Kızsal muhabbetler(41)(b)......................
’’Dikkat ediniz.Vücudda bir lokmacık et parçası vardır ki o iyi olursa, bütün ceset iyi olur,bozuk olursa bütün ceset bozuk olur:İşte o kalptir’’(Hadis-i Şerif,Sahih-i Buhari)
Leyla gözlerini takvim kağıdına dikmiş okumakta.Kalp........
-Kalbim çok yorgun....
Neden bazı insanlar böyle? Aşksız da yapamıyor,aşkla da yapamıyorlar.Mutsuz hallerden dem vuruyolar ancak itiraf etseler bu mutsuzluğu sevdikleri ortaya çıkacak.Acı mıdır insanları insan yapan?
Leyla elinde fincan, televizyonu açtı.Oysa az sonra sinirlenecek,seviyesizliği seviye edinenleri izlemek ne zor?
-Gerizekalılar,televizyonmuş ,medya maymunları.
Belki de bugün tek mutlu olan Sedadır.Sebeb mi?Yok.Bir sebeb yok kağıda bir cümle yazmakta şuan:
’’İkbalden idbare gidiş kaçınılmazdır’’.....
-Ne manidar bir söz.Talihten,talihsizliğe gidiş kaçınılmazdır.
Seda içinden konuşurken annesi odaya girmişti.
-Seda kalk ,kuaföre gidiyoruz.
-Neden?Saçlarını mı kestireceksin?
-Ben değil,sen.Yeter artık köylü kızları gibi gezmeni istemiyorum.Saçlarını kestirip, boyatacağız.
-Yanılmaktasın anne,köy kızları da senin modernlik dediğin saçmalıkla tanıştı şimdilerde.
-Sedaaaaaaa.Hemen hazırlan laf cambazlığına başlama gene.
Seda saçlarını boyayamazdı namaza başlamıştı.Gizli gizli kılıyordu .Leyla bile bilmiyordu,saçlarını boyatırsa abdest ne olacaktı?
Yarım saat sonra;
Sedanın saçları kesiliyor,oldum olası nefret eder kuaförlerden
’’Ay şekerim kaşlarını kim aldı, çok kötü olmuş,ayyyy hayatım boya şu saçları’’yla başlayan saçma sapan cümleler sinirini bozmaya yeterdi.
Yarım saatin üç misli saat sonra;
Sedanın saçları sarı gölgelerle dolu.Neyseki gölge köklere gelmiyor.
-Bu ben miyim?
-Sedaaaa kızım harika oldun,ay benim kızım manken gibiymiş.
Kadınlar sadece saçlarını tek tondan kurtarabiliyorlar galiba.Hayatta başka bir gölge bulamıyorlar ,hayatları tek renkte ölen ne çok kadın var.Elalem ne der,bu yaştan sonra,laf ederler diye diye tek renkte yaşayan kadınlar...(Sanmayın bu tenk renkten kasıt sadece boyadır.Hayatı tek renkte yaşamak)
Oysa hayat böyle olmamalı.Bir kadın önce ruhen ölür, sonra karşındakini öldürür......mü acaba?
Seda şimdi kuafördeki adı Latife olan kadını süzmekte ,bu kadın niye bu kadar salak?Kocasıyla yaptıklarını anlatıyor,erkekler yapar bunu sanırdı Seda.
Oysa Latife ismi ,onda başka hisler oluştururdu.Latifeler güçlü,zeki kadınlar olmalıydı tıpkı Atatürkün Latifesi gibi.Seda şimdi Latife hanımı düşünmekte(Atanın eşi,kudretli ,zeki Latifeyi)
Onun Ataya kurduğu cümleyi yıllarca unutamamıştı:
’’Güneşin daimi ziyası altında yaşayanlar ,medid bir karanlığın ne müthiş bir uçurum olduğunu bilmezler’’
Seda bu cümleyi ilk okuduğunda arapça farsça kelimeleri pek bilmezdi hemen sözlüğe bakmıştı:
Medid:Uzun,uzatılmış.
Ziya:Işık,aydınlık
Leylayla yaptıkları sohbet geldi aklına.
Leyla:Fikriye hanımla evlenmeliymiş.Onun aşkıyla ,üstelik onun silahıyla intihar eden kadınla.Düşünsene Seda bu nasıl bir aşk.
Seda bunları düşürken Leyla onu arıyodu.Niye mi?Bilmem.......