- 1842 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GEZGİN VE BÜYÜK NEFES
Dağlarının, dağlarının ardında
yılan beli yollar uzanır
bir de kanadı kırk
yaralı
körpe küçücük kuş misali ben
pır pır eden yüreğim
hemi de yabancısı
yol bilmezi buraların
Düşüyorum aşağıya
vadide gün ortası bir köy
kapısında evin yaşlı karı koca
“tanrı misafiri yaralıdır uçamaz ki bu kuş”
“belli” diyor uzaktan gelmiş
yorgun
uykusuz belki de
“acım” diyebilsem ya “acım”
Taze çay demliyor
yanında bazlama ekmek
“hazırdan bilesin kalmayasın kusura”
derken ev sahibim usulca
utanıyorum
duymuş mu ne içimin sesini
ekmek peynir biber demli çay
yanında sigaram
can geliyor bedenime
dizime derman
sağalıyor kanadımın yarası hemen
Büyük Nefesteyim
Anadolu’dayım
yeşillikler ortasında bir köydeyim
dağların dağların yanı başındayım
sevdadayım
yine tek başınayım
Hüseyin ŞAHİN, 10 Ağustos 2003,
Büyük Nefes Köyü-YOZGAT
“Yılan beli yollar!..” Yılan eğrisini biliyorum da “yılan beli”ni yeni duyuyorum desem inanır mısınız? Sanırım, yılan beli deyimi ile halk arasında “sırt” denen yer anlatılmak istenmiş. Hani derler ya; “Sırtı aşarsan yolun az kalır”, “Sırtın o yanındaki tarla”, “Sırttan ötesi köye ait değil”... Eğer sırttan yol geçiyorsa o sırt “gedik” de olabilir!..
Öyle de olsa, böyle de olsa Büyük Nefes gibi bir yerde bulunulan ortam ancak böyle anlatılabilirdi. Hele de bir başınaysanız!.. Hele de onca kalabalık arasında bir başınaysanız!.. Bir başına olmak kolay değil dostum!
Hem kanadı kırık, yaralı, körpe, uçamaz küçük bir kuş gibi olacaksınız, hem de aç olacaksınız! Hele de o yörenin yol bilmezi bir yabancıysanız! İşte o zaman ekmek, peynir, biber, demli çay, yanında da sigara (olmayasıca); elbette ki can gelir bedeninize. Onca yürüdüğünüz yolun yorgunluğu, ayağınıza batan kayaların ağrıtması hemen geçer. Acım demenize gerek yok Anadolu köylüsüne. O, halden anlar...
Hele de bulunduğunuz yer Anadolu’nun ortasındaysa! Neresi mi Anadolu’nun ortası? Hemen aklınıza Angara gelecek ama, ben başka bir yer söyleyeceğim; Yozgat!.. Yozgat’ın da Büyük Nefes köyü!.. Sizler gibi ben de orayı görmedim. Ama oranın bir uygarlıklar kalıtı olduğunu anlıyorum. Anadolu’nun kalbi belki de orada atıyordu binlerce yıl önce. Hititlerin anayurdu belki de orasıydı...
Neden olmasın ki?.. Büyük nefes olmak kolay değil. Neden başka bir ad koymamışlar da Büyük Nefes demişler? Mutlaka Hititçe’de Büyük Nefes, döneminin en büyük nefesine sahip bir tanrıydı. Belki, kâhin ya da büyücü de olabilir. Belki de hükümdar ya da bölge yöneticisiydi. Hatta köyün muhtarı ya da bir ailenin reisi de olabilir. Ne olursa olsun büyük nefes önemli bir ad.
Nefes olmasa neye yarar insan? Nefesi olmazsa, canlılığı nereden belli olacak? Nefes gittikten sonra bedenin neye yaradığını hepiniz biliyorsunuz. İyisi mi gelin size başka bir nefesten söz edeyim. Öncelikle de “nefes” sözcüğünün geçtiği bir dörtlük okuyayım:
Bir nefesçik söyleyeyim
Dinlemezsen neyleyeyim
Aşk deryasın boylayayım
Ummana dalmaya geldim
Bu nefes, başka nefes elbette ki!.. Başka nefesle anlatmak istediğim şunlar;
“Alevi-Bektaşi edebiyatında, tarikat inancını ve tarikat ilkelerini dile getiren, bu kapsamda güzel yaşamı betimleyen, “serbest konulu şiir” olarak tanımlanan deyişlerle, bunların törenlerde, meclislerde ezgiyle okunan tarikat inançları ve bu inançlarla ilgili olayların anlatıldığı koşma biçimindeki nefesler öz olarak aynı kapsamda değerlendirilmelidir. Bunlardan On iki İmam için söylenmiş olanlara da Düvazdeh (On iki) adı verilir.” 1 Halk arasında daha çok “Deme” ve “Duvazimam” adlandırmaları kullanılır. Deme ile deyiş ve nefes ifade edilir. Bunlarda öğretici, düşündürücü, yol gösterici düşünceler işlenmektedir.
Nefes, yerleşim yeri
Nefes, can soluğu.
Nefes, insan soluğu.
Bence bu üç nefes de aynı şeyi dile getiriyor!.. İnsanın var oluşunu!.. İnsan yoksa, nefes de yoktur. İster köy olsun, ister soluk olsun, isterse deme olsun!..
İşte, Büyük Nefes’te de insan varmış ve kendini göstermiş; Anadolu’nun en güzel geleneksel davranışı “konukseverliği” ile. Ama en güzeli nefesini ortaya koyup, “Hazırdan bilesin, kusura kalmayasın” diyerek engin gönüllüğünü ortaya sermesidir. İşte o zaman sevdada da olsan, tek başına da olsan, insanlarla birlikte olmanın mutluluğunu yakalamışsın demektir...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.