- 742 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Geriye Yazılar Kaldı
Karşımda, yeşil çimenlerin koynunda, uzunca süren kış yorgunluğunu atmaya çalışırken Palandöken Kayak Tesisleri, ben hemen karşısındaki şirin mahallenin marketinden alışverişimi yapmış, çıkmak üzereyken, gazetelerin bulunduğu standda bir kitap beni yerimde mıhladı. Üzerinde “Geriye Yazılar Kaldı…” yazıyordu.
Ah, yazılar… Hayatımızın her anına damgasını vuran yazılar… Bunca yazı varken ve bunca cazibeliyken yazı, niye konuşma dilini icat ettiler bilmem ki!
Kitabın yazarı Leylâ Umar’dı. Her kitabı incelerken yaptığım gibi arkasını çevirdim – aslında kavunun da arkasını kokmaz mıyız? - ; şöyle yazıyordu kavunun arkasında:
“Annemin kulağımda çınlayan şu sözlerinde ne kadar haklı olduğunu geç de olsa şimdi anlıyorum. Demişti ki: ‘Sen, ondan çok, onun yazdıklarına âşık oldun kızım…’ Her şeye rağmen pişman değilim. Çünkü sözlerin uçtuğunu, yazıların kaldığını biliyorum.”
Bir kitabın ancak bu kadar güzel bir arka kapak yazısı olabilir, bir kitap ancak bu şekilde özetlenebilir ve bir kitap ancak bu şekilde güzel satılabilirdi.
Ve yazan bir insanın yaşamı en güzel bu kadar kısa özetlenebilirdi.
Son on yılda hep âşık olduklarım, güzel yazı yazan kadınlardı. Ve bir kadın güzel yazılar yazıyorsa kesinlikle güzeldi. Ve ben kesinlikle âşık olurdum onlara.
Ve bırakamıyorsam bir kadını, kesinlikle çok güzel olduğu için değil, yazıları yüzündendir; yazılarından vazgeçemeyişimdendir. Kadın gerçek doğurganlığını ancak yazılarda gösterebiliyor çünkü. Ve ben severim, bırakamam doğurgan kadınları. Kovdukları halde, gururumun bile ayaklar altına alındığına aldırmadan yerimden kıpırdamamam hep bu yüzdendir; köle edici ve köle olmaya teşvik edici sihirli bir yanı var çünkü yazıların.
Ne yapayım şimdi ey sevgili! Gittin benden, ama geriye yazıların, şiirlerin kaldı. Götürseydin ya onları da! Ellerimde şiirlerin, ortada kalakaldım bir başıma. Ayaklarımı sürükleyerek peşinden gelmem bu yüzden…
Hey, güzelleşmek için yırtınan kadınlar! Ne duruyorsunuz? Koşsanıza yazılara! Ve çıkarın broşlarınızı, küpelerinizi! Sözcükler takın üzerinize, şiir kokan, aşk kokan, yaratmak kokan… Karanlıkları yırtan yazılar yazın!.. Önünüzde dize gelsin, diz çöksün erkekler!
Karşımda, yeşil çimenlerin koynunda, uzunca süren kış yorgunluğunu atmaya çalışırken Palandöken Kayak Tesisleri, ben hemen karşısındaki şirin mahallenin marketinden alışverişimi yapmış, çıkmak üzereyken, gazetelerin bulunduğu standda bir kitap beni yerimde mıhladı. Üzerinde “Geriye Yazılar Kaldı…” yazıyordu.
YORUMLAR
Yazını güzelliğini çok güzel anlatmışsınız.Yazarken duyduğum hazzı hiç bir şeyde bulamıyorum.
Benim çantamda mutlaka kalem kağıt bulunur.Yazar yada şair olmak niyetiyle yazmıyorum.Niyetim yazdıklarımla kimseyi mutlu etmekte değil.Yazmaktan aldığım mutluluk bana yetiyor.Tabi beğenilmesi insanı motive ediyor.Konuşmak mı yazmak mı deseler ben yazmayı tercih ederim. Keşke herkes böyle olsa.O zaman kimse boş konuşmaz.Bu konuda baya dertliymişim anlaşılan.
Duygularımıza tercüman olduğunuz için teşekkürler.