- 866 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Minareler
Minare; nur mevzii, ezan mevkii,
Minare; müezzinin çıkıp ezan okuduğu yüksek ince yapılı kule,
Minare; ateş kulesi anlamına da gelir.
Minare ilk baş da Mısır başkenti Kahire de Emevi döneminde inşa edilmiş olup, İslam’n ilk yılları olan Peygamber Efendimiz (a.s.m.) zamanında yoktur. Minarenin İslami değer açısında yeri daha çok siyasi ve askeridir. Elde edilen bölgedeki hâkimiyetinin simgesi olmasının yanında, kervanlara yol göstermesi, inananların ibadete çağrılması ve ibadet yerini göstermekten ibarettir.
Minareler aynı zamanda bir gözcü kulesi olarak da kullanılmıştır. Tıpkı kiliselere çan takılması gibidir. 14–15. asırda Türk akıncı birliklerinin saldırısını halka vermek ve daha sonra da Türklerle savaşların anısını canlı tutmak amacıyla daha çok askeri ve siyasi olarak kullanıldığı gididir. Kiliselerdeki çanlarında ibadet ve dini kurallarla hiç ilgisi yoktur.
Zamanla minareler camilerin zarafet abideleri olmuştur. Geometrik zarif şekilleriyle, şerefiyeleriyle camilerin kandillerini oluşturmuştur.
Şerefiyeler ise camilerin melodilerin yeridir. Şerefiyelerden müezzinler melodilik bir aşk ile şevk ile gönüllere seslenirlerdi. Şerefiyelerden yankılanan sesin yaklaşıp uzaklaşmasındaki ahenk ise ölüleri canlandırır, inananların kalplerindeki pasları silerdi.
Şimdilerde nerede o ahenkli melodilik ses?
Minareler zamanla hokka ve kalemi doruk noktasına, Ramazan mahyalarıyla taşımıştır. O mahyalar ki güzelliğin zarafetin timsali olmuş, birbirleriyle adeta yarışmışlardır. Ampulle değil su girmeyecek şekilde yapılan kandillerle yapılmış, kayan mahyalar, yanardöner mahyalar…
İsviçre’de yaşanan minare tartışmasının fikri değeri, ’’minare gölgesi’’ kadar, yer işgal eder.
Minarenin o daracık merdivenlerinden çıkıp, şerefiyelerden ezan okunmaz oldu. Yerine hoparlörler aldı. Desibelli hoparlörler… Sesi daha ileriye iletecekmiş...
Biz mi minarelerin ahengini kaybettik yoksa minareler mi bizi unuttu?
Şahadet parmağıdır, göğe doğru minare!
Her nakışta o mânâ: Öleceğiz ne çare?
Necip Fazıl Kısakürek