir diyorum.
ben böyle düşünüyorum:))
yazınız güzeldi tebrikler:)
sayın barısipek;
size eleştirimin gerçek sebebini aktarabilmiş olmaktan son derece memnunum. asla sizi üzmek ve sinirlendirmek değildi maksadım. edebiyatla ilgili çok önemli bir derdimi açığa çıkarmaktı. inanın sizin yazınız bir vesile oldu ve tabiri caizse kabak sizin başınıza patladı.bu durumda, racon kesen biri olmayı bile göze almış oldum:) evet, bu nedenle biraz kızgınım, ama size değil...haklısınız...
görüyorum kii, öğrenmek için her fırsatı değerlendiriyorsunuz. ben, öğrenemediğim hiçbir tartışmaya girmem, şu anda karşılıklı öğrenmedeyiz..
yazmak, her şeydir , diyorsanız, çok çok sebepleriniz varsa yani, doğru yoldasınız. önünüz açık.
elbette dost kalemler olacağız. birbirimizden öğreneceğiz. gerekirse tartışacağız. bazemn öfkelensek de, bileceğiz ki; edebiyat güzele inceliğe ulaştıran en etkili yoldur..
mademki, her şey güzel bir sona bağlandı, bu sayfa süslendi demektir:)
başarılar dilerim size, ayrıntıları işlemekten korkmuyorsunuz, bu da yetenekli olduğunuzun bir kanıtı..
Sevgili Elma-Kokusu;
Yazıyı elbette okudum. Hemde defalarca. Sizin eleştirinizden sonra da okudum. Hani insan bazen bakar kör olur ya, sanırım bende öyle oldu. Bazen çok bariz harf ve anlam hatalarını bile farkedemiyorum. Çünkü artık cümle başladığında sonunu getiriyor belleğim. Tasih yapacak kadar ise dikkatli bulmuyorum şu an kendimi. Ama takıldığınız yerleri belirtirseniz faydalanmış olurum görüşlerinizden. rüzgarınız hiç eksik olmasın:))
Saygıdeğer Müget Hanım;
Maksat hâsıl olmuştur. İlginize teşekkür ederim. Şahsıma, yazıma ve yazının içeriğine yapacağınız her açıklama ve her eleştiri başımın tacıdır. Tartışırız. Değerlendiririz ve en nihayetinde saygının gölgesinde noktalarız. Gerekiyorsa virgül koyarız. Bunlar benim hazır olduğum durumlar. Ancak genellemelere ve sınıflandırılmalara sonuna kadar karşı olduğum için, canım çok yandı bilesiniz. Keşke ikinci yaptığınız eleştiriyi en başta yapmış olsaydınız. Bu eleştiriniz derhal değerlendirmeye alınmıştır tarafımdan. Belirtmeden geçemeyeceğim ilk eleştirinizin de birçok kazanımları oldu şahsıma. Önce bahsi geçen yazınızı, sonrasında da okumadığım diğer öykülerinizi okuma şansı buldum… Herkese tavsiye ederim.
Bildiğini, olduğunu iddia ederek burada değilim. En ufak bir eleştiriyi bile dikkate alıyorum. Öğrenmek ve kendimi daha iyi ifade edebilmek için hiçbir fırsatı kaçırmak istemiyorum. “racon” kesmek tabirini ise bir ironi olarak kabul edin lütfen.
İçimizden gelenleri yazıyoruz. İçimizden geldiği gibi değerlendiriyoruz birçok şeyi. Herhangi bir yarışın içinde bulmuyorum ve kabul etmiyorum kendimi. Platformu oluşturan arkadaşların çabalarını, burada bulunan en yeteneklisinden benim gibi en yeteneksizine kadar her arkadaşın paylaşımını çok değerli buluyorum. Biraz kızgınsınız (sanırım)sizi anlıyorum. Ama bu kızgınlığınızın nedeni ben değilim siz çok iyi biliyorsunuz. Bu platform benden çok sizin gibi değerli kalemleri gün ışığına çıkarmak için, ama herkesin özgürce katılabildiği, siteye girişte kredi kartı şifresi istenmeyen güzel bir yer. Tartışma elbet olacak, eleştiri olmazsa olmaz zaten. Kıymetiniz en başta verilen imkânlar ile ortaya konuluyor zaten. En ufak bir şekilde bir sınıflandırma, hakir görme, düşünceye saygısızlık olsa bir saniye bile durmazdım burada emin olun.
Kendimi göstermek, bakın ben ne yetenekliyim demek için burada değilim. Ama kendini göstermek için Türkiye’de birçok platformu bilen biri olarak da söylemeden geçemeyeceğim oldukça ideal bir yer. Arşiv için harika bir alan. Sadece yazılarınızı arşivlemeniz için bile olsa mükemmele yakın bir dijital ortam gibi.
