- 521 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KENDİMİ ARIYORDUM
KENDİMİ ARIYORDUM
…öfkeyle ve şiddetle esen bir fırtınanın içindeymişim gibi merhametli kollar arıyorum bu şehirde hüznün hasretin ümitsizliğin yabancılığın ve insafsızlığın yakıcı alevleri içindeyim yalnızlıkla sarıldığım martılar gök kuşları çınar ağaçları ve mavi suyun gizemli akışı dostca geliyor bana gözlerimle görüyor kalbimle hissediyorum ki uğradığım hayal kırıklarının hepsinde insan vardı şaşkın korkak heyecanlı yalnız sessiz ve kimsesiz halimi testere dişli boğazın sahilleriyle paylaşıyorum gündüzü ve gecesinde yolculuklara çıkar gibi oluyorum her gün sil baştan alarak hayatıma başlıyorum bugün yağmur yağıyor istediğim gibi düşüyor yere nazlı nazlı uzaktan hayali bir gölge gibi gözüken şehrin üzerindeki yağmur sisleri bana ilham veriyor yorgun ve yaralı yürüyen ruhuma yalancı seraplar gibi yağan yağmur damlaları altında nabız atışlarımın arttığını hissediyorum hangi gece hangi gündüz bu şehirde gezintiye çıkmışken düşüp öleceğim diye birden aklıma geldi böyle yağmurlu bir gün olsun düşündüm ya da neden ölümü bu kadar ister olduğuma kızarak bu şehirle ömrümün daha uzadığını daha hayat kattığını düşünüp suları yarıp giden şu demirden çelikten uzunca yüksekce devasa geminin suyla olan savaşında ağır fakat muhteşem seyreden mücadelesiyle direnmeyi içimdeki çocuktan sevginin bütün koordinatlarına kadar doyasıya hayata sermeye karar verdim sonra yağmurun çiseleyen kadife dokunuşlarına aldırmadan iyice ıslanıncaya kadar yürüdüm her zamanki gibi fırından aldığım simit ve galete ile kendimi sahilde bir çay ocağına atıyorum en bayıldığım anlardır oturduğum masada yeni yüzlerle tanışmak ikram etmek sohbetlere geçmek dışarıda yağmurun sesini duyacağım cam kenarına oturuyorum ilerlemiş yaşımla kendimi esir dertli ve mahkum mu hissediyorum acaba suçlu ve hiçlik duyguları zaman zaman yokluyor beni ...oysa kokusuz özelliksiz ve tatsız bir dünyayı sevmiyorum sevginin sevmenin sevilmenin rengini tanıyalı ….
mustafa kaya / çengelköy
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.