- 1513 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Prof. Dr. M. İLHAN BAŞGÖZ'E... (Mektubumu 20 yıl sonra ilk kez yayınlıyorum)
Değerli Profesör,
5 Eylül 1988 tarihli mektubunuzu aynı ay içinde almama karşın, hemen karşılık yazamadığım için bağışlayın.
Özellikle çalışmalarım hakkında beni yüreklendirdiniz, görüş ve önerilerinizi yazdığınız için teşekkür ederim.
Önceki mektubumda size sözünü ettiğim Mezirmeli ozan Küçük Abidin GEVHERİ adını kullanmaktadır. Bunu size yazmamamın nedeni, şiirlerinin başka ozanlara ait olup olmadığını anlamak içindi. Ancak bu arada bazı kitapları karıştırdım. Gevheri ile ilgili bilgilere ve şiirlere baktım.
Mektubunuzda, “Böyle şiirlerin daha önce yayınlanmış olması önemli değildir. Arada daima farklar bulunacağı için senin bulup yayınlayacağın...” diye söz etmektesiniz. Gerçekten de bu halk edebiyatımızda oldukça rastlana bir olay. Bu ozanımızın şiirlerinden (size yazdığım) ilki Gevheri’deki bir şiirle oldukça benzeşmekte.
Gurbet illerinde çaresiz kaldım
Bir halimden bilir yar-ı garım yok
Gam-ı firkat ile bi-mecal oldum
Ağlamaktan gayrı kisb ü karım yok
GEVHERİ
Diyarı gurbette çaresiz kaldım
Halimden bir bilen yâri garım yok
Derdi firak ile bir mecal oldum
Ağlamaktan gayrı kisbi karım yok
KÜÇÜK ABİDİN
Gevheri ile ilgili ülkemizde en son basılmış olan Prof. Dr. Şükrü Elçin’in “Gevheri” adlı yapıtını inceledim. Bazı ansiklopedi ve antolojilerle karşılaştırdım. Gevheri XVII. Yüzyılın ilk yarısında ölmüş, Küçük Abidin ise XX. Yüzyılın ilk yarısında ölmüştür. Yaklaşık 300 yıl var aralarında.
Küçük Abidin ile ilgili şiirleri toplamayı sürdürüyorum.
Gelelim sizin istemiş olduğunuz “Hoca Hikâyeleri”ne...
Ne yazık ki ağustos 1988’den sonra köye gidemedim. Köye gidemediğim gibi okullar da açıldı ve göreve başladık. Ancak yine de önceden bildiğim bazı hikâyeler var. Hoca ile ilgili birkaç kitap karıştırdım bu arada.
Dinlenme tatilinde köye gitmeyi düşünüyorum. Hem Ballıkaya ile ilgili bilgileri pekiştirmek, hem Arguvan havalarıyla ilgili bilgileri geliştirmek, hem de hoca ile ilgili hikâyeleri toplamak benim için dinlenme tatilinde oldukça yoğun bir uğraşı olacak.
Çevremizde “Hoca Nasrettin”, “Hoca Nasırat” gibi adlarla bilinip söylenen Nasrettin Hoca ile ilgili dileğinizi zamanında yerine getiremediğim için üzgünüm.
Yeni girmiş olduğumuz 1989 yılında ailece en iyi dileklerimizi sunar hepimiz ayrı ayrı ellerinizden öperiz. Çocukların ikisi Malatya Anadolu Lisesinde okuyorlar. Özellikle kızım Gül sizin mektubunuz geldiğinde, “Amerika’da hangi konuda ders veriyor?” diye sordu. Kendisi Milliyet’in Malatya İlkokullar 1.si, Türkiye 100.sü oldu. Ayrıca Malatya Anadolu Lisesini 1. olarak kazandı. Ben de kendisine sizin ve çalışmalarınız hakkında bilgi verdim.
Ülkemiz dışında, ülkemiz hakkında –özellikle de halkımızın sesi olan bir konuda- yıllardır sürdürdüğünüz çalışmalarınızın daha nice yıllar sürmesini candan diler, tekrar selam ve saygılarımızla ellerinizden öperiz.
Karşılık yazarsanız memnun olurum.
Sağlık dolu günler dileğiyle...
05.01.1989
Süleyman ÖZEROL
Başharık Mah...13
MALATYA
NOT: Şu anda 3 Hoca öyküsü bulunmakta.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.