Müget Hanım.Yazmak bazen sadece yetenek değildir. Yazmak bazen hayata bağlanmak, nefes almak gibidir. Yazmak bazen böyle yerlerde güzel insanlarla tanışmaktır. Yazmak bazen bütün gün kararan ruhumuza yeni renkler hediye etmektir. Yazmak bazen vakit geçirmektir. Yazmak bazen her şeydir. Yazmak bazen var olduğunuza dair bir imzadır. Yazmak sevgili Müget Hanım insanın kendine ayna tutmasıdır. Dertleşmesidir. Yazmak bazen bilinmek istemektir. Yazmak gölgenizi düşürmektir dostlara, yazmak bazen adres sormaktır bir yabancıya. Yazmak bazen hepsinin ve daha birçok şeyin toplamı, yani insan demektir. Dolayısıyla sadece yazıyor olmak yetmiyor. Bu platformlarda, iletişimin dili de en az bir öykünün dili kadar önemli oluyor. Kült yazıdan söz etmek insanı bir kenara atmak gibi oluyor. Biliyorum yine pişmiş hatta durum itibari ile dibi tutmuş bir uzun cevap(yazı) oldu bu. Ama ne öykü, ne de hikâye bu yazı(larım) bu duruma dikkatinizi çekiyorum. Olabiliyorsak “dost kalemler”, oluruz ve acı söylemekten ve de dinlemekten çekinmeyiz. Olamıyorsak en kötü ihtimal “komşu kalemler” olmalıyız. Çünkü “buradayız” bazen birbirine değiyor yazılarımız. Sevgi ve saygılarımı sunuyorum….
Okurken bircok yerde, bircok kez durmam gerekti. Yazinizi yazdiktan sonra hic okudunuz mu?
Sanki birseyler sürekli tekrarlanmis. Kisa olmasina ragmen karisik bir yazi.
Affiniza siginiyorum ama ne düsündügümü yazmam gerekiyordu. Ne de olsa RÜZGARIN NERDEN VE NASIL ESECEGINI ÖNEMSEMIYORUM... ;)
Saygilar
sayın barısipek;
eleştirim, yazarla yazının içeriğiyle ve okuyucuyla alakalı değildir....sadece yazı türü ile ilgili kişisel görüşümdür.
şöyle ki; bu tarz yazılar beni katılaştırır, hayal gücümü yok eder. ben isterim ki, okuduğum yazıda ana fikri ben bulayım...ve hatta hiç ana fikri bulmayayım da, değişik pencerelerden bakabileyim. sonuç, ana fikir, mesaj hazır, pişmiş bir şekilde önüme gelince , orada ben yokum demektir...zira, okuduğum her şeye emek verip yoğurmak isterim...
sanırım yanlış anlaşıldım, insanların öğüde ihtiyacı var, derken, toplumsal bağlamda bir genelleme yapmak istedim.
şunu da biliniz ki, racon kesme'dim...asla böyle bir tarzım yoktur.
Sayfamı ziyaret ederek vakit ayıran, yazıyı okuyarak değerli yorumlarıyla katkı sağlayan bütün herkese çok teşekkür ediyorum.
"racon" kesen eleştirisini dikkate aldığım Müget Hanım, size ayrıca teşekkür ediyorum ve izninizle bir ricada bulunmak istiyorum. Eleştirinizdeki "insanlar" genellemenizi bir daha gözden geçirmeniz, burada, yorumları ve kendi akıllarıyla bulunan arkadaşlarımı kastetmediğinizi bildiğim halde mümkün mü acaba?
Peki, nerede duracağını bilenler için rüzgârın sert esmesi mesele midir ?
Hayata dair nerede duracağını bilenler, asla rüzgar nerden eser, nasıl eser, benden ne alır götürür diye hesap etmez. Ama bu hayatta kimlerle yan yana durduğun, yani dostların, arkadaşların, mahallen, evin, ocağın ve aşın da çok önemlidir. Ve yan yana durduklarının da yanında niçin durdukları…
....Ve yaşam sizi zaten önüne katıp sürüklüyor yapacağımız öyle çok şey de yok.Sadece gelişmeleri beklemek.
-Bizler nasıl ne şekil/ne çok çabalasak,dirensekte yaşam çok farklı hesapların ana uzmanı olarak yarınlarımızı belirlemekte.Genelde adil bile olmaksızın.
Güne en kaydadeğer yazıydı şair.
"Hayata dair nerede duracağını bilenler, asla rüzgar nerden eser, nasıl eser, benden ne alır götürür diye hesap etmez. Ama bu hayatta kimlerle yan yana durduğun, yani dostların, arkadaşların, mahallen, evin, ocağın ve aşın da çok önemlidir."
Muhteşem bir yazı ve muhteşem bir sorgulama. Kendimizi sorguladık her kelimenizde ve bir an düşündük " rüzgar mı esmeli her gün hayatımızda, hem de en sertlerinden "diye. Çünkü o zaman nerede duracağımızı ve kime yaslanacağımızı çok daha iyi anlayacağız galiba.
Başarılar diliyorum yazın hayatınızda ve yaşamınızda. Saygılar yüreğinize
yaşamak ciddi iştir. emek ister, sabır ister...bir gergefe işler gibi ... ne işleyeceğini bilir insan..adına yaşamak denen genel hattıyla...mesele renkleri ve motifleri yerleştirmektir..ve siz hiç bir zaman göremezsiniz finali..değerlendirmesi hep başkalarına kalır. siz hep iyi olduğunu zannedersiniz. beğenmediğiniz yerleri sökerek ilerler ve izler bırakırsınız işlediğiniz kumaşa...o izleri tek kapatan çok daha güzel bir motiftir sadece...size değerlendirmesi kalan ince detaylardır..bitmişin yorumunu hiç yapamaz, hiç göremezsiniz..o nedenle en sevdiğiniz motifleri en sevdiğiniz renklerle işlemektir sizi mutluluğa ve adınıza güzele götürecek olan...
yağmur yağarken kabı doldurmak kadar keyif verir bazen onun altında ıslanmak..yani demem o ki sadece kabın dolması mutlu etmez adamı... kabı düşünmeden sadece sizin olsun istersiniz her damla...
aslolan her şekli ile hayatı giyinebilmektir üzerine..ama eğilmeden, bükülmeden.dar yada bol gelen zamanlarda kendi provasını yapabilmeli..yoksa hayat taşımıyor insanı olduğu şekli ile..o sadece işgal ettiğimiz mekan ve zamandan geçiveriyor tüm süretiyle..
fazla marjinal bakmadan..iki alternatif olduğu varsayımından çıkarak..ya yazı yada tura...ama sen bil yine de üçüncü bir alternatif hep var..ya dik gelirse para...
.
.
.
...
eyvallah genç adam...yüreğinden öperek, fırtınasız bir yaşam dilemiyorum sana..yoksa ufak bir nefesle yıkılıveririz mazaallah...sıkı durmanın, sağlam basmanın başka yolu yoktur hayatta...
yolun açık olsun yazım hayatında...
Sevgi Kaya tarafından 12/22/2009 6:11:00 PM zamanında düzenlenmiştir.
Hayatı ve kendimi sorgulamayı seven biriyim sevmekten ziyade gerekliliğin son raddesine dek olmasından yanayımdır. Bu sebepledir ki bu kalemin hayatı ve kendisini " siz" deyip sorgulaması hakikaten bakıldığında çok güzel diyebildiklerimden. Hem göreceğiz, hem kendi görecek ve hep birlikte düşüneceğiz bu sayfada . Daimini dilemekten başka bir şey yapamayacağım.
Ama kalem hâlâ bazı yazım durumlarımız var :)) çok üsteliyorum biliyorum ama en güzeli olmalı ya her daim ;
"Bazen kaçarcasına uzaklaşmak da yetmez sonuçlardan, çünkü; senin sevgiyle yaşayarak, onurunla sonlandırmak için büyük mücadele ettiğin hayatta, kimileride "
burada çünkü kelimesinden önce nokta olmalıydı ve Ç büyük...
Ve kimileri / de derken bağlacı ayırmalıyız.
" ZATEN YARINSIZdır"
bu da ZATEN YARINSIZ ' dırlar...
olmalıydı diye düşünüyorum.
Ve,
" Hatalarımızı fark ettiğimiz sürece bir problem yok. Tekrar etmemek, her seferinde aynı duruma düşmemektir asl olan… Bedelini ödediğimiz her hataya sonuna kadar sahip çıkmalıyız…
Yeter ki bir önceki günümüzden ders almadan uykuya dalmasın gözler…"
bu son adımlar hakikaten mükemmeldi. Burada doğrularla sövülmenin alfabesini seviyorum..
Ciddi ciddi başarı diliyor ve olacağına da inanıyorum.
Sevgiler.
**Havin_** tarafından 12/22/2009 4:01:18 PM zamanında düzenlenmiştir.
"rüzgar nerede duracağını bilenler için sert eser."....Gün boyu aklımda gezdireceğim bu tespitinizi ve diğer tespitleriniz incelemeye değer.
Ve değdi okuduğuma ,yazı değendi.Tebrik teşekkür saygımla Barış bey.
Eş:)Hülya tarafından 12/22/2009 1:17:32 PM zamanında düzenlenmiştir